Haksız Fiil Nedeniyle Bedensel Zarar

1. Haksız Fiil Nedeniyle Bedensel Zarar: Genel Değerlendirme (Madde 54)

TBK Madde 54, bedensel zararları; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak sıralamaktadır. Yargı kararları, haksız fiilin bu zararlara yol açması durumunda tazminat hakkının doğduğunu teyit etmektedir. Örneğin, bir davada davacının darp edilmesi sonucu kalçasında kırık oluşması haksız fiil olarak değerlendirilmiş ve tazminat sorumluluğu doğurmuştur (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2022/15429 E., 2023/11094 K., 23.10.2023). Benzer şekilde, trafik kazası sonucu yaralanma ve malul kalma durumları da bu kapsamda ele alınmaktadır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2022/10526 E., 2024/2775 K., 14.03.2024).

2. Zararın Belirlenmesi ve Tazminatın Kapsamı (Madde 55)

TBK Madde 55, bedensel zararların kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanacağını belirtir. Uygulamada, zararın somut olarak hesaplanmasına ilişkin yasal düzenleme boşluğu, Yargıtay içtihatları ile doldurulmaktadır. Mahkemeler, özellikle maluliyet oranının tespiti için yetkili sağlık kuruluşlarından rapor alınmasını zorunlu görmektedir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi, maluliyetin belirlenmesinde “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerinin esas alınması gerektiğini vurgulamıştır (2023/721 E., 2023/623 K., 05.10.2023).

Zararın ispatı davacıya aittir. Ancak Yargıtay, yaralanmanın niteliği gereği tedavi ve yol gideri yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu durumlarda, fatura gibi belgeler sunulamasa dahi zararın varlığını kabul etmekte ve gerekirse hakimin TBK Madde 50 (eski BK Madde 42) uyarınca zararı hakkaniyete göre belirlemesi gerektiğini belirtmektedir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2012/5643 E., 2013/4986 K., 19.03.2013). Buna karşın, Adli Tıp Kurumu raporuyla sürekli bir maluliyetin oluşmadığının tespit edildiği durumlarda, “zarar oluşmamış” kabul edilerek dava reddedilebilmektedir (İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/221 E., 2019/676 K., 09.07.2019).

3. Bedensel Zarar Durumunda Manevi Tazminat Hakkı (Madde 56)

TBK Madde 56, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarının manevi tazminat talep edebileceğini düzenler. Manevi tazminatın amacı, zenginleşme aracı olmak değil, yaşanan acı, elem ve ızdırabı bir nebze olsun dindirmektir. Yargıtay, manevi tazminat miktarının “adalete uygun olması” gerektiğini ve zarara uğrayanda “manevi huzuru doğuracak” nitelikte belirlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu kapsamda mahkeme, olayın gelişim biçimi, tarafların kusur durumu, sosyal ve ekonomik durumları gibi özel koşulları dikkate alarak takdir hakkını kullanır. Bir kararda, ölenin kardeşleri yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu belirtilerek karar bozulmuştur (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2012/11534 E., 2012/12614 K., 13.09.2012).

Ancak manevi tazminat hakkının sınırları da vardır. Yargıtay, bir hayvanın ölümü nedeniyle duyulan üzüntünün, kişilik haklarına bir saldırı niteliği taşımadığı ve bu nedenle manevi tazminat gerektirmeyeceği yönünde karar vermiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2012/12469 E., 2013/11096 K., 10.06.2013).

4. Ayırt Etme Gücünün Geçici Kaybı ve Sonuçları (Madde 59)

Bu madde, ayırt etme gücünü geçici olarak kaybeden kişinin bu sırada verdiği zararlardan sorumlu olduğunu düzenler. Ancak kişi, kusuru olmadığını ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir. Bu ilke, genel haksız fiil sorumluluğu kuralları içinde değerlendirilir.

5. Sebeplerin Yarışması ve Sorumluluk Paylaşımı (Madde 60)

Zararın meydana gelmesinde birden fazla kişinin veya sebebin etkili olması durumunda sorumluluk, kusur oranlarına göre paylaştırılır. Bu durum, özellikle trafik kazalarında ve ortak kusurun bulunduğu olaylarda sıkça karşımıza çıkar. Bir plajda boğulma vakasında mahkeme, müteveffanın %65, plaj işletmecisi davalıların ise %35 oranında kusurlu olduğuna hükmederek sorumluluğu paylaştırmıştır (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2023/1872 E., 2023/3582 K., 06.12.2023). Benzer şekilde, bir trafik kazasında davalı sürücünün %75, davacı yayanın ise %25 kusurlu bulunması, tazminat miktarının davacının kusuru oranında indirilmesine neden olmuştur (Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/1178 E., 2021/1029 K., 23.11.2021).

6. Müteselsil Sorumluluk – Dış İlişkide Birden Fazla Sorumlu (Madde 61)

TBK Madde 61, birden fazla kişinin birlikte bir zarara sebebiyet vermesi veya aynı zarardan çeşitli sebeplerle sorumlu olmaları halinde müteselsil sorumluluğu düzenler. Bu durumda zarar gören, alacağının tamamını sorumlulardan dilediği birinden veya hepsinden talep edebilir. Bu ilke, özellikle trafik kazalarında araç sürücüsü, işleteni ve sigorta şirketinin sorumluluğunda sıkça uygulanır. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, bu ilkeyi vurgulayarak, “zarar görenin tazminatın tamamını dilediği takdirde zarar verenlerin hepsinden talep edebileceği gibi bir kısmından veya sadece birinden de talep edebileceğini” belirtmiştir (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi, 2023/721 E., 2023/623 K., 05.10.2023). Ancak Yargıtay, bir kararında müteselsil sorumluluğa karar verilebilmesi için davacının bu yönde açık bir talebinin olması gerektiğini, aksi halde her davalının kendi kusuru oranında sorumlu tutulacağını ifade etmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2011/8200 E., 2012/9147 K., 23.05.2012).

7. Müteselsil Sorumluluk – İç İlişkide Sorumlular Arasındaki Dağılım (Madde 62)

TBK Madde 62, müteselsil sorumluların kendi aralarındaki ilişkiyi (rücu ilişkisi) düzenler. Tazminat, sorumlular arasında her birinin kusurunun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu dikkate alınarak paylaştırılır. Kendi payından fazlasını ödeyen sorumlu, diğer sorumlulara rücu ederek fazla ödediği kısmı talep edebilir. Yargıtay, bu durumu şu şekilde özetlemiştir: “…kendi iç ilişkilerinde ödemesi gereken tutardan fazlasını ödeyen kişi ya da şirketin diğerlerine rücu edebileceği” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2023/1872 E., 2023/3582 K., 06.12.2023).

8. Hukuka Aykırılığı Kaldıran Hâller: Meşru Müdafaa ve Daha Fazlası (Madde 63)

TBK Madde 63, meşru müdafaa, zorunluluk hâli, kendi hakkını korumak için kuvvet kullanma gibi hukuka aykırılığı ortadan kaldıran durumları düzenler. Bu hallerin varlığı, failin tazminat sorumluluğunu kaldırabilir veya azaltabilir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2022/15429 E., 2023/11094 K., 23.10.2023).

9. Haksız Fiil Sorumluluğu: Temel İlkeler ve Uygulama

TBK Madde 49 (eski BK Madde 41) ve devamı maddeleri, haksız fiil sorumluluğunun temelini oluşturur. İncelenen tüm kararlar, bu temel ilkelere dayanmaktadır. Mahkemeler, her somut olayda fiil, hukuka aykırılık, kusur, zarar ve illiyet bağının varlığını titizlikle araştırmaktadır. Bir trafik kazası davasında mahkeme, davalı sürücünün “dikkatsiz ve tedbirsiz” davranarak Karayolları Trafik Kanunu’nu ihlal ettiğini ve %100 kusurlu olduğunu tespit ederek sorumluluğuna hükmetmiştir (Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2022/538 E., 2023/541 K., 12.10.2023). Önemli bir ilke olarak, ceza mahkemesinde verilen beraat kararının, kusurun ve sorumluluğun esaslarının farklı olması nedeniyle hukuk hakimini bağlamayacağı da Yargıtay tarafından vurgulanmıştır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2013/5619 E., 2014/2612 K., 18.02.2014).

10. Hakkaniyet Sorumluluğu: Kusur Olmasa da Tazminat (Madde 65)

TBK Madde 65, ayırt etme gücü bulunmayan bir kişinin verdiği zararın, hakkaniyet gerektiriyorsa tazmin edilmesini düzenler. Bu, kusur sorumluluğunun bir istisnasıdır.

11. Haksız Fiillerde Zamanaşımı Süreleri ve Dikkat Edilmesi Gerekenler (Madde 72)

TBK Madde 72, haksız fiilden doğan tazminat talepleri için zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren on yıllık zamanaşımı süresi öngörür. Ancak, haksız fiil aynı zamanda ceza kanunları uyarınca daha uzun bir zamanaşımı süresine tabi bir suç teşkil ediyorsa, bu uzun süre uygulanır. Yargıtay, bu ilkeyi bir kararında açıkça belirtmiş ve davalıların zamanaşımı itirazını “zamanaşımı süresinin… ceza zamanaşımı süresi olduğu” gerekçesiyle reddetmiştir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2023/1872 E., 2023/3582 K., 06.12.2023). Zamanaşımının başlangıç anı da kritiktir. Yargıtay’a göre bedensel zararlarda zamanaşımı, maluliyet oranının belirlendiği rapor tarihiyle değil, zararın gerçekleştiği ve tedavinin tamamlandığı tarih itibarıyla işlemeye başlar (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2021/16323 E., 2021/9747 K., 06.12.2021).

12. Zararı Ödeyenin Rücu Hakkı (Madde 73)

TBK Madde 73, başkasının fiilinden sorumlu olan kişilerin (örneğin, adam çalıştıranın sorumluluğu) zararı tazmin ettikten sonra, kusurlu olan diğer sorumlulara rücu etme hakkını düzenler. Bu hak, müteselsil sorumlulukta iç ilişkiyi düzenleyen Madde 62 ile yakından ilişkilidir.

13. Haksız Fiil Davalarında Yargılama Usulü (Madde 74)

Haksız fiil davalarında yargılama usulü, davanın seyrini ve sonucunu belirleyen önemli kurallar içerir.

  • Husumet: Kamu görevlilerinin görevlerini yaparken verdikleri zararlardan doğan davaların, memurun kendisine değil, ilgili kamu kurumuna (idareye) karşı açılması gerekir. Aksi takdirde dava, taraf sıfatı (husumet) yokluğundan reddedilir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2013/3259 E., 2013/11670 K., 17.06.2013).
  • Taleple Bağlılık: Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hakim, tarafların talepleriyle bağlıdır ve talepten fazlasına hükmedemez. Bir kararda, davacının talebinden çok daha yüksek bir maddi tazminata hükmedilmesi, taleple bağlılık ilkesinin ihlali sayılarak bozma sebebi olmuştur (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2021/596 E., 2021/1922 K., 27.05.2021).
  • Kusur Tespiti: Mahkemeler, kusur oranlarının tespiti için uzman bilirkişilerden (örneğin, trafik bilirkişisi) rapor almak zorundadır. Davacının %100 kusurlu olduğunun tespiti halinde dava reddedilir (İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2023/547 E., 2024/724 K., 06.11.2024).

14. Tazminatın Azaltılması veya Artırılması İmkânı (Madde 75)

Bu madde hakime, özel durumları göz önünde bulundurarak tazminatı artırma veya azaltma yetkisi verir. Ancak uygulamada bu yetki daha çok TBK Madde 51 ve 52 (kusur ve indirim sebepleri) çerçevesinde kullanılmaktadır. Örneğin, davacının ağır kışkırtması veya haksız tahriki, tazminatta indirim yapılmasına neden olabilir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2011/3671 E., 2012/5994 K., 09.04.2012).

15. Geçici Ödemeler: Mağdurun Acil İhtiyaçları İçin Destek (Madde 76)

TBK Madde 76, zarar görenin acil ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, ispat külfeti ve diğer koşullar oluştuğunda, mahkemenin talep üzerine davalıyı geçici ödeme yapmaya mahkum edebileceğini düzenler. Bu hüküm, uzun süren yargılamalarda mağdurun korunmasını amaçlar.

16. Bedensel Zarar Nedeniyle Tazminat Davası Açmadan Önce Bilinmesi Gerekenler

İncelenen kararlar, dava açmadan önce şu hususların önemini ortaya koymaktadır:

  • Delillerin Toplanması: Olay yeri tutanakları, tanık ifadeleri, tıbbi raporlar ve tedavi masraflarına ilişkin belgeler eksiksiz toplanmalıdır.
  • Zararın Tespiti: Kalıcı maluliyet şüphesi varsa, yetkili bir sağlık kuruluşundan usulüne uygun bir maluliyet raporu alınmalıdır.
  • Sorumluların Belirlenmesi: Sadece fiili işleyen değil, işleten, sigorta şirketi veya idare gibi diğer sorumlular da tespit edilmelidir.
  • Zamanaşımı: Dava açma süreleri kaçırılmamalı, özellikle ceza zamanaşımı gibi lehe olan hükümler değerlendirilmelidir.
  • Arabuluculuk ve Başvuru Yolları: Özellikle sigorta şirketlerine karşı açılacak davalarda, dava öncesi başvuru veya zorunlu arabuluculuk gibi şartların yerine getirilip getirilmediği kontrol edilmelidir.

17. Avukatlara Öneriler ve Hukuki Desteğin Önemi

  • Doğru Husumet: Davanın doğru hasma yöneltilmesi kritik öneme sahiptir. Kamu görevlilerinin fiillerinde idareye, trafik kazalarında sürücü, işleten ve sigorta şirketine birlikte dava açılması değerlendirilmelidir.
  • Kapsamlı Talep: Dava dilekçesinde maddi zararın tüm kalemleri (tedavi, geçici/sürekli iş göremezlik, bakıcı gideri vb.) ve manevi tazminat açıkça talep edilmelidir. Müteselsil sorumluluk isteniyorsa bu husus belirtilmelidir.
  • Bilirkişi Raporlarının Denetimi: Mahkemece alınan bilirkişi raporlarının, özellikle maluliyet ve kusur raporlarının, güncel mevzuata ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olup olmadığı titizlikle denetlenmeli, çelişkili veya yetersiz raporlara itiraz edilmelidir.
  • Faiz Talebi: Haksız fiillerde faizin başlangıç tarihi olay tarihidir. Dava dilekçesinde faiz talebinin olay tarihinden itibaren istenmesi, müvekkil lehine olacaktır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2016/3882 E., 2018/218 K., 18.01.2018).
  • Islah Müessesesi: Yargılama sırasında zararın miktarının netleşmesiyle birlikte, zamanaşımı süreleri de gözetilerek ıslah yoluyla talep artırımı yapılmalıdır.

Tüm bu süreçler konusunda uzman bir tazminat avukatından hukuki destek alınması sürecin sağlıklı takip edilmesi için oldukça önemlidir.

Sonuç ve Değerlendirme

Haksız fiil nedeniyle bedensel zararlardan doğan tazminat davaları, maddi hukuk ve usul hukukunun iç içe geçtiği, detaylı ve teknik bir yargılama süreci gerektirmektedir. Yargı kararları, tazminat sorumluluğunun doğumu için kusur, zarar ve illiyet bağının varlığının titizlikle araştırıldığını göstermektedir. Zararın, özellikle de maluliyet oranının, bilimsel ve objektif kriterlere dayalı uzman raporlarıyla belirlenmesi, adil bir sonuca ulaşılmasının temel şartıdır. Müteselsil sorumluluk ve ceza zamanaşımı gibi kurumlar mağdurun haklarını korumada önemli bir rol oynarken; müterafik kusur, haksız tahrik gibi nedenler tazminat miktarını doğrudan etkilemektedir. Yargılama sürecinde husumetin doğru yöneltilmesi, taleple bağlılık ilkesine uyulması ve zamanaşımı sürelerinin takibi gibi usuli kurallar, davanın esası kadar önemlidir. Sonuç olarak, bu tür davalarda başarı, hukuki normların doğru analizi, somut delillerin eksiksiz sunulması ve yerleşik içtihatların dikkatle takip edilmesine bağlıdır.

Yorum yapın