AĞIR CEZA MAHKEMESİ

1. Ağır Ceza Mahkemesi Nedir? Genel Tanım ve Hukuki Statüsü

Ağır Ceza Mahkemeleri, Türk adli yargı sisteminde, kanunların özel olarak belirlediği ve niteliği itibarıyla toplum düzenini ciddi şekilde sarsan suçlara ilişkin davalara bakmakla görevli ilk derece ceza mahkemeleridir. Hukuki statüleri, 5235 sayılı Kanun ile belirlenmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun vurguladığı üzere, “Sanık için görevli mahkemede yargılanmak bir güvencedir.” ve “görev kuralı kamu düzenine ilişkindir.” (YCGK, 2014/469 E., 2017/260 K.). Bu mahkemeler, Anayasa’da belirtilen “Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce” yargı yetkisini kullanır ve kuruluşları, görevleri ve işleyişleri kanunla düzenlenir (YCGK, 2019/477 E., 2023/291 K.).

2. Ağır Ceza Mahkemesinin Kuruluşu ve Yapısı

5235 sayılı Kanun uyarınca Ağır Ceza Mahkemeleri, her il merkezi ile coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde bulundurularak belirlenen ilçelerde, Adalet Bakanlığı tarafından kurulur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir kararında belirtildiği gibi, mahkeme “bir başkan ve iki üye ile toplanır” (YCGK, 2018/484 E., 2023/489 K.). İş durumunun gerektirdiği yerlerde birden fazla daire halinde de faaliyet gösterebilirler. Geçmişte CMK’nın 250. maddesi ile görevli özel yetkili ağır ceza mahkemeleri bulunmuşsa da, bu mahkemeler 6352 ve 6526 sayılı Kanunlar ile kaldırılmış ve görevleri genel yetkili ağır ceza mahkemelerine devredilmiştir.

3. Görevli Olduğu Suç Türleri

Ağır Ceza Mahkemelerinin görev alanı 5235 sayılı Kanun’un 12. maddesinde ana hatlarıyla çizilmiştir. Bu kapsamda;

  • a) Türk Ceza Kanunu’nda Düzenlenen Ağır Suçlar: Yağma (TCK m. 148), irtikap (TCK m. 250), resmi belgede sahtecilik (TCK m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (TCK m. 158), hileli iflas (TCK m. 161) gibi suçlar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezasını gerektiren tüm suçlar bu mahkemelerin görev alanındadır (YCGK, 2017/956 E., 2017/370 K.).
  • b) Terörle Mücadele Kapsamındaki Suçlar: 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar (örneğin, silahlı terör örgütüne üye olma – TCK m. 314/2) dolayısıyla açılan davalar Ağır Ceza Mahkemelerinde görülür (YCGK, 2019/235 E., 2021/95 K.).
  • c) Özel Kanunlardan Doğan Cezai Sorumluluklar: Uyuşturucu madde ticareti gibi özel kanunlarda ağır cezai yaptırımlar öngörülen suçlar da bu mahkemelerin görevindedir.

4. Ağır Ceza Mahkemesinin Yetki Alanı

Ağır Ceza Mahkemelerinin yetkisi kural olarak coğrafidir ve suçun işlendiği yere göre belirlenir. Ancak 5235 sayılı Kanun’un 15. maddesi uyarınca, TCK’nın belirli bölümlerinde yer alan devletin güvenliğine karşı suçlar ile 3713 sayılı Kanun kapsamındaki suçlar, suçun işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan Ağır Ceza Mahkemesinde görülür (BAM, İstanbul 2. CD, 2017/248 E., 2017/287 K.).

5. Ağır Ceza Mahkemesinde Yargılama Usulü

Yargılama süreci, CMK hükümlerine göre yürütülür ve adil yargılanma hakkının tüm güvencelerini içerir.

  • a) Soruşturma ve Kovuşturma Süreci: Cumhuriyet savcısının iddianameyi hazırlamasıyla başlayan süreç, mahkemenin iddianameyi kabulüyle kovuşturma aşamasına geçer. Yargıtay’ın da belirttiği gibi, ceza yargılamasının amacı **”usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak biçimde kesin olarak belirlenmesi”**dir (YCGK, 2017/956 E., 2017/370 K.).
  • b) Duruşmaların Seyri: Duruşmalar, sözlülük, doğrudan doğruyalık ve yüz yüzelik ilkelerine uygun olarak, kural olarak aleni bir şekilde yapılır. Sanığın sorgusu yapılmadan hüküm kurulması, CMK m. 193/2 uyarınca ancak derhal beraat kararı verilebilecek istisnai hallerde mümkündür (BAM, Ankara 10. CD, 2018/312 E., 2019/507 K.).
  • c) Delil Değerlendirmesi ve Savunma Hakkı: Mahkeme, “Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir” (CMK m. 217) ilkesi çerçevesinde delilleri serbestçe takdir eder. Ancak bu süreçte savunma hakkının kısıtlanmaması esastır. Yargıtay, “sanık savunmanı hazır bulundurulmadan, yokluğunda mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle” savunma hakkının kısıtlanmasını mutlak bir bozma nedeni saymıştır (Yargıtay 6. CD, 2012/12715 E., 2014/15641 K.).

6. Ağır Ceza Mahkemesinde Savunmanın Önemi ve Avukatın Rolü

Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen davaların ciddiyeti, savunmanın ve ceza avukatının rolünü hayati kılar. Özellikle CMK m. 150/3 uyarınca, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda sanığın müdafii bulunması zorunludur. Anayasa Mahkemesi’nin bir kararında bu durumun önemi şöyle vurgulanmıştır: “Müdafi görevlendirilmesinin amacı, şüphelinin/sanığın savunma haklarını etkili şekilde kullanmasını güvence altına almaktır.” (AYM, 2019/5577 B., 8/3/2023). Bu, müdafi atamasının şekli bir işlemden ibaret olamayacağını, etkili bir hukuki yardımın sağlanması gerektiğini gösterir.

7. Karar Süreci ve Verilen Hüküm Türleri

Yargılama sonunda mahkeme, toplanan delillere ve vicdani kanaatine göre bir hüküm kurar. Bu hükümler başlıca şunlardır:

  • a) Mahkumiyet: Sanığın suçu işlediğinin sabit görülmesi halinde verilir.
  • b) Beraat: Sanığın suçu işlemediğinin anlaşılması veya delil yetersizliği gibi durumlarda verilir.
  • c) Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB): Belirli koşulların varlığı halinde, kurulan mahkumiyet hükmünün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden bir ceza muhakemesi kurumudur.

8. Ağır Ceza Mahkemesi Kararlarına Karşı Başvuru Yolları

Ağır Ceza Mahkemesi kararları kesin olmayıp, üst mahkeme denetimine açıktır.

  • a) İstinaf: Karara karşı, tebliğden itibaren belirli bir süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine başvurulabilir. Bölge Adliye Mahkemesi, hem maddi hem de hukuki denetim yapar.
  • b) Temyiz: Bölge Adliye Mahkemesinin (bazı istisnalar dışında) verdiği kararlara karşı Yargıtay’a başvurulabilir. Yargıtay, kural olarak hukuki denetim yapar. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, kanun yoluna başvuru hakkının etkin kullanımı için mahkemelerin, sanığa temyiz nedenlerini bildirmesi için ek süre verilmesi gerektiği yönünde ihtaratta bulunma zorunluluğuna işaret etmiştir (YCGK, 2023/433 E., 2023/566 K.).

9. Yargıtay Kararlarında Ağır Ceza Mahkemelerinin Değerlendirilmesi

Yargıtay kararları, yüksek mahkemenin Ağır Ceza Mahkemesi kararlarını titizlikle denetlediğini göstermektedir. Bu denetim; görevli mahkeme kurallarına uyulup uyulmadığı, yargılama sırasında usul hükümlerinin (özellikle savunma hakkını ilgilendirenlerin) ihlal edilip edilmediği, delillerin hukuka uygun toplanıp değerlendirilip değerlendirilmediği ve suç vasfının doğru yapılıp yapılmadığı gibi birçok konuyu kapsamaktadır. Usule ilişkin en küçük bir hata dahi, özellikle savunma hakkını kısıtlıyorsa, kararın bozulmasına neden olabilmektedir.

10. Sonuç: Ağır Ceza Mahkemelerinde Yargılanmanın Ciddiyeti ve Hukuki Güvenceler

Ağır Ceza Mahkemeleri, en ağır suçların yargılandığı ve sanıklar için en ağır sonuçların doğabileceği yargı mercileridir. Bu ciddiyet, yargılama sürecinin her aşamasında hukuki güvencelerin en üst düzeyde korunmasını zorunlu kılar. Mahkeme kararları, Anayasa ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkının, bu mahkemelerdeki yargılamaların temel direği olduğunu ortaya koymaktadır. Savunma hakkının etkin kullanımı, delillerin hukuka uygunluğu, kararların gerekçeli olması ve kanun yollarına etkin başvuru imkânı, bu sistemin meşruiyetini ve adaletini sağlayan temel unsurlardır. Yüksek mahkemelerin bu ilkelere sıkı sıkıya bağlılığı, hukuk devletinin işleyişi açısından kritik bir güvence mekanizmasıdır.

Ağır Ceza Mahkemelerinin Türk ceza adaleti sistemindeki merkezi rolünü ortaya koymaktadır. Bu mahkemeler, yalnızca ağır suçları yargılamakla kalmaz, aynı zamanda adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı gibi temel anayasal ilkelerin uygulamada nasıl hayata geçtiğinin de bir göstergesidir. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları, bu mahkemelerin faaliyetlerinin sıkı bir denetime tabi olduğunu ve hukuki güvencelerden taviz verilmesine müsaade edilmediğini açıkça göstermektedir. Bu durum, sistemin kendi içindeki denge ve denetleme mekanizmalarının işlediğini ve hukuk devletinin korunmasına yönelik güçlü bir iradenin varlığını teyit etmektedir.