Sözleşmelerde Şekil Serbestisi (TBK m.12)

1. TBK Madde 12 Sözleşmelerin Şekline İlişkin Genel Kural

TBK’nın 12. maddesi, sözleşmelerin şekline dair temel prensibi ortaya koyar. Maddenin birinci fıkrası, “Sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir” hükmünü amirdir. Bu ilke, “şekil serbestisi” olarak adlandırılır ve sözleşme özgürlüğünün en temel yansımalarından biridir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da çeşitli kararlarında vurguladığı gibi, hukukumuzda sözleşmelere egemen olan ilke budur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2023/1069 E., 2024/496 K.). Taraflar, kanunun emredici kurallarına aykırı olmamak kaydıyla, iradelerini sözlü, yazılı veya zımni olarak açıklayarak geçerli bir sözleşme kurabilirler.

2. Sözleşmelerin Geçerliliği İçin Şekil Şartı Var mı?

Evet, şekil serbestisi kuralının önemli istisnaları mevcuttur. TBK m. 12/2, “Kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmaz” diyerek bu istisnayı düzenler. Kanun koyucu; tarafların, üçüncü kişilerin veya kamunun menfaatini korumak ve hukuki güvenliği sağlamak amacıyla bazı sözleşme türleri için özel şekil şartları öngörmüştür.

Bu duruma ilişkin çok sayıda örnek bulunmaktadır:

  • Taşınmaz Mülkiyetinin Devri: Tapulu taşınmazların mülkiyetini devretmeyi amaçlayan tüm sözleşmelerin (satış, bağışlama, arsa payı karşılığı inşaat vb.) resmi şekilde yapılması zorunludur (TMK m. 706, TBK m. 237). Bu şekle uyulmadan yapılan sözleşmeler geçersizdir (Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, 2023/3749 E., 2023/6370 K.).
  • Miras Taksim Sözleşmesi: Mirasçıların tereke üzerindeki paylaşımına ilişkin sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır (TMK m. 676). Bu sözleşmede tüm mirasçıların imzasının bulunması esastır (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2012/3573 E., 2012/5638 K.).
  • Cari Hesap Sözleşmesi: Türk Ticaret Kanunu m. 89 uyarınca, cari hesap sözleşmesinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı hüküm altına alınmıştır (Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/1663 E., 2022/236 K.).
  • Franchise Sözleşmesi: Marka kullanımını içeren franchise sözleşmelerinin Sınai Mülkiyet Kanunu m. 148/4 uyarınca yazılı şekilde yapılması bir geçerlilik şartıdır (Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2024/417 E., 2025/270 K.).

3. Kanunda Şekil Öngörülmemişse Sözleşmelerin Durumu

Kanunda bir sözleşme türü için özel bir şekil şartı öngörülmemişse, TBK m. 12/1’deki genel kural olan şekil serbestisi ilkesi uygulanır. Bu durumda taraflar, sözleşmeyi sözlü, yazılı veya e-posta, faks gibi iletişim araçlarıyla dahi kurabilirler. Örneğin, eser sözleşmeleri, hizmet sözleşmeleri, ardiye sözleşmeleri gibi birçok sözleşme türü için kanunda özel bir şekil şartı bulunmamaktadır (İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/589 E., 2021/444 K.).

4. Geçerlilik Şekli Ne Demektir?

Geçerlilik (sıhhat) şekli, bir sözleşmenin hukuken varlık kazanabilmesi ve hüküm ifade edebilmesi için kanunun aradığı zorunlu şekil şartıdır. Bu şekil, ispat kolaylığı sağlayan “ispat şekli”nden farklıdır. Geçerlilik şekline uyulmaması, sözleşmeyi baştan itibaren kesin hükümsüz (batıl) kılar. Yargıtay kararlarında bu ayrım net bir şekilde vurgulanmıştır: “Maddede öngörülen yazılı şekil, bir ispat koşulu değil, geçerlilik koşuludur.” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2011/4600 E., 2012/2971 K.). Şekil eksikliği, emredici nitelikte olduğundan, taraflar ileri sürmese dahi hâkim tarafından yargılamanın her aşamasında re’sen (kendiliğinden) dikkate alınmak zorundadır (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2020/9496 E., 2021/1717 K.).

5. Şekle Uyulmayan Sözleşmelerin Hükümsüzlüğü ve İstisnaları

Kural olarak, kanunun öngördüğü geçerlilik şekline uyulmadan yapılan sözleşmeler kesin hükümsüzdür ve taraflar için hiçbir hak ve borç doğurmaz. Ancak yargı kararları, bu kuralın katı bir şekilde uygulanmasının bazı durumlarda adaletsiz sonuçlar doğurabileceğini kabul etmiş ve Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı çerçevesinde önemli istisnalar geliştirmiştir.

  • Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı (TMK m. 2): Bir sözleşme şekil eksikliği nedeniyle geçersiz olsa dahi, taraflar bu sözleşmeden doğan edimlerini karşılıklı olarak ve bilerek ifa etmişlerse, sonradan şekil eksikliğini ileri sürerek verdiklerini geri istemek dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edebilir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 30.09.1988 tarihli kararı bu konuda temel bir referanstır. Birçok karar, bu içtihada atıfla, “sözleşmeden kaynaklanan edimler ifa edilmiş olmakla artık geçersizliğin ileri sürülmesi mümkün değildir” sonucuna varmıştır (Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2020/236 E., 2024/274 K.).
  • İfa ile Geçerlilik Kazanma: Özellikle kefalet gibi sözleşmelerde, şekil şartlarındaki eksikliklere rağmen borçlu edimini ihtirazi kayıt koymaksızın ifa etmişse, sonradan şekil eksikliğini ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir. Bu durumda sözleşme, ifa ile geçerlilik kazanmış sayılır (Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, 2023/308 E., 2023/827 K.).

6. Uygulamada Sözleşme Şekline İlişkin Sorunlar

Uygulamada şekil kurallarına ilişkin sorunlar sıklıkla şu alanlarda yaşanır:

  • Taşınmaz Satışları: Tarafların resmi şekle uymaksızın adi yazılı sözleşmelerle taşınmaz satışı yapmaları en yaygın sorundur.
  • Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Ek Protokoller: Asıl sözleşme resmi şekilde yapılmış olsa dahi, sözleşmede değişiklik yapan ek protokollerin adi yazılı şekilde yapılması, bu protokollerin geçersizliğine yol açmaktadır (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2024/870 E., 2025/1370 K.).
  • Miras Paylaşımı: Tüm mirasçıların katılımı olmaksızın veya yazılı şekle uyulmaksızın yapılan miras taksim sözleşmeleri geçersizdir.
  • Kamu Kurumlarıyla Yapılan Sözleşmeler: İhale kanunlarına tabi sözleşmelerde, yetkili organların onayı alınmadan veya yetkisiz kişilerce imzalanan sözleşmeler şekil ve yetki eksikliği nedeniyle geçersiz sayılmaktadır (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2022/3304 E., 2023/3292 K.).

7. Yazılı Şart Aranmayan Sözleşme Örnekleri

Kanunda aksi belirtilmedikçe şekil serbestisi geçerli olduğundan, yazılı şart aranmayan sözleşmeler oldukça yaygındır. İncelenen kararlarda; eser sözleşmesi (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2021/548 E., 2022/1817 K.), hizmet alım sözleşmesi (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi, 2018/3154 E., 2019/230 K.), ardiye (saklama) sözleşmesi ve Yargıtay kararlarına göre arsa tahsis sözleşmesi (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2014/8 E., 2015/10 K.) gibi sözleşmelerin geçerliliği için özel bir şekil şartı aranmadığı belirtilmiştir.

8. Sözleşme Hazırlarken Dikkat Edilmesi Gereken Hukuki Şekil Unsurları

Bir sözleşme hazırlanırken hukuki geçerliliği sağlamak için şu adımlar izlenmelidir:

  1. Sözleşme Türünün Tespiti: Sözleşmenin hukuki niteliği (satış, eser, kira vb.) doğru bir şekilde belirlenmelidir.
  2. Mevzuat Kontrolü: İlgili kanunlarda (TBK, TMK, TTK vb.) bu sözleşme türü için özel bir geçerlilik şekli öngörülüp öngörülmediği titizlikle araştırılmalıdır.
  3. Şekil Şartlarına Uyum: Eğer resmi şekil (noter veya tapu sicil müdürlüğü) gerekiyorsa, işlem yetkili makam önünde yapılmalıdır. Yazılı şekil gerekiyorsa, TBK m. 14 uyarınca borç altına girenlerin imzalarının metinde bulunması zorunludur.
  4. Temsil Yetkisinin Kontrolü: Sözleşmeyi imzalayan tarafların veya temsilcilerinin bu işlemi yapmaya yetkili olup olmadığı (vekaletname, imza sirküleri vb. ile) teyit edilmelidir.

9. Şekle Aykırılık Nedeniyle Geçersiz Sayılan Sözleşmelerin Hukuki Sonuçları

Şekil şartına uyulmadığı için geçersiz olan bir sözleşme, baştan itibaren hukuki sonuç doğurmaz. Bunun temel sonuçları şunlardır:

  • İfa Talebinin Reddi: Taraflar, geçersiz sözleşmeye dayanarak birbirlerinden edimlerin ifasını talep edemezler.
  • Sebepsiz Zenginleşme Uyarınca İade: Taraflar, geçersiz sözleşme uyarınca birbirlerine verdikleri değerleri (para, mal vb.) sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler.
  • Denkleştirici Adalet İlkesi: Yargıtay, iade taleplerinde paranın zaman içinde kaybettiği alım gücünü dikkate alarak “denkleştirici adalet” ilkesinin uygulanması gerektiğini belirtmektedir. Buna göre iade, ifanın yapıldığı tarihteki alım gücüne göre güncellenerek yapılır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu ilkeyi şöyle açıklamıştır: “Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına geçen değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2023/1069 E., 2024/496 K.).
  • Müspet Zarar (Kar Kaybı) Talep Edilememesi: Sözleşme hiç kurulmamış sayıldığından, taraflar bu sözleşme geçerli olsaydı elde edecekleri kar kaybı gibi müspet zararlarını talep edemezler (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2022/3304 E., 2023/3292 K.).

10. Avukat Gözüyle Sözleşme Hazırlarken Şekil Kurallarının Önemi

Şekil eksikliği, hazırlanan sözleşmenin geçersizliğine ve tarafların ciddi hak kayıplarına uğramasına neden olabilir. Bu nedenle, bir sözleşme hazırlarken kanunun lafzı ve ruhuna uygun hareket etmek, güncel Yargıtay içtihatlarını takip ederek dürüstlük kuralının getirdiği istisnaları göz önünde bulundurmak oldukça önemlidir. Bu sebeple önemli bir sözleşme yapacak kişilerin uzman bir avukattan hukuki destek alması çok önemlidir. Avukat müvekkilin haklarını en üst düzeyde koruyacak geçerli bir hukuki metin oluşturur.

Sonuç

6098 sayılı TBK’nın 12. maddesi, sözleşme hukukunun temel taşlarından olan şekil serbestisi ilkesini ve bu ilkenin istisnası olan geçerlilik şekli şartını düzenlemektedir. Yargı kararları, kanunda öngörülen şekil şartlarına uyulmamasının kural olarak kesin hükümsüzlük sonucunu doğurduğunu, bu durumun hâkim tarafından re’sen dikkate alınması gerektiğini istikrarlı bir şekilde vurgulamaktadır. Bununla birlikte, yargı pratiği, şekil kurallarının katı uygulamasının yaratabileceği adaletsizlikleri, TMK m. 2’de yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı ile dengelemektedir. Özellikle edimlerin büyük ölçüde ifa edildiği durumlarda, şekil eksikliğinin ileri sürülmesinin engellenmesi, hukukun şekilcilikten ziyade adaleti tesis etme amacına hizmet etmektedir. Tüm bu karmaşık süreçlerde mağdur olmamak için uzman bir avukattan destek alınmasını tavsiye ediyoruz.

Yorum yapın