1. AĞIR CEZA MAHKEMELERİNİN KURULUŞU VE YARGI ÇEVRESİ, YAPISI
- Kuruluşu ve Yargı Çevresi: Anayasa’nın 142. maddesi uyarınca mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Ağır Ceza Mahkemeleri, 5235 sayılı Kanun uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) olumlu görüşü alınarak kurulur. Genellikle her il merkezinde ve coğrafi durum ile iş yoğunluğuna göre belirlenen ilçelerde bulunurlar. Birden fazla Ağır Ceza Mahkemesi dairesi bulunan yerlerde, bu daireler arasındaki iş dağılımı HSK tarafından yapılır.
- Yapısı: Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, bir başkan ve yeteri kadar üyeden oluşur. Yargılamaları bir başkan ve iki üye olmak üzere üç hâkimle yapar. Duruşmalarda ayrıca iddia makamını temsil eden bir Cumhuriyet savcısı bulunur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir kararında belirtildiği üzere, “Ağır ceza mahkemesi kuruluşu bulunan yerlerdeki Cumhuriyet başsavcıları kanundan kaynaklanan görevleri nedeniyle ağır ceza mahkemesi heyetine dahil sayılırlar.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2019/1 K. 2019/631) Bu durum, savcılık makamının mahkeme yapısındaki yerini göstermektedir.
2. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN GÖREV VE YETKİLERİ
Ağır Ceza Mahkemelerinin görevleri, 5235 sayılı Kanun’un 12. maddesinde açıkça tanımlanmıştır. Ağır Ceza Mahkemesinin görevi iki ana kritere göre belirlenir: suçun niteliği (ismen sayılan suçlar) ve suç için öngörülen cezanın ağırlığı.
2.1. Görevine Giren Suçlar
5235 sayılı Kanun’un 12. maddesi ve yargı kararları ışığında Ağır Ceza Mahkemelerinin görevine giren suçlar şunlardır:
- Cezanın Ağırlığına Göre Belirlenen Suçlar: “Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir.” (yargitay-4. Ceza Dairesi-2011/13521). Bu görev belirlenirken, ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler dikkate alınmaksızın, kanunda suç için öngörülen cezanın üst sınırı esas alınır. Örneğin, bir eylemin kasten yaralama mı yoksa öldürmeye teşebbüs mü olduğunun takdiri, ceza üst sınırı nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesine aittir (yargitay-1. Ceza Dairesi-2013/2677).
- İsmen Sayılan Suçlar: Kanunda ceza miktarına bakılmaksızın doğrudan Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına dahil edilen suçlar şunlardır:
- Yağma (TCK m. 148)
- İrtikâp (TCK m. 250/1-2)
- Resmî belgede sahtecilik (TCK m. 204/2)
- Nitelikli dolandırıcılık (TCK m. 158)
- Hileli iflâs (TCK m. 161)
- Devletin Güvenliğine ve Anayasal Düzene Karşı Suçlar: TCK’nın İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319, 324, 325 ve 332. maddeler hariç) Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanındadır. Bu suçlar arasında Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, Hükümete Karşı Suç, Silahlı İsyan gibi çok ciddi suçlar yer alır.
- Terör Suçları: “12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar” da Ağır Ceza Mahkemelerinde görülür. İncelenen kararlarda “silahlı terör örgütüne üye olma”, “örgüt propagandası yapma” gibi suçların bu mahkemelerde yargılandığı sıkça görülmektedir (aym-29/11/2018, aym-26/9/2019).
- Özel Kanunlarla Belirlenen Diğer Görevler: Ağır Ceza Mahkemeleri, hâkim ve savcıların görevleriyle ilgili işledikleri suçlar (belirli istisnalar hariç) ile valilerin kişisel suçlarına ilişkin davalara bakmakla görevlidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/452 E.-2019/630 K.). Ayrıca, CMK m. 141 vd. uyarınca haksız tutuklama gibi koruma tedbirleri nedeniyle açılacak tazminat davaları da Ağır Ceza Mahkemelerinde görülür. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 2015/3388 K. 2015/4667)
2.2. Delilleri Değerlendirme ve Suç Vasfını Belirleme Yetkisi
Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren bir suçla ilgili olarak “delillerin takdir ve değerlendirilmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğudur” (Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E. 2022/3744 K. 2024/5818 ). Asliye Ceza Mahkemesi gibi alt dereceli bir mahkeme, yargıladığı eylemin Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren bir suçu (örneğin yağma, öldürmeye teşebbüs, nitelikli dolandırıcılık) oluşturabileceği kanaatine varırsa, delil takdiri yapmadan CMK m. 5 uyarınca “görevsizlik” kararı vererek dosyayı görevli Ağır Ceza Mahkemesine göndermek zorundadır.
3. AĞIR CEZA MAHKEMELERİNİN SORUŞTURMA AŞAMASINDAKİ GÖREVLERİ
Ağır Ceza Mahkemelerinin asıl görevi kovuşturma (yargılama) evresinde olmakla birlikte, soruşturma aşamasında da kritik rolleri bulunmaktadır:
- Koruma Tedbirlerine Karar Verme: CMK uyarınca, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi (m. 135) ve teknik araçlarla izleme (m. 140) gibi ağır nitelikteki koruma tedbirlerine karar verme yetkisi, kural olarak Ağır Ceza Mahkemesi’ne aittir. (AYM E. 2014/195 K. 2015/116 B. T. 23/12/2015)
- İtirazları İnceleme: Sulh Ceza Hâkimliğinin verdiği tutuklama veya adli kontrol kararlarına karşı yapılan itirazlar, yetkili Asliye Ceza Mahkemesi tarafından incelenir. Ancak Ağır Ceza Mahkemeleri, kendi yargı çevresindeki Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına karşı yapılan itirazları inceleyen bir merci olarak da görev yapabilir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, E. 2012/8171 K. 2012/21534)
- Yetki Uyuşmazlıklarını Çözme: Cumhuriyet savcıları arasında çıkan yetki uyuşmazlıklarında, yetkili savcılığın belirlenmesi için dosya, yargı çevresindeki en yakın Ağır Ceza Mahkemesine gönderilir ve mahkemenin bu konuda verdiği karar kesindir. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, E. 2023/347 K. 2023/4799, CMK m. 161/7)
4. AĞIR CEZA MAHKEMELERİNİN KARARLARINA KARŞI KANUN YOLLARI
Ağır Ceza Mahkemelerinin kararlarına karşı, kararın niteliğine göre farklı kanun yolları açıktır.
- İtiraz: Bu kanun yolu, genellikle ara kararlara karşı başvurulan bir yoldur. Örneğin, hâkimin reddi talebinin kabul edilmemesine ilişkin kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2019/337 K. 2021/55) Ağır Ceza Mahkemesi, kovuşturma aşamasında verdiği tutukluluğun devamı gibi kararlar da itiraza tabidir.
- İstinaf: Ağır Ceza Mahkemesinin yargılama sonunda verdiği nihai kararlara (hükümlere) karşı başvurulan temel kanun yoludur. İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemenin yargı çevresinde bulunduğu Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) nezdinde yapılır. BAM, dosyayı hem usul (hukuka uygunluk) hem de esas (maddi vaka) yönünden inceler. Savunma hakkının kısıtlanması (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi, E. 2017/680 K. 2017/716) veya “non bis in idem” (aynı fiilden iki kez yargılama olmaz) ilkesinin ihlali (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi, E. 2017/1186 K. 2017/1284) gibi nedenlerle Ağır Ceza Mahkemesi kararları bozulmaktadır.
- Temyiz: Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf incelemesi sonucunda verdiği kararların bir kısmı için Yargıtay nezdinde temyiz yolu açıktır. Ancak bu yol, CMK’nın 286. maddesinde sayılan istisnalar dışında kural olarak kapalıdır. Örneğin, “hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üç bin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine” veya üst sınırı belirli bir süreyi geçmeyen hapis cezalarına karşı temyiz yolu kapalıdır. Temyiz incelemesi, kural olarak hukuki denetimle sınırlıdır.
SONUÇ
Ağır Ceza Mahkemeleri, toplum düzenini en ağır şekilde ihlal eden suçlara bakmakla görevli uzmanlık mahkemeleridir. Görev ve yetkileri, başta 5235 sayılı Kanun olmak üzere TCK ve CMK hükümleriyle açıkça belirlenmiştir. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları, bu yasal düzenlemelerin yorumlanması ve uygulanmasında yeknesaklığı sağlamaktadır. Bir başkan ve iki üyeden oluşan heyet yapısı, soruşturma aşamasındaki denetim görevleri ve kararlarına karşı açık olan çok aşamalı kanun yolu mekanizması ile Ağır Ceza Mahkemeleri, Türk hukuk sisteminde vazgeçilmez bir rol üstlenmektedir.
Ağır Ceza Mahkemesi gibi ceza mahkemelerinin görevine giren suçlarda sanık veya müştekiler Ağır ceza avukatı, en iyi ağır ceza avukatı, ceza avukatı, en iyi ceza avukatı, gibi kavramlarla arama yapmaktadırlar. En iyi ağır ceza avukatı, konusunda uzman olup ilgili mevzuatı ve Yargıtay içtihatlarını en iyi şekilde bilen kişidir. Bunun yanında dosyayı özenle ve titizlikle takip eden kişidir.