MÖHUK m. 5 Kamu Düzenine Aykırılık

Giriş

Avukat Fatih SEFER tarafından yazılan bu makale, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) m. 5 ve ilgili diğer maddeler çerçevesinde “kamu düzenine aykırılık” kavramını, Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi ve İlk Derece Mahkemesi kararları ışığında kapsamlı bir şekilde incelemek amacıyla hazırlanmıştır. Makalemiz, yabancı hukukun uygulanmasına ve yabancı mahkeme veya hakem kararlarının tanınması ile tenfizine bir sınır teşkil eden kamu düzeni müessesesinin tanımını, amacını, uygulama alanını, usuli yönlerini ve yargı kararlarındaki somut yansımalarını ele almaktadır. Makalemiz, kamu düzeni istisnasının dar ve istisnai niteliğini vurgularken, hangi hallerde bu müdahalenin meşru görüldüğüne dair emsal niteliğindeki örnekleri ortaya koymaktadır.

5718 Sayılı MÖHUK m. 5 Kamu Düzenine Aykırılık Nedir?

5718 sayılı Kanun’un 5. maddesi, “Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz” demek suretiyle kamu düzeni müdahalesinin yasal zeminini oluşturmaktadır. Yargı kararlarında bu kavram, pozitif bir tanım yerine, ihlali halinde müdahaleyi gerektiren değerler bütünü olarak ele alınmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 E., 2012/1 K. sayılı kararı, bu konuda temel referans kaynağıdır. Kararlarda sıklıkla atıf yapılan bu tanıma göre kamu düzeni; “Türk Hukukunun temel değerlerine, Türk genel adap ve ahlak anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı temel adalet anlayışına… Anayasada yer alan temel hak ve özgürlüklere… aykırılık” olarak çerçevelenmektedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2021/3278 E., 2021/6824 K., 06.12.2021). Dolayısıyla kamu düzeni, kanunların lafzından ziyade, hukuk sisteminin ruhunu, temel felsefesini ve toplumun vazgeçilmez kabul ettiği adalet ve ahlak anlayışını koruyan bir üst norm niteliğindedir.

Yabancı Hukukun Uygulanmasında Kamu Düzeni Sınırı

Yabancı hukukun uygulanmasındaki kamu düzeni sınırı, “açıklık” kriteri ile belirlenmiştir. MÖHUK m. 5, aykırılığın “açıkça” olmasını aramaktadır. Bu ifade, yasa koyucunun kamu düzeni müdahalesinin keyfiliğe yol açacak şekilde genişletilmesini önleme iradesini yansıtmaktadır. Yargıtay kararlarına göre, yabancı bir hukuk kuralının uygulanmasının reddedilebilmesi için, ortaya çıkacak sonucun Türk hukuk düzeni açısından “tahammül edilemez bir durumun ortaya çıkması” gerekir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2011/19791 E., 2012/16687 K., 18.06.2012). Bu nedenle, yabancı hukukun işçiye Türk hukukundan daha az koruma sağlaması, evlat edinme şartlarının farklı olması veya ticari sözleşmelerde farklı faiz oranları öngörmesi gibi durumlar, tek başına kamu düzeni sınırını aşan ihlaller olarak kabul edilmemektedir. Sınır, ancak ırka dayalı ayrımcılık, çocuk işçiliği gibi temel insan haklarını ihlal eden veya borçlunun ekonomik mahvına yol açan aşırı cezai şartlar gibi durumlarda devreye girer.

Kamu Düzenine Aykırılık İtirazı Nasıl ve Ne Zaman Yapılır?

Kamu düzenine aykırılık, davanın taraflarınca bir savunma sebebi olarak ileri sürülebilir. Genellikle tanıma ve tenfiz davalarında davalı taraf, cevap dilekçesinde bu itirazı öne sürmektedir (İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2022/181 E., 2023/484 K., 22.06.2023). Ancak kamu düzeni, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği bir nitelik taşıdığından, hâkimin bu hususu re’sen (kendiliğinden) gözetme yükümlülüğü vardır. Bu durum, Yargıtay tarafından net bir şekilde ifade edilmiştir: “kararın kamu düzenine aykırı olması”, mahkemenin kabulünün aksine, ispat külfeti davacılara ait olan bir husus olmayıp, mahkemece resen dikkate alınması gereken bir husustur” (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2011/19737 E., 2012/25406 K., 13.11.2012). Dolayısıyla, taraflar bu yönde bir itirazda bulunmasa dahi, hâkim bir aykırılık tespit ederse tenfiz talebini reddedebilir veya yabancı hukuku uygulamaktan kaçınabilir.

Türk Hukukunda Kamu Düzeninin Korunma Amacı

Kamu düzeni müessesesinin temel amacı, yabancılık unsuru taşıyan hukuki ilişkilerde Türk hukuk sisteminin temel direklerini ve toplumun vazgeçilmez değerlerini korumaktır. İncelenen kararlarda bu amaç, “Türk toplumunun temel yapısı ve temel çıkarlarını koruyan kuralların bütünü” olarak özetlenmektedir (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/4039 E., 2022/1002 K., 24.02.2022). Bu koruma, Anayasa ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin (adil yargılanma, savunma hakkı, mülkiyet hakkı vb.), toplumun genel ahlak ve adalet anlayışının ve devletin sosyal, ekonomik ve siyasi temel yapısının, yabancı hukuk kurallarının veya kararlarının olumsuz etkilerinden arındırılmasını hedefler. Amaç, hukuki bir korumacılık veya yabancı hukuka karşı bir güvensizlik değil, evrensel hukuk ilkeleriyle de uyumlu olan temel değerlerin muhafazasıdır.

Kamu Düzeni İstisnasının Uygulama Alanı ve Kapsamı

Kamu düzeni istisnasının uygulama alanı, yabancılık unsuru taşıyan tüm özel hukuk uyuşmazlıklarını kapsar. Ancak kapsamı, yukarıda belirtildiği gibi son derece dar yorumlanmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, “kamu düzeni müdahalesi sınırlı ve istisnaî niteliktedir” diyerek bu prensibi defaatle vurgulamıştır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2023/4 E., 2023/428 K., 10.05.2023). Kapsam belirlenirken, iç hukuktaki her emredici kuralın ihlali değil, yalnızca hukuk sisteminin temelini oluşturan, vazgeçilmez nitelikteki ilkelerin ihlali dikkate alınır. Örneğin, yurt dışında ifa edilen bir iş ilişkisinde Türk hukukundaki asgari ücrete veya hafta tatiline ilişkin kuralların uygulanmaması kamu düzeni ihlali sayılmazken, aynı ilişkide ırka dayalı ücret ayrımcılığı yapılması kesin bir ihlal olarak kabul edilir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2022/5094 E., 2022/5776 K., 11.05.2022).

Hangi Hallerde Yabancı Hukuk Uygulanmaz?

Yabancı hukukun uygulanmayacağı temel olarak iki hal bulunmaktadır:

  1. Kamu Düzenine Açık Aykırılık (MÖHUK m. 5): Yetkili yabancı hukukun ilgili hükmünün uygulanmasının sonucu, Türk kamu düzenine açıkça aykırı ise o hüküm uygulanmaz. Gerekli görülürse yerine Türk hukuku tatbik edilir.
  2. Doğrudan Uygulanan Kurallar (Müdahaleci Normlar – MÖHUK m. 6): Devletin sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini koruma amacı güden ve uygulama alanına giren her durumda tatbiki zorunlu olan kurallardır. Bu kurallar, kanunlar ihtilafı kurallarına göre yetkili olan yabancı hukuka bakılmaksızın doğrudan uygulanır. Ancak bu kuralların da bir coğrafi veya konusal uygulama sınırı vardır. Örneğin, “tamamen yurt dışında ifa edilen bir iş ilişkisinde, dinî ve millî bayram günleri Türk hukukuna göre belirlenemez” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2023/309 E., 2023/522 K., 24.05.2023).

Aile Hukuku ve Miras Hukukunda Kamu Düzeni Müdahalesi

Aile ve miras hukuku, kişilerin şahıs ve malvarlığına ilişkin temel hakları düzenlediğinden, kamu düzeni hassasiyetinin daha yüksek olduğu alanlardır. Ancak bu alanlarda dahi müdahale istisnaidir. Örneğin, Yargıtay, yabancı bir mahkeme tarafından verilen “ortak velayet” kararının, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve çocuğun üstün yararı ilkesi dikkate alındığında, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmadığına hükmetmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/18674 E., 2017/13800 K., 04.12.2017). Benzer şekilde, yabancı bir evlat edinme kararında, Türk Medeni Kanunu’ndaki “bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olma” şartının aranmamasının da tek başına kamu düzeni ihlali oluşturmayacağı kabul edilmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2021/5783 E., 2022/2231 K., 09.03.2022). Bu kararlar, kamu düzeni denetiminin şekli farklılıklara değil, sonucun temel hak ve adalet anlayışıyla bariz çelişki yaratıp yaratmadığına odaklandığını göstermektedir.

Sözleşmelerde ve Ticari Davalarda Kamu Düzeni Engeli

Sözleşmeler ve ticari davalarda, tarafların irade serbestisi ve hukuki öngörülebilirlik ilkeleri nedeniyle kamu düzeni engeli çok daha dar yorumlanmaktadır. Tacirler arasındaki bir uyuşmazlıkta, yabancı kararda hükmedilen “anapara borcuna kıyasla yüksek faiz, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin Türk kamu düzenine aykırılık teşkil etmediği” kabul edilmiştir (Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2024/307 E., 2024/247 K., 26.03.2024). Ancak bu kural mutlak değildir. Örneğin, bir yabancı mahkeme kararında ana alacağın 10 katına ulaşan ve borçlunun “ekonomik mahvına yol açacak düzeydeki cezai şartların Türk hukuk düzeninin temel değerleri ile çeliştiği ve kamu düzeni müdahalesini gerektirdiği” sonucuna varılarak, kararın cezai şarta ilişkin kısmının tenfizi reddedilmiştir (İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2023/856 E., 2025/415 K., 15.05.2025). Benzer şekilde, Devletin Hazine payı gibi mali menfaatlerini doğrudan etkileyen ve emredici kanun hükümlerine karşı hile teşkil eden tahkim kararları da kamu düzenine aykırı bulunmuştur (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, E. 2012/8426, K. 2012/10349, T. 17.4.2012).

Yargıtay Kararlarında Kamu Düzenine Aykırılık Örnekleri

Kararlarda kamu düzenine aykırılığın kabul edildiği örnekler şunlardır:

  • Taleple Bağlılık İlkesinin İhlali: Hakem heyetinin, tarafların talepleriyle bağlı kalmayarak dava tarihi itibarıyla muaccel olmayan alacaklara hükmetmesi, adil yargılanma hakkını ve savunma hakkını ihlal ettiği için kamu düzenine aykırı bulunmuştur (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2019/1234 E., 2019/3335 K., 11.07.2019).
  • Mülkiyet Hakkını İhlal Eden Sonuç: Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve taraflara mülkiyet hakkı tanıyan bir kanuni düzenlemeyi yok sayan yabancı mahkeme kararının tanınmasının, Anayasal mülkiyet hakkını ihlal edeceği ve bu nedenle kamu düzenine açıkça aykırı olacağı kabul edilmiştir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2022/800 E., 2023/607 K., 07.06.2023).
  • Temel İflas Hukuku İlkelerine Aykırılık: Bir şahsın iflasına karar vererek tüm borçlarının silinmesini öngören yabancı mahkeme kararının, Türk hukukundaki borçların şahsi sorumluluğu ve iflasın borcu sona erdirmemesi ilkelerine temelden aykırı olduğu için tenfizi reddedilmiştir (Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2021/811 E., 2022/234 K., 17.03.2022).
  • Yetkisiz Temsil: Vekilin hakeme başvurabilmesi için kanunen aranan özel yetkiye sahip olmaması durumunda, yetkisiz temsilci tarafından imzalanan tahkim şartına dayalı hakem kararının tenfizi kamu düzenine aykırı bulunmuştur (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi, 2018/1151 E., 2021/268 K., 11.02.2021).

Uluslararası Uygulamalarda Kamu Düzeni Sınırlaması Nasıl Yorumlanır?

Kamu düzeni sınırlaması, evrensel bir milletlerarası özel hukuk ilkesidir. Ancak her devlet, kendi kamu düzeninin içeriğini belirlemede takdir yetkisine sahiptir. Türk hukukundaki kamu düzeni yorumu, New York Konvansiyonu gibi uluslararası sözleşmelerdeki yaklaşıma paraleldir. Uluslararası uygulamalarda da kamu düzeni (public policy/ordre public) istisnası, yabancı hakem kararlarının tenfizini kolaylaştırma amacı doğrultusunda dar yorumlanmaktadır. Kararlarda sıklıkla New York Konvansiyonu’na atıf yapılması ve “milletlerarası kamu düzeni” kavramının iç hukuk kamu düzeninden daha dar olduğunun vurgulanması, bu paralelliği teyit etmektedir (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2011/19737 E., 2012/25406 K., 13.11.2012). Amaç, tenfizden kaçınmak için bir bahane yaratmak değil, yalnızca tenfiz devletinin en temel hukuki ve ahlaki değerlerini korumaktır.

İnsan Hakları ve Kamu Düzeni Arasındaki Denge

İnsan hakları, kamu düzeni kavramının temelini ve sınırını oluşturur. Bir yabancı hukuk kuralı veya kararı, Anayasa’da ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan temel insan haklarına aykırı ise, bu durum doğrudan kamu düzeni ihlali sayılır. Yargıtay, “ortak velayet” kararını incelerken İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne atıf yapmış, kayyımlık kararını değerlendirirken ise kararın tanınmamasının AİHS m. 6’daki adil yargılanma hakkını ihlal edeceğini belirtmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2022/9968 E., 2023/1651 K., 06.04.2023). Bu denge, kamu düzeninin keyfi bir engel olarak değil, temel hak ve özgürlükleri koruyan bir güvence mekanizması olarak işlev görmesini sağlar.

Hakim Yabancı Hukuku Uygularken Kamu Düzenini Nasıl Gözetir?

Hâkim, MÖHUK m. 2 uyarınca yetkili yabancı hukuku re’sen uygulamakla yükümlüdür. Bu süreçte kamu düzeni denetimini de yine re’sen yapar. Bu denetim şu aşamalardan oluşur:

  1. Esasa Girmeme: Hâkim, yabancı kararın veya hukuk kuralının doğruluğunu, delillerin takdirini veya maddi hukuka uygunluğunu denetleyemez.
  2. Sonuç Odaklı Değerlendirme: Hâkim, kararın içeriğinden ziyade, “kararın Türkiye’de icra edilmesinin ve kararın icrasının sonuçlarının Türk kamu düzenine ‘açıkça’ aykırı olup olmadığını inceler” (İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2024/538 E., 2024/458 K., 12.09.2024).
  3. Temel Değerlerle Karşılaştırma: Hâkim, bu sonucun Türk Anayasası’nın temel ilkeleri, temel hak ve özgürlükler, toplumun adalet ve ahlak anlayışı gibi vazgeçilmez değerlerle bariz bir çelişki yaratıp yaratmadığını değerlendirir.
  4. Dar Yorum: Bu değerlendirmeyi yaparken, kamu düzeni istisnasının dar ve istisnai bir yol olduğunu aklında tutar ve her farklılığı bir ihlal olarak görmekten kaçınır.

Kamu Düzeni Gerekçesiyle Red Edilen Tanıma ve Tenfiz Kararları

Kamu düzeni, MÖHUK m. 54/1-c uyarınca tanıma ve tenfiz davalarında en sık başvurulan ret sebeplerinden biridir. Bir kararın bu gerekçeyle reddedilebilmesi için, kararın Türkiye’de icra edilmesi halinde ortaya çıkacak sonucun Türk hukukunun temel ilkeleriyle “açıkça” ve “tahammül edilemez” derecede çelişmesi gerekir. Örnekler:

  1. Savunma hakkının (hukuki dinlenilme hakkı) ağır şekilde ihlal edildiği bir yargılama sonucu verilen kararlar.
  2. Taraflardan birinin hile veya aldatmasıyla elde edilmiş kararlar.
  3. Türk münhasır yetki kurallarını ihlal eden kararlar (bu durum ayrı bir tenfiz engeli olsa da kamu düzeniyle de ilişkilendirilebilir).
  4. Anayasa’daki eşitlik ilkesini temelden ihlal eden (örn: cinsiyet ayrımcılığı yapan) miras veya aile hukukuna ilişkin kararlar.

Kamu düzeni gerekçesiyle tenfiz taleplerinin reddedildiği somut şöyledir:

  • Sahte Delile Dayalı Karar: Tenfizi istenen hakem kararının dayandığı uzman raporunu hazırlayan kişi hakkında, aynı rapor nedeniyle Türk mahkemelerince verilmiş ve kesinleşmiş bir “özel belgede sahtecilik” mahkumiyeti bulunması, yabancı kararın kesinleşmiş Türk mahkemesi kararıyla çelişmesi nedeniyle kamu düzenine aykırı bulunmuş ve tenfiz talebi reddedilmiştir. Mahkeme, “Yabancı hakem kararının, Türk mahkemesince verilen bir kararla çelişmesi veya yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden birinin varlığı yabancı hakem kararının tenfizine engel bir durum teşkil eder” demiştir (İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2022/181 E., 2023/484 K., 22.06.2023).
  • Savunma Hakkının İhlali: Yabancı mahkemede yapılan tebligat usulünün, davalının savunma hakkını fiilen kullanmasını engelleyici nitelikte olması ve davalının davadan haberdar edilmeden gıyabında yargılama yapılması, Anayasal adil yargılanma hakkının ihlali sayılarak kamu düzenine aykırı bulunmuş ve tenfiz talebi reddedilmiştir (İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2022/969 E., 2023/969 K., 29.11.2023).

Kamu Düzenine Aykırılığın İspat Yükü Kime Aittir?

Kamu düzenine aykırılık, hâkim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husus olduğundan, klasik anlamda bir ispat yükü dağılımından bahsetmek zordur. Yargıtay, bu durumu “mahkemece resen dikkate alınması gereken bir husustur” diyerek netleştirmiştir (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2011/19737 E., 2012/25406 K., 13.11.2012). Ancak uygulamada, bu iddiayı bir savunma sebebi olarak ileri süren davalı tarafın, iddiasını somut delillerle desteklemesi beklenir. Örneğin, savunma hakkının ihlal edildiğini iddia eden tarafın, tebligat usulsüzlüğünü veya yargılamadan haberdar edilmediğini gösteren delilleri mahkemeye sunması gerekir. Hâkim, bu delilleri ve dosya kapsamını bir bütün olarak değerlendirerek re’sen bir sonuca varır.

5718 Sayılı Kanun’un 5. Maddesi Kapsamında Uyuşmazlıkların Değerlendirilmesi

MÖHUK m. 5 kapsamında bir uyuşmazlık değerlendirilirken izlenmesi gereken yol şöyledir: Öncelikle kanunlar ihtilafı kuralları uyarınca uyuşmazlığa uygulanacak yetkili yabancı hukuk tespit edilir. Ardından, bu yabancı hukukun somut olaya uygulanacak hükmünün doğuracağı sonuç, Türk kamu düzeni süzgecinden geçirilir. Bu değerlendirmede, yabancı hukuk kuralının lafzı değil, uygulanmasının sonucu önemlidir. Eğer bu sonuç, Türk hukukunun temel değerleri, Anayasal düzeni ve adalet anlayışı ile açıkça ve tahammül edilemez bir şekilde çelişiyorsa, MÖHUK m. 5 devreye girer ve o yabancı hukuk hükmü uygulanmaz. Gerekli görülen hallerde, boşluğun doldurulması için Türk hukuku uygulanır. Bu süreç, hâkimin hem kanunlar ihtilafı hukukuna hem de Türk hukukunun temel felsefesine derinlemesine hakim olmasını gerektiren hassas bir dengeyi ifade eder.

Sonuç

Yargı kararları bütünüyle değerlendirildiğinde, Türk hukukunda kamu düzeni müessesesinin, yabancı hukukun uygulanmasını veya yabancı kararların tenfizini keyfi olarak engelleme aracı olmadığı, aksine hukuk sisteminin temel direklerini ve Anayasal hak ve özgürlükleri koruyan istisnai bir güvence mekanizması olduğu açıkça görülmektedir. Yargı pratiği, özellikle ticari uyuşmazlıklarda, milletlerarası tahkim ve ticaretin teşviki yönünde dar bir yorumu benimsemiştir. Kamu düzeni müdahalesi, ancak savunma hakkının açıkça ihlali, temel ahlak kurallarına aykırılık veya Türk hukuk sisteminin temelden sarsılmasına yol açacak sonuçların doğması gibi ağır ve istisnai durumlarda meşruiyet kazanmaktadır. Bu yaklaşım, hem hukuki öngörülebilirliği sağlamakta hem de Türkiye’nin uluslararası hukuka entegrasyonunu pekiştirmektedir. Tüm bu süreçlerin karmaşıklığı nedeniyle uzman bir avukattan hukuki destek alınmalı oldukça faydalıdır.

Yorum yapın