Görevsizlik Kararı Verilmesi Gereken Hâl ve Sonucu CMK m.5

1. CMK Madde 5  Kanun Maddesinin Metni ve Genel Amacı

CMK’nın “Görevsizlik kararı verilmesi gereken hâl ve sonucu” başlıklı 5. maddesi, incelenen birçok Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararında açıkça alıntılanmıştır. Maddenin metni şöyledir:

(1) İddianamenin kabulünden sonra; işin, davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir. (2) Adlî yargı içerisindeki mahkemeler bakımından verilen görevsizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.

Bu maddenin temel amacı, Anayasa’nın 37. maddesinde güvence altına alınan “kanuni hâkim güvencesi” ilkesini ceza yargılamasında somutlaştırmaktır. Bir sanığın, suçunun niteliğine ve kanunda öngörülen cezasına göre hangi mahkeme tarafından yargılanacağı önceden bellidir. CMK Madde 5, yargılama sürecinde bu kuraldan sapıldığının anlaşılması halinde, dosyanın ait olduğu doğru mahkemeye gönderilmesini temin eden usuli bir mekanizma sunar.

2. Görev Kavramı ve Mahkeme Yetkisi Arasındaki Fark

İncelenen kararlarda “görev” kavramının kamu düzenine ilişkin olduğu defaatle vurgulanmıştır. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin bir kararında belirtildiği gibi, “Görev kuralı kamu düzenine ilişkindir ve sanık için görevli mahkemede yargılanmak bir güvencedir.” Yargıtay Ceza Genel Kurulu da görev kuralının, hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkının doğal bir sonucu olduğunu belirtmiştir (2014/469 E. sayılı karar).

Görev ve yetki arasındaki temel farklar şunlardır:

  • Görev (Subject-Matter Jurisdiction): Mahkemenin bakabileceği dava türünü ifade eder. Suçun niteliği (örn: yağma, kasten öldürme) ve kanunda öngörülen cezanın ağırlığına göre belirlenir (örn: Asliye Ceza Mahkemesi, Ağır Ceza Mahkemesi).
  • Yetki (Venue/Territorial Jurisdiction): Aynı türdeki mahkemelerden hangisinin coğrafi olarak davaya bakacağını belirler. Genellikle suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir.

Görev, kamu düzeniyle doğrudan ilgili olduğu için yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilirken, yetki itirazları daha sınırlı sürelerde ileri sürülebilir.

3. Görevsizlik Kararı Ne Zaman Verilir?

CMK Madde 5/1 uyarınca görevsizlik kararı, “iddianamenin kabulünden sonra”, yani kovuşturma evresinde verilir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2018/605 E. sayılı kararında da belirtildiği gibi, mahkeme görevli olup olmadığına “kovuşturma evresinin her aşamasında” re’sen karar verebilir.

Ancak önemli bir ayrım, Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 2008/13524 E. sayılı kararında ortaya konmuştur. Buna göre, CMK’nın göreve ilişkin 3, 4, 5, 6 ve 7. maddeleri mahkemelere özgüdür. Dolayısıyla, “Cumhuriyet savcısının verdiği görevsizlik kararlarına karşı itiraz yolu mümkün olmadığı” belirtilmiştir. Bu, CMK Madde 5’in uygulama alanının mahkemelerle sınırlı olduğunu göstermektedir.

4. Görevsizlik Kararı Veren Mahkemenin Sorumluluğu

Görevsizlik kararı veren mahkemenin temel sorumluluğu, CMK Madde 5/1’de açıkça belirtildiği üzere, “bir kararla işi görevli mahkemeye göndermek”tir. Bu, dosyanın fiziken veya UYAP üzerinden, yargılamanın devamı için görevli olduğu tespit edilen mahkemeye sevk edilmesini içerir. Mahkeme, görevsiz olduğuna kanaat getirdiğinde davadan el çekmek ve dosyayı ilgili mahkemeye intikal ettirmekle yükümlüdür.

5. Dosyanın Görevli Mahkemeye Sevki ve Süreç

Dosyanın görevli mahkemeye sevki, basit bir idari işlem değildir. Özellikle mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığında (iki mahkemenin de kendisini görevsiz sayması), süreç karmaşıklaşabilmektedir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi’nin 2019/406 E. sayılı kararında bu süreç detaylandırılmıştır:

  • Görev uyuşmazlığından söz edebilmek için, her iki mahkemenin de verdiği görevsizlik kararının kesinleşmiş veya kesin nitelikte olması gerekir.
  • CMK Madde 5/2’deki itiraz hakkı, sadece ilk verilen görevsizlik kararı için değil, karşı görevsizlik kararı için de geçerlidir.
  • Bu nedenle, karşı görevsizlik kararının taraflara usulünce tebliğ edilmesi ve itiraz sürecinin tüketilmesi zorunludur.

Görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosya görevli mahkemeye gönderilir ve yargılama kaldığı yerden devam eder.

6. Görevsizlik Kararı İtiraz Edilebilir mi?

Evet. CMK Madde 5/2, “Adlî yargı içerisindeki mahkemeler bakımından verilen görevsizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir” hükmüyle bu yolu açıkça düzenlemiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi’nin kararlarında da vurgulandığı üzere, bu kararlara karşı istinaf yolu kapalı, itiraz yolu açıktır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2014/469 E. sayılı kararı, bu kurala önemli bir istisna getirmiştir:

  • Adli yargı içindeki mahkemeler arası görevsizlik kararlarına karşı itiraz yolu açıktır.
  • Ancak, adli yargı dışındaki bir yargı merciine (örn: idari yargı) yönelik verilen görevsizlik kararları, CMK m. 223/10 uyarınca hüküm sayıldığından bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulur.

Anayasa Mahkemesi de 2020/3 E. sayılı kararında, CMK Madde 5/2’ye yönelik Anayasa’ya aykırılık itirazını daha önce reddettiği ve on yıllık süre geçmediği için yeniden incelememiştir, bu da hükmün anayasal geçerliliğini teyit etmektedir.

7. Görevsizlik Kararının Sanık ve Mağdur Açısından Etkileri

Görevsizlik kararının iki yönlü etkisi vardır:

  1. Olumlu Etki (Hak Güvencesi): Davanın kanunen yetkili ve görevli mahkemede görülmesini sağlayarak sanığın “kanuni hâkim” tarafından yargılanma hakkını temin eder. Bu, adil yargılanma hakkının temel bir unsurudur.
  2. Olumsuz Etki (Yargılamanın Uzaması): Mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlıkları, kararların tebliği, kesinleşmesi ve dosyanın sevk edilmesi gibi usuli işlemler yargılama sürecini önemli ölçüde uzatabilir. Bu durum, hem sanığın makul sürede yargılanma hakkını hem de mağdurun adalete hızlı erişim hakkını olumsuz etkileyebilir.

8. Uygulamada Görevsizlik Kararına Sıkça Rastlanan Durumlar

İncelenen kararlar, görevsizlik kararlarına sıkça rastlanan bazı tipik durumları ortaya koymaktadır:

  • Suç Vasfının Değişme İhtimali: Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen bir eylemin, delillerin değerlendirilmesi sonucu Ağır Ceza Mahkemesi’nin görev alanına giren nitelikli bir suçu (örn: nitelikli dolandırıcılık, kasten öldürmeye teşebbüs, resmi belgede sahtecilik) oluşturma ihtimalinin belirmesi (Yargıtay 11. CD, 2023/6720 E.; Trabzon BAM 3. CD, 2023/805 E.).
  • Özel Kanunlardan Doğan Görevler: 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na muhalefet gibi özel kanunların belirli mahkemeleri görevli kılması.
  • Suçların İçtimaı: Sanığa atfedilen eylemlerden birinin daha ağır cezayı gerektiren ve üst dereceli mahkemenin görevine giren bir suçu oluşturması.

9. Görevsizlik ile Yetkisizlik Arasındaki Fark Nedir?

Raporun önceki bölümlerinde değinildiği üzere, bu iki kavram arasındaki ayrım nettir:

  • Görevsizlik: Davanın “tür” olarak yanlış mahkemede açılmasıdır. Çözümü, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesidir. Kamu düzenine ilişkin olduğu için daha katı kurallara tabidir.
  • Yetkisizlik: Davanın “coğrafi” olarak yanlış yerdeki mahkemede açılmasıdır. Çözümü, dosyanın yetkili yer mahkemesine gönderilmesidir.

Görevsizlik ve yetkisizlik arasındaki temel farklar şu şekilde özetlenebilir:

  • Konu: Görev, davanın hangi tür mahkemede (Asliye Ceza/Ağır Ceza) görüleceğine ilişkindir (madde yönünden yetki). Yetki ise davanın hangi coğrafi bölgedeki mahkemede görüleceğine ilişkindir (yer yönünden yetki).
  • Kamu Düzeni: Görev kuralları kamu düzenindendir. Yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebilir ve mahkemece re’sen dikkate alınır. Yetki kuralları ise kural olarak kamu düzeninden sayılmaz.
  • İleri Sürülme Zamanı: Görevsizlik iddiası kovuşturmanın her aşamasında ileri sürülebilir. Yetkisizlik iddiası ise CMK m. 18 uyarınca en geç sanığın sorgusundan önce ileri sürülmelidir.
  • İşlemlerin Geçerliliği: CMK m. 7’ye göre görevsiz mahkemenin yaptığı tekrarı mümkün olmayan işlemler dışındaki işlemler hükümsüzdür. Yetkisiz mahkemenin yaptığı işlemler ise kural olarak geçerlidir.

10. Görevli Olmayan Mahkemenin Yaptığı İşlemlerin Geçerliliği (CMK Madde 7)

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2015/1179 E. sayılı kararı gibi birçok kararda atıf yapılan CMK Madde 7, görevsizlik kararının önemli bir sonucunu düzenler:

“Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hâkim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür.”

Bu hüküm uyarınca, görevsiz mahkemenin yaptığı keşif, tanık dinleme gibi işlemler, görevli mahkeme tarafından yeniden yapılmalıdır. Ancak, örneğin olay yerinde yapılan ve tekrarlanması mümkün olmayan bir keşif veya ölen bir tanığın ifadesi gibi işlemler geçerliliğini korur.

Sonuç

CMK Madde 5, ceza yargılaması sisteminin temel taşlarından biridir. Bu madde, Anayasa ile güvence altına alınan “kanuni hâkim” ve “adil yargılanma” ilkelerinin hayata geçirilmesini sağlayan en önemli usul kurallarından birini teşkil eder. İncelenen yargı kararları, yüksek mahkemelerin bu kuralın uygulanmasına büyük bir hassasiyet gösterdiğini, görev konusunu katı bir kamu düzeni meselesi olarak ele aldığını ve usuli gerekliliklerin (kararların kesinleşmesi, itiraz yolunun tüketilmesi vb.) titizlikle yerine getirilmesini aradığını göstermektedir.

Bununla birlikte, uygulamada görev uyuşmazlıklarının yargılama sürelerini uzatma potansiyeli, sistemin pratik bir sorunu olarak öne çıkmaktadır. CMK Madde 5’in amacı, hukuki güvenliği ve öngörülebilirliği sağlamak iken, bu amaca ulaşırken makul sürede yargılanma hakkının zedelenmemesi arasında bir denge kurulması, adalet sisteminin etkinliği açısından hayati önem taşımaktadır. Sonuç olarak, CMK Madde 5, yargılamanın meşruiyetinin ve hukuka uygunluğunun temel bir güvencesi olarak varlığını sürdürmektedir.

Yorum yapın