1. Adam Çalıştıranın Sorumluluğu Nedir? (TBK m. 66)
TBK m. 66/1, “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü amirdir. İncelenen kararlarda bu sorumluluk, kusurdan bağımsız bir sorumluluk türü olarak tanımlanmıştır. Yargıtay, bu sorumluluğun temelini, işverenin çalışanını seçerken, ona talimat verirken ve onu denetlerken göstermesi gereken objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayandırmaktadır.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi (2015/3219 E., 2015/16570 K.) kararında bu durum, “istihdam edenin bu sorumluluğu kusura dayalı bir sorumluluk olmayıp çalıştırdığı kişinin zarar doğurucu eylemlerinden dolayı kusursuz sorumluluğu esastır” şeklinde net bir dille ifade edilmiştir.
Bu sorumluluk, “olağan sebep sorumluluğu” veya “özen sorumluluğu” olarak da nitelendirilmekte ve sorumluluğun doğması için işverenin kusurlu olması aranmamaktadır.
2. İşverenin Hukuki Sorumluluğu Hangi Durumlarda Doğar?
İşverenin hukuki sorumluluğunun doğması için bir dizi şartın bir arada bulunması gerekmektedir. Yargıtay kararlarında bu şartlar istikrarlı bir şekilde vurgulanmıştır:
- Adam Çalıştırma İlişkisi: Zararı veren kişi ile sorumlu tutulmak istenen kişi arasında bir bağımlılık ilişkisi olmalıdır. Çalışan, işverenin emir ve talimatı altında, onun gözetiminde iş görmelidir.
- Hukuka Aykırı Fiil ve Zarar: Çalışanın hukuka aykırı bir eylemiyle üçüncü bir kişinin zarara uğraması gerekir.
- İlliyet Bağı: Çalışanın eylemi ile meydana gelen zarar arasında uygun bir nedensellik bağı bulunmalıdır.
- İşle İlgili Olma: Zarar, çalışanın “kendisine verilen işin yapılması sırasında” veya bu işle bağlantılı olarak meydana gelmelidir.
- Adam Çalıştıranın Kurtuluş Kanıtı Getirememiş Olması: Sorumluluğun doğması için aranan olumsuz şart, adam çalıştıranın kanunda öngörülen özeni gösterdiğini ispatlayamamasıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi (2016/18133 E., 2019/7766 K.) kararında bu şartlar, “Borçlar Kanununun 66. maddesinde düzenlenen ‘adam çalıştıranın sorumluluğu’ için, somut olayda ‘adam çalıştırma ilişkisi’ ile ‘çalıştırılanın hizmetini yerine getirirken hukuka aykırı bir eylemle zarar vermesi’ unsurlarının gerçekleşmesi zorunludur” şeklinde özetlenmiştir.
3. Yardımcı Kişinin Kusurundan İşveren Sorumlu Olur mu?
Evet, adam çalıştıran, çalıştırdığı yardımcısının kusurundan sorumludur. Hatta bu sorumluluk, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu gibi özel düzenlemelerde daha da pekiştirilmiştir. KTK m. 85/son hükmü, “…işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” diyerek bu ilkeyi netleştirir. Sorumluluğun temelinde, çalışanın kusurunun işverene atfedilmesi yatar.
4. Görevle Bağlantılı Fiillerde İşverenin Tazminat Yükümlülüğü
İşverenin sorumluluğunun en kritik sınırlarından biri, zarara yol açan fiilin görevle bağlantılı olmasıdır. Yargı kararları, bu bağlantının yoruma açık olduğunu ve her somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (2023/963 E., 2025/230 K.) kararında, davalı şirketin işçilerinin konakladıkları otelde iş saatleri dışında ve işle ilgisiz bir şekilde çıkardıkları yangından dolayı işverenin sorumlu tutulamayacağına hükmedilmiştir. Bu karar, zararın sadece çalışanın hizmeti sırasında değil, aynı zamanda bu hizmetle “gaye ve görev bakımından” sıkı bir ilişki içinde olması gerektiğini göstermesi açısından önemlidir.
Buna karşın, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi (2024/423 E., 2025/218 K.) kararında, bir restoranın kendi bünyesinde olmasa dahi, müşterilerde “vale hizmetinin şirket tarafından sağlandığı algısı” yaratarak güven oluşturması halinde, valenin verdiği zarardan sorumlu tutulabileceğine karar verilmiştir. Bu, görevle bağlantının sadece fiili değil, yaratılan güven ve görünüşü de kapsayabileceğini gösteren önemli bir örnektir.
5. İşverenin Kurtuluş Kanıtı Sunması Mümkün mü?
Evet, TBK m. 66, adam çalıştırana belirli şartlar altında sorumluluktan kurtulma imkânı tanımıştır. Bu, “kurtuluş kanıtı” (ispat-ı necat) olarak adlandırılır ve sorumluluğun mutlak olmadığını, bir özen sorumluluğu olduğunu gösterir. Kurtuluş kanıtı iki fıkrada düzenlenmiştir:
- Genel Kurtuluş Kanıtı (TBK m. 66/2): “Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.” Bu hüküm, çalıştıranın seçimde, talimat vermede ve denetimde objektif olarak beklenen tüm özeni gösterdiğini ispatlaması gerektiğini belirtir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi (2016/20440 E., 2017/8939 K.) kararında bu imkan açıkça zikredilmiştir. İşveren, objektif olarak kendisinden beklenen tüm özeni gösterdiğini veya bu özeni gösterse bile zararın yine de meydana geleceğini ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir.
- İşletmeler İçin Özel Kurtuluş Kanıtı (TBK m. 66/3): “Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.” Bu fıkra, özellikle kurumsal yapılar için ek bir ispat yükümlülüğü getirir. Adam çalıştıran sadece yukarıdaki üç özen yükümlülüğünü değil, aynı zamanda işletmenin genel organizasyonunun riskleri önleyecek şekilde kurulduğunu da kanıtlamak zorundadır.
Ancak işverenin İfa yardımcısı işçinin işveren ile sözleşme ilişkisi içerisindeki kişilere verdiği zarar nedeniyle TBK m. 116 düzenlemesi gereği kurtuluş kanıtı getirmesi mümkün değildir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi (2023/2846 E., 2024/1110 K.) kararında, “Çalıştırana kurtuluş kanıtı tanınmamış, farazi kusur kabul edilmiştir” denilerek TBK m. 116 kapsamındaki sorumlulukta işverenin özen gösterdiğini ispatlayarak kurtulamayacağı net bir şekilde belirtilmiştir.
6. İş Kazası ve Adam Çalıştıran Sorumluluğu Arasındaki Farklar
Temel fark, zarara uğrayan kişinin kimliğidir:
- İş Kazası: Zarar gören, işverenin çalışanıdır (işçidir). Sorumluluk, işverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alma yükümlülüğünün ihlaline dayanır.
- Adam Çalıştıran Sorumluluğu: Zarar gören, işverenle doğrudan bir iş ilişkisi olmayan üçüncü bir kişidir. Sorumluluk, çalışanın bu üçüncü kişiye verdiği zarardan kaynaklanır.
7. Yargıtay Kararlarında Adam Çalıştıranın Sorumluluğuna Örnekler
- Yüklenicinin Verdiği Zarardan İş Sahibinin Sorumluluğu: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (2007/302 E., 2007/317 K.) kararında, bir kamu idaresinin (İZSU), işi verdiği yüklenici firma üzerindeki denetim ve kontrol yetkisi devam ettiği sürece, yüklenicinin üçüncü kişilere verdiği zarardan adam çalıştıran sıfatıyla müteselsilen sorumlu olduğuna hükmedilmiştir.
- Tadilat Sırasında Verilen Zarar: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi (2018/60 E., 2018/132 K.) kararında, bir kiracının kendi adına yaptırdığı tadilat sırasında alt kattaki komşuya su basması nedeniyle oluşan zarardan, işi bir başkasına devretmiş olsa dahi adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğu belirtilmiştir.
- Hatalı Yükleme Sonucu Kaza: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi (2017/351 E., 2020/6 K.) kararında, davalı şirketin çalışanlarının hatalı yükleme yapması sonucu meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan zarardan, şirketin adam çalıştıran olarak sorumlu olduğuna karar verilmiştir.
8. Adam Çalıştıranın Sorumluluğunda Zararın Tazmini Nasıl Gerçekleşir?
Sorumluluk şartları oluştuğunda, işveren, zarar görenin uğradığı maddi ve manevi zararın tamamını gidermekle yükümlüdür. Tazminatın amacı, zarar görenin malvarlığında meydana gelen eksilmeyi karşılamak ve onu zarar verici olay meydana gelmeseydi bulunacağı duruma getirmektir. Tazminat, maddi zararlar (tedavi giderleri, maluliyet tazminatı, destekten yoksun kalma, mal hasarı vb.) ile manevi zararları (acı, elem, ızdırap) kapsar.
9. Kusursuz Sorumluluk ve Objektif Sorumluluk Kapsamı
Adam çalıştıranın sorumluluğunu bir kusursuz sorumluluk türüdür. Bu, sorumluluğun doğması için işverenin bir kusurunun bulunmasının gerekmediği anlamına gelir. Sorumluluk, kanunun işverene yüklediği objektif bir özen ve denetim yükümlülüğünün ihlaline dayanır. Bu nedenle, bu sorumluluk türü “objektif sorumluluk” veya “özen sorumluluğu” olarak da adlandırılır.
10. Vatandaşlar İçin Hak Arama Yolları ve Avukat Desteğinin Önemi
Bir çalışanın fiili nedeniyle zarara uğrayan vatandaşlar, doğrudan çalışana veya adam çalıştıran sıfatıyla işverene karşı tazminat davası açabilirler. Bu süreçte, sorumluluğun hukuki temelinin (TBK m. 66 mı, m. 116 mı) doğru tespit edilmesi, görevle bağlantının ispatlanması, kurtuluş kanıtı iddialarına karşı argüman geliştirilmesi ve zararın doğru hesaplanması gibi teknik konular önem arz etmektedir.Bir çalışanın fiili nedeniyle zarara uğrayan vatandaşlar, haklarını aramak için çeşitli yollara başvurabilirler:
Dava Yolu: Zarar gören kişi, doğrudan adam çalıştırana karşı TBK m. 66’ya dayanarak Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tazminat davası açabilir. Eğer çalışan da kusurlu ise, hem çalışana (TBK m. 49) hem de çalıştırana (TBK m. 66) karşı birlikte dava açarak müteselsil sorumluluklarına gidebilir.
Delil Tespiti: Olayın hemen ardından, zararın ve sorumluluğun tespiti için mahkemeden delil tespiti istenebilir.
Arabuluculuk: Dava açmadan önce veya dava sırasında arabuluculuk yoluyla tarafların anlaşması mümkündür.
Avukat Desteğinin Önemi: Adam çalıştıranın sorumluluğu, hukuki ve teknik detaylar içeren karmaşık bir alandır.
- Şartların İspatı: Sorumluluğun doğması için gereken şartların (bağımlılık ilişkisi, fonksiyonel bağ vb.) doğru bir şekilde ortaya konulması ve ispatlanması hukuki uzmanlık gerektirir.
- Kurtuluş Kanıtına Karşı Argüman Geliştirme: Adam çalıştıran, sorumluluktan kurtulmak için özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini iddia edecektir. Bu savunmayı çürütmek ve işverenin özen borcunu ihlal ettiğini kanıtlamak için güçlü hukuki argümanlar sunulmalıdır.
- Doğru Sorumlunun Tespiti: Özellikle alt işverenlik gibi karmaşık ilişkilerde, asıl sorumlu olan “adam çalıştıran” sıfatını taşıyan kişiyi tespit etmek zor olabilir.
- Tazminatın Doğru Hesaplanması: Maddi ve manevi zararın doğru bir şekilde hesaplanması ve talep edilmesi, hak kaybını önlemek için kritik öneme sahiptir.
Bu karmaşık hukuki yapı nedeniyle, hak kayıplarını önlemek ve süreci etkin bir şekilde yönetmek için bir avukattan profesyonel hukuki destek alınması büyük önem taşımaktadır.
Sonuç
Yargı kararları, adam çalıştıranın sorumluluğunu, üçüncü kişileri korumayı amaçlayan, geniş kapsamlı bir kusursuz sorumluluk türü olarak ele almaktadır. İşveren, çalışanlarının eylemleri üzerinde sıkı bir denetim ve özen yükümlülüğü altındadır. Sorumluluktan kurtulma imkanı, özellikle haksız fiil hallerinde (TBK m. 66) teorik olarak mevcut olsa da, ispat yükünün ağırlığı nedeniyle pratikte oldukça zordur. Sözleşmesel ilişkilerde (TBK m. 116) ise bu imkan tamamen ortadan kalkmaktadır. Yargı içtihatları, sorumluluğun sınırlarını belirlerken “görevle bağlantı” unsurunu titizlikle incelemekte, ancak aynı zamanda yaratılan güven ve dış görünüş gibi unsurları da dikkate alarak mağdur lehine yorum yapma eğilimi göstermektedir. Bu durum, işverenlerin hem çalışan seçiminde hem de operasyonel süreçlerin denetiminde azami özeni göstermelerini zorunlu kılmaktadır.