1. TBK Madde 15 Genel Değerlendirme
TBK Madde 15, borç doğuran hukuki işlemlerin yazılı şekil şartının temel unsurlarından olan imzayı düzenler. Maddenin ilk fıkrası, “İmzanın, borç altına girenin el yazısıyla atılması zorunludur” hükmüyle ana kuralı belirler. Yargıtay, imzayı “kişinin kimliğini, hüviyetini gösteren, onu belirlenen ve diğerlerinden ayıran bir işaret” olarak tanımlamıştır. İmza, borç altına girme iradesini kesin olarak açıklayan ve tamamlayan bir hukuki işlemdir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2012/34017, K. 2013/5287, T. 21.02.2013)
Maddenin devamı, güvenli elektronik imzanın hukuki statüsünü ve el yazısı kuralının istisnalarını düzenleyerek hem teknolojik gelişmelere uyum sağlar hem de ticari hayatın pratik ihtiyaçlarına cevap verir.
2. İmza Şartı: El Yazısıyla Atılmış Olma Zorunluluğu
Kanunun temel prensibi, imzanın borçlunun bizzat el ürünü olmasıdır. Bu zorunluluk, irade beyanının aidiyetini ve kesinliğini güvence altına alır. Yargı kararları, bu kuralın ihlalini ciddi sonuçlara bağlamaktadır. Özellikle kambiyo senetlerinde bu kural katı bir şekilde uygulanır.
Yargıtay Kararı Özeti: Takibe konu çekteki imzanın el yazısıyla atılmamış olması, örneğin kaşe imza olması durumunda, çek kambiyo senedi vasfını kaybeder. 6102 sayılı TTK’nın 780/1-f maddesi gereğince düzenleyenin imzası, çekin zorunlu unsurudur. İmza unsurunu içermeyen bir belgeye dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılamaz.Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2023/4611, K. 2024/1560, T. 21.02.2024
Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVKK) da bir kararında, biyometrik imzanın TBK Madde 15 kapsamında “el yazısıyla atılmış imza” veya “güvenli elektronik imza” olarak kabul edilemeyeceğini belirtmiştir. (KVKK Kararı, No: 2020/649, T. 27.08.2020)
3. Güvenli Elektronik İmzanın Hukuki Geçerliliği
TBK Madde 15/1, “Güvenli elektronik imza da, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğurur” hükmüyle dijitalleşen dünyada hukuki güvenliği sağlamaktadır. Bu hüküm, 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ile de desteklenmektedir.
Anayasa Mahkemesi Değerlendirmesi: Anayasa Mahkemesi, elektronik imzanın ıslak imzaya göre daha güvensiz olduğu yönündeki iddiaları reddetmiştir. Mahkeme, “Usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmündedir. Güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı ispat gücünü haizdir” hükmünün anayasaya aykırı olmadığına karar vermiştir. Bu karar, elektronik imzanın hukuki statüsünü en üst düzeyde teyit etmiştir.Anayasa Mahkemesi, E. 2012/100, K. 2013/84, T. 04.07.2013
Yargıtay da bir kararında, belediye başkanı tarafından e-imza ile imzalanan bir belgenin, İcra ve İflas Kanunu’nun 68. maddesi kapsamında “imzası ikrar edilmiş kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge” niteliğinde olduğuna hükmetmiştir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2021/380, K. 2021/1352, T. 10.02.2021)
4. El Yazısı Dışında İmza Kullanımı Ne Zaman Geçerlidir?
TBK Madde 15/2, el yazısı kuralına iki temel istisna getirir: örf ve âdetçe kabul edilen durumlar ve çok sayıda çıkarılan kıymetli evrakın imzalanması. Bunun dışında, TBK Madde 16, imza atamayan kişilerin durumunu özel olarak düzenler.
Yargıtay Kararı Özeti: Fiziksel engeli veya okuma yazma bilmemesi nedeniyle imza atamayanlar, imza yerine usulüne göre onaylanmış olması koşuluyla parmak izi, el ile yapılmış bir işaret ya da mühür kullanabilirler (TBK m. 16). HMK’nın 206. maddesi, bu tür belgelerin senet niteliği taşıyabilmesini noterler tarafından düzenleme biçiminde oluşturulmasına bağlamıştır.Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2021/5929, K. 2022/6891, T. 11.10.2022
Ayrıca, bir kişinin belirli bir imza atma yöntemini resmi olarak beyan etmesi, o yöntemi kendisi için bağlayıcı kılar. Yargıtay, kollarının olmaması nedeniyle kalemi ağzıyla tutarak imza atan ve bu durumu noter beyannamesi ile “resmi dairelerde ve bankalarda kullanacağını” beyan eden davalının, sonradan imza atamadığı iddiasının dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması olduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, E. 2012/28579, K. 2013/11911, T. 09.05.2013)
5. Örf ve Âdete Göre İmza Araçlarının Kabul Edildiği Durumlar
TBK Madde 15/2, ticari hayatın ve toplumsal alışkanlıkların bir gereği olarak, örf ve âdetin geçerli saydığı imza araçlarına hukuki geçerlilik tanır. Bu durum, özellikle seri üretim veya hızlı işlem gerektiren ticari faaliyetlerde önem kazanır.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı Özeti: Bir davada, mutabakat metnindeki kaşe imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddia edilmiştir. Ancak mahkeme, davalı şirket yetkilisinin muhasebecilere kaşe imza kullanma yetkisi verdiğini ve bu durumun ticari hayatta bir uygulama olduğunu göz önünde bulundurarak, şirketin bu imzayla sorumlu olduğuna karar vermiştir. Bu karar, örf ve âdetin ve ticari teamüllerin imza geçerliliği üzerindeki etkisini göstermektedir.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi, E. 2022/1836, K. 2022/208, T. 25.10.2022
6. Kıymetli Evraklarda İmza Uygulamaları
Kıymetli evraklarda (çek, bono, poliçe) imza, senedin geçerliliği için mutlak bir zorunluluktur ve Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) özel olarak düzenlenmiştir. İmzanın eksikliği veya usulsüzlüğü, senedin “kambiyo senedi” vasfını kaybetmesine neden olur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı Özeti: Çift imza ile temsil edilen bir şirketin tek imza ile düzenlediği bono, şirketi bağlamaz. Mahkeme, “bononun düzenlendiği tarihte davacı birliğin çift imza ile temsil edilecek olması nedeniyle, esasen davacı birliğin bonodan kaynaklanan borç nedeniyle sorumlu olmadığı açıktır” diyerek, temsil yetkisindeki imza kuralının ihlalinin senedi geçersiz kıldığını belirtmiştir.
Künye: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi, E. 2023/1977, K. 2025/869, T. 22.05.2025
Ayrıca, “beyaza imza” (boş bir belgeye imza atılması) durumunda, imza sahibi belgenin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı delille ispat etmek zorundadır. Aksi takdirde, imza atan kişi tüm riskleri peşinen kabul etmiş sayılır. (Künye: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2016/989, K. 2019/5, T. 03.01.2019)
7. Görme Engellilerin İmza Süreci ve Şahit Zorunluluğu
TBK Madde 15/3, görme engellilerin hukuki işlemlerdeki özerkliğini korumak amacıyla özel bir hüküm içerir. Bu hükme göre, “Görme engellilerin talepleri hâlinde imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir.”
Anayasa Mahkemesi Kararı Özeti: Görme engelli bir vatandaşın, kredi sözleşmesi imzalarken banka personelinin “Sözleşmenin bir nüshasını elden aldım” ifadesini el yazısıyla yazmasını zorunlu tutması, Anayasa Mahkemesi tarafından ayrımcılık olarak nitelendirilmiştir. Mahkeme, TBK m. 15/3’ün açık hükmüne rağmen, bankanın bu dayatmasının engellilik temelinde farklı muamele teşkil ettiğine ve Anayasa’nın 10. maddesinde güvence altına alınan eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Künye: Anayasa Mahkemesi, Başvuru No: 2017/37627, T. 02.03.2023
8. İmza Geçersizliği Durumunda Hukuki Sonuçlar
Bir belgedeki imzanın geçersiz olduğunun (sahte, yetkisiz veya eksik olduğunun) tespiti, o belgeye dayanan hukuki ilişkiyi temelden etkiler. İmza incelemesi sonucunda imzanın borçluya ait olmadığı anlaşılırsa, borçlunun o belgeden kaynaklanan bir sorumluluğu kalmaz.
İlk Derece Mahkemesi Kararı Özeti: Yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davaya konu senetlerdeki imzaların borçluya ait olmadığı tespit edilmiştir. Mahkeme, sahtelik iddiasının mutlak bir defi olduğunu ve herkese karşı ileri sürülebileceğini belirterek, borçlunun senetlerden dolayı sorumlu olmadığına ve takibin iptaline karar vermiştir.
Künye: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2022/157, K. 2023/438, T. 17.05.2023
İmza eksikliği, bir kurum nezdinde yapılan talebin de geçersiz sayılmasına neden olabilir. Yargıtay, imzasız bir yurtdışı hizmet borçlanması talep dilekçesinin hukuken geçerli bir talep olarak kabul edilemeyeceğine ve bu nedenle kurum işleminin yerinde olduğuna hükmetmiştir. (Künye: Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, E. 2021/865, K. 2021/13141, T. 28.10.2021)
9. Sözleşmelerde İmza Şartı İhlal Edilirse Ne Olur?
Sözleşmelerde imza şartının ihlali, kural olarak o sözleşmenin geçersizliği sonucunu doğurur. İmza, tarafların iradelerinin birleştiğini ve sözleşmeyle bağlı olduklarını gösteren en temel kanıttır.
İlk Derece Mahkemesi Kararı Özeti: Taraflar arasında bir adi ortaklık ilişkisi olduğu iddiasıyla açılan davada, mahkeme sunulan belgelerde tarafları bağlayan imzaların bulunmadığını tespit etmiştir. Bu nedenle, karşılıklı hak ve yükümlülükleri düzenleyen bir adi ortaklık sözleşmesinin varlığı kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2020/629, K. 2022/53, T. 27.01.2022
Ancak bu kuralın önemli bir istisnası vardır. İmza sahte olsa bile, taraflardan biri sözleşme yokmuş gibi davranmak yerine sözleşmenin hükümlerinden faydalanmaya devam ederse, bu durum dürüstlük kuralına aykırı kabul edilebilir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı Özeti: Davalı, elektrik abonelik sözleşmesindeki imzanın sahte olduğunu iddia etmiş ve Adli Tıp Kurumu raporu da bu iddiayı doğrulamıştır. Ancak mahkeme, davalının elektriği kullanmaya devam ettiğini ve sözleşmeyi feshetme yönünde bir irade beyanında bulunduğunu dikkate alarak, davalının “sözleşmenin kendisini bağlamayacağı” yönündeki iddiasının dürüstlük kuralına (TMK m. 2) aykırı olduğuna hükmetmiş ve takibin devamına karar vermiştir. İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2019/308, K. 2022/791, T. 05.12.2022
10. Avukat Yorumuyla Madde 15 Uygulaması ve Örnekler
TBK Madde 15’in uygulaması, yargı kararlarında görüldüğü üzere, salt metinsel bir yorumdan ziyade, somut olayın koşulları, dürüstlük kuralı ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde şekillenmektedir. Avukatlar için bu durum, imza itirazlarında sadece imzanın sahteliğini değil, aynı zamanda müvekkilin veya karşı tarafın davranışlarını da bütüncül bir şekilde değerlendirmeyi zorunlu kılar.
- Örnek 1 (Kira Sözleşmesi): Taraflar bir kira sözleşmesini bilgisayarda hazırlayıp çıktısını alabilirler. Ancak sözleşmenin geçerli olması için borç altına giren kiracının ve kiraya verenin sözleşmeyi ıslak imza ile imzalaması veya güvenli elektronik imza ile onaylaması zorunludur. Sadece ismin yazılması veya paraf atılması yeterli değildir.
- Örnek 2 (Bono/Senet): Bir alacak için düzenlenen bononun borçlusu, imzasını mutlaka el yazısı ile atmalıdır. Borçlunun elektronik imza kullanması veya şirket kaşesini basıp imzalaması, bononun kambiyo senedi vasfını kaybetmesine neden olur (TTK m. 1526).
- Örnek 3 (Banka Kredi Sözleşmesi): Bankalar, çok sayıda müşteriye standart kredi sözleşmesi imzalattıkları için, sözleşmelerde banka yetkilisinin imzasının basılı (mekanik) olması, örf ve âdet gereği geçerli kabul edilir. Ancak kredi kullanan müşterinin mutlaka el yazısıyla imza atması gerekir.
- Örnek 4 (Okuma Yazma Bilmeyen Kişinin Kefaleti): Okuma yazma bilmeyen bir kişi, bir borca kefil olmak istediğinde, imza yerine parmak izi kullanabilir. Ancak bu işlemin geçerli olabilmesi için TBK m. 16 uyarınca parmak izinin usulüne göre (genellikle noter tarafından) onaylanmış olması gerekir.
Sonuç
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 15. maddesi, imzanın hukuki işlemlerdeki merkezi rolünü “el yazısıyla atılma” zorunluluğu ile güvence altına almaktadır. Ancak kanun koyucu ve yargı pratiği, bu kuralı katı bir formalizm içinde hapsetmemiştir. Güvenli elektronik imzanın tam eşdeğerliği, teknolojik gelişmelere uyumu; örf ve âdet gibi istisnalar ise ticari hayatın dinamizmini yansıtmaktadır.
Yargı kararları, maddenin uygulanmasında dürüstlük kuralı, hakkın kötüye kullanılmaması ve zayıf tarafın korunması gibi temel hukuk ilkelerinin belirleyici olduğunu göstermektedir. İmzanın sahteliği güçlü bir savunma olsa da, kişinin kendi eylemleriyle çelişmesi durumunda bu savunma etkisiz kalabilmektedir. Sonuç olarak, TBK Madde 15, basit bir şekil kuralı olmanın ötesinde, irade beyanının güvenliğini, hukuki işlemlerin geçerliliğini ve adaleti sağlamaya yönelik dinamik bir hukuki mekanizma olarak işlev görmektedir.