1. Erken İfanın Hukuki Çerçevesi ve Sınırları (TBK m. 96)
Erken ifa, borçlunun borçlandığı edimi, kararlaştırılan vadeden önce yerine getirmesidir. Bu yetkinin temel dayanağı, 6098 sayılı TBK’nın 96. maddesidir:
“Sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da âdet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz.”
Bu madde, ifa zamanının kural olarak borçlu lehine olduğunu kabul eder. Borçlu, bu haktan tek taraflı olarak feragat ederek borcunu erken ödeyebilir.
2. Borçlu Vadesinden Önce İfa Edebilir mi?
Evet, TBK m. 96 uyarınca borçlu, kural olarak borcunu vadesinden önce ifa etme yetkisine sahiptir. Bu, kanunun getirdiği ana ilkedir. Borçlunun bu hakkını kullanması, alacaklının rızasına bağlı değildir. Ancak bu hak mutlak değildir ve kanunda belirtilen istisnalara tabidir.
- Sözleşmenin Hükümleri: Taraflar, sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca erken ifayı yasaklayabilir veya alacaklının rızasına bağlayabilir.
- Sözleşmenin Özelliği (İşin Niteliği): Özellikle faizli borç ilişkilerinde, alacaklının vadeye kadar faiz geliri elde etme menfaati, sözleşmenin erken ifaya uygun olmayan bir özelliğidir.
- Durumun Gereği: Somut olayın koşulları, erken ifanın alacaklı için kabul edilemez bir külfet oluşturmasını gerektirebilir.
Bu istisnalar nedeniyle alacaklı, özellikle haklı bir menfaati varsa, erken ifayı reddetme hakkına sahip olabilir.
3. Alacaklı Erken İfayı Reddedebilir mi? Hukuki Sınırlar
Alacaklı, borçlunun erken ifa teklifini kural olarak reddedemez. Ancak bu kuralın önemli istisnaları vardır. Alacaklının ifanın zamanında yapılmasında meşru bir menfaati varsa, erken ifayı reddetme hakkı doğar. Taze ve bozulabilir ürünlerin belirli bir zamanda teslimini gerektiren sözleşmelerde veya saklama sözleşmelerinde de alacaklının vadenin beklenmesinde haklı bir menfaati olabilir. Dolayısıyla, alacaklının reddetme hakkı, vadenin sadece borçlu lehine değil, aynı zamanda alacaklı lehine de kararlaştırıldığı durumlarda ortaya çıkar.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da belirttiği gibi, “İfanın vaktinden evvel yapılması alacaklının aleyhine sonuçlar doğuruyorsa veya taraflar arasındaki kesin vadeli sözleşmelerin niteliği erken ifayı engelliyorsa borçlu vaktinden evvel ifada bulunamaz. Bu tür durumlarda erken ifa alacaklının muvafakatine bağlıdır.” (Yargıtay HGK, 2017/410 E., 2020/189 K.).
4. Erken İfanın Geçerlilik Şartları: Alacaklının Rızası Gerekli mi?
Erken ifanın geçerliliği için kural olarak alacaklının rızası aranmaz. Borçlunun erken ifa yetkisi olduğu durumlarda, bu yetkiyi tek taraflı olarak kullanabilir. Ancak, vadenin alacaklının da menfaatine olduğu durumlarda (örneğin faizli borçlar), borçlunun erken ifa yetkisi ortadan kalkar. Bu gibi durumlarda erken ifa ancak alacaklının rızasıyla mümkün olabilir.
5. Sözleşmede Erken İfa Yasağı Varsa Ne Olur?
TBK m. 96’nın lafzı, tarafların sözleşme ile erken ifayı yasaklayabileceğini açıkça belirtmektedir (“Sözleşmenin hükümlerinden… tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça”). Eğer sözleşmede borcun vadesinden önce ifa edilemeyeceğine dair açık veya zımni bir hüküm varsa, borçlu erken ifada bulunamaz. Bu durumda borçlunun erken ifa teklifini alacaklı reddedebilir ve bu red, alacaklı temerrüdüne yol açmaz.
Nitekim İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi (2019/429 E., 2021/1591 K.), kredi sözleşmesindeki “kredi geri ödemeleri bankanın yazılı kabulü olmadıkça, kısmen veya tamamen vade tarihinden önce yapılamaz” hükmünü geçerli sayarak, bankanın erken ödemeyi kabule zorlanamayacağına hükmetmiştir. Bu karar, sözleşmede açık bir erken ifa yasağı bulunması halinde borçlunun bu yasağa uymak zorunda olduğunu göstermektedir.
6. Erken İfa Edilen Borçta İskonto Talep Edilebilir mi?
TBK m. 96’nın ikinci fıkrası bu soruyu net bir şekilde yanıtlamaktadır: “Ancak, kanun veya sözleşme ya da âdet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz.” Bu, genel borçlar hukuku kuralıdır. Borçlu, borcunu erken ödeyerek sadece faiz gibi geleceğe yönelik yükümlülüklerden kurtulur, ancak anapara üzerinden bir indirim (iskonto) talep edemez.
İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi (2020/31 E., 2021/574 K.) kararında, taksitli satış sözleşmesinde taksitlere faiz yansıtılmadığı için erken ödeme indirimi yapılamayacağı, zira “yansıtılmayan bir faizin indirilmesinin de mümkün olmadığı” belirtilmiştir.
Ancak bu kuralın istisnaları önemlidir:
- Kanun Gereği: Tüketici hukukunda bu kuralın tam tersi geçerlidir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK), tüketici kredileri, taksitle satış ve konut finansmanı sözleşmelerinde borçlunun erken ödeme yapması halinde alacaklının “gerekli tüm faiz ve diğer maliyet unsurlarına ilişkin indirim yapmakla yükümlü” olduğunu emreder.
- Sözleşme veya Âdet Gereği: Taraflar sözleşmede erken ödeme halinde bir indirim yapılacağını kararlaştırabilirler veya ticari teamüller bu yönde olabilir.
7. Faizli Borçlarda Erken İfa: Faiz Talebi Devam Eder mi?
Erken ifa, borcu sona erdirdiği için, ifa tarihinden sonraki dönem için anapara faizi işlemez. Bankalar, erken kapatılan krediler nedeniyle mahrum kaldıkları faiz gelirini telafi etmek amacıyla “erken kapama komisyonu/ücreti” talep etmektedir. Yargı kararları, bu talebin meşruiyetini kabul etmekle birlikte, sınırlarını da çizmektedir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi (2020/1208 E., 2023/407 K.) kararında bu durum şöyle özetlenmiştir:
“…erken ödemeye konu kredi borcu taksitli ticari krediden kaynaklandığından kredi sözleşmesinin özelliği gereği davalı bankanın erken ödemeyi kabul zorunluluğu bulunmaması karşısında davalı bankanın erken ödeme nedeniyle oluşacak faiz kaybı nedeniyle bir bedel karşılığı erken ödemeyi kabul etmesi bankacılık uygulamalarına uygundur.”
Ancak bu ücretin talep edilebilmesi, onun denetimden muaf olduğu anlamına gelmez. Mahkemeler, talep edilen komisyon oranının fahiş olup olmadığını denetlerken genellikle emsal banka uygulamalarını referans alır. İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi (2015/675 E., 2018/1373 K.) kararında, bu denetimin nasıl yapıldığına dair somut bir örnek bulunmaktadır. Mahkeme, davalı bankanın %4,44 oranında komisyon aldığını, ancak emsal banka ortalamasının %2 olduğunu tespit ederek, fazla tahsil edilen %2,44’lük kısmın iadesine karar vermiştir.
Buna karşılık, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi (2022/2218 E., 2025/769 K.) verdiği ilginç bir kararda, bankanın vade sonunda alacağı anapara ve kâr payının tamamını erken kapama tarihinde tahsil ettiğini, bu nedenle kredinin erken kapanmasıyla bir kayıp yaşamadığını belirterek erken kapatma komisyonu talep etme hakkı olmadığına hükmetmiştir. Bu karar, alacaklının somut bir zararının varlığının aranması gerektiğini göstermesi açısından önemlidir.
8. Erken İfa ve Alacaklının Temerrüdü: Kim Sorumlu Olur?
Borçlunun erken ifa yetkisine sahip olduğu bir durumda (yani TBK m. 96’daki istisnaların bulunmadığı hallerde), alacaklı bu ifayı kabul etmekle yükümlüdür. Alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın ifayı kabulden kaçınırsa temerrüde düşer.
Alacaklı temerrüdünün sonuçları TBK m. 106 vd. hükümlerinde düzenlenmiştir ve borçluya borcunu tevdi etme veya sözleşmeden dönme gibi haklar tanıyabilir.
9. Yargı Kararlarında Erken İfa Uygulaması: Örnek Davalar ve İçtihatlar
İncelenen literatür, konuyu daha çok doktriner açıdan ele almakta ve spesifik Yargıtay kararlarına künyeleriyle birlikte yer vermemektedir. Bununla birlikte, kaynaklardaki analizler, yargı kararlarının temel alacağı ilkeleri ortaya koymaktadır. Mahkemeler bir uyuşmazlıkta;
- Öncelikle TBK m. 96’daki genel kuralı ve istisnalarını (sözleşme hükmü, işin niteliği, durumun gereği) değerlendirecektir.
- Alacaklının ifanın zamanında yapılmasında faiz geliri gibi haklı bir menfaatinin olup olmadığını araştıracaktır.
- Uyuşmazlığın tüketici işlemi olup olmadığını tespit ederek, TKHK’nın emredici hükümlerini (erken ödeme indirimi zorunluluğu gibi) re’sen gözetecektir.
- Taraflar arasındaki sözleşme hükümlerini yorumlayarak erken ifa yasağı veya indirime ilişkin özel bir anlaşma olup olmadığını belirleyecektir.
10. Erken İfa Sonrası Cayma veya Geri Alma Mümkün mü?
Erken ifa, mevcut ve geçerli bir borcun yerine getirilmesidir. Bu nedenle, ifa edilen edimin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak geri istenmesi mümkün değildir.
Doktrinde, borcun tamamının erken ödenmesinin sözleşmenin “feshi” mi yoksa “ifası” mı olduğu tartışılsa da (ECE AYÇA EKER, 2020; SEZER ÇABRİ, 2010), her iki durumda da borç ilişkisi sona erdiğinden, geçerli bir hukuki sebebe dayanan bu ifanın geri alınması söz konusu olamaz.
11. Erken İfa ve İcra Takipleri: Borçlunun Stratejik Avantajları
Vadesi gelmemiş bir borcun erken ifa edilmesi, o borç için gelecekte bir icra takibi yapılmasını engeller. Eğer borç muaccel olmuş ve hakkında takip başlatılmışsa, borcun (faiz ve masraflarla birlikte) ödenmesi takibi sona erdirir. Borçlunun erken ifa hakkını kullanarak henüz takibe konulmamış taksitleri de kapatması, borç sarmalından çıkmasını ve potansiyel takip masraflarından ve temerrüt faizinden kurtulmasını sağlayabilir.
12. Kamu Alacaklarında ve Ticari İlişkilerde Erken İfa Uygulamaları
- Kamu Alacakları: İncelenen literatürde kamu alacaklarının (vergi, harç vb.) erken ifasına ilişkin bir değerlendirme bulunmamaktadır. Bu alan, kendi özel mevzuatına (örn: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun) tabidir.
- Ticari İlişkiler:- Milletlerarası Mal Satımı (CISG): TBK ile CISG arasında önemli bir fark olduğunu vardır. TBK’da alacaklı erken ifayı kural olarak kabul etmek zorundayken, “CISG’de alıcıya vadeden önce erken ifa teklifini reddetme hakkı verilmiş… olunmasına karşın, Türk Borçlar Kanunu’nda bu hak alıcıya verilmemiştir.” Bu, uluslararası ticarette alıcının lehine bir düzenlemedir.
 - Ticari Krediler: Selmani Okumuş (2022), ticari kredilerde bankaların erken ödeme talebini kabul etmek zorunda olduğunu, ancak bu durumda kredi alandan “erken ödeme ücreti” adı altında bir ücret alınabildiğini belirtmektedir. Bu ücret, bankanın faiz kaybını telafi etmeyi amaçlar.
 
13. Erken İfa Nedeniyle Ortaya Çıkan Uyuşmazlıklar ve Çözüm Yolları
Literatürdeki analizlerden hareketle, erken ifa kaynaklı uyuşmazlıklar genellikle şu konularda yoğunlaşmaktadır:
- Red Hakkının Varlığı: Alacaklının erken ifayı reddetmesinin haklı bir sebebe (menfaat kaybı) dayanıp dayanmadığı.
- İndirim Miktarı: Özellikle tüketici işlemlerinde, yapılması zorunlu olan indirimin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı.
- Erken Ödeme Tazminatı/Ücreti: Sözleşmede kararlaştırılan erken ödeme cezalarının veya ücretlerinin geçerliliği ve miktarı.
- Sözleşmenin Yorumu: Sözleşmedeki ifadelerin erken ifayı yasaklayıp yasaklamadığı konusundaki anlaşmazlıklar.
Bu uyuşmazlıkların çözümü, öncelikle sözleşme hükümlerinin ve ilgili özel kanunların (TKHK, TTK vb.) incelenmesiyle, anlaşma sağlanamazsa yargı yoluyla gerçekleştirilir.
14. Erken İfanın Alacaklının Menfaatine Olup Olmadığı Nasıl Değerlendirilir?
Bu değerlendirme, her somut olayın özelliklerine göre yapılır. Temel kriter, vadenin alacaklıya sağladığı ekonomik veya pratik faydadır.
- Faizli Para Borçları: En net örnek budur. Vade, alacaklıya faiz geliri sağladığı için alacaklının menfaatine hizmet eder.
- Saklama (Vedia) Sözleşmeleri: Saklama ücreti kararlaştırılmışsa, erken teslim alacaklının (saklayanın) ücret kaybına yol açacağından menfaatine aykırıdır.
- Kira Sözleşmeleri: Kiracının tüm kira bedellerini peşin ödemesi, kural olarak kiraya verenin menfaatinedir. Ancak özel durumlar (örneğin vergi planlaması) aksini gerektirebilir.
- Mal Teslim Borçları: Alacaklının malı depolama imkânı yoksa veya malın belirli bir üretim sürecinde kullanılması gerekiyorsa, erken teslim alacaklının menfaatine aykırı olabilir.
Değerlendirme, dürüstlük kuralı çerçevesinde, alacaklının meşru ve objektif beklentileri dikkate alınarak yapılmalıdır.
15. Avukat Tavsiyesi: Erken İfa Yapmadan Önce Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Bir müvekkile erken ifa konusunda tavsiye verirken aşağıdaki hususlar titizlikle incelenmelidir:
- Sözleşmeyi İnceleyin: Sözleşmede erken ifayı yasaklayan, sınırlayan veya özel şartlara (örneğin erken ödeme ücreti) bağlayan bir hüküm olup olmadığını kontrol edin.
- Hukuki Rejimi Belirleyin: Borç ilişkisinin niteliğini tespit edin. Bu bir tüketici işlemi mi (TKHK uygulanır)? Ticari bir kredi mi? Uluslararası bir mal satımı mı (CISG uygulanabilir)? Yoksa genel hükümlere (TBK) tabi bir ilişki mi?
- Alacaklının Menfaatini Değerlendirin: Borcun niteliği (faizli olup olmadığı vb.) itibarıyla alacaklının vadenin beklenmesinde haklı bir menfaati olup olmadığını analiz edin. Bu, alacaklının ifayı reddetme hakkı olup olmadığını belirleyecektir.
- Maliyet Analizi Yapın: Erken ifanın finansal sonuçlarını hesaplayın. Faizden ne kadar tasarruf edilecek? Erken ödeme ücreti veya tazminatı ödenecek mi? Tüketici işlemiyse, yasal indirim hakkının ne kadar olduğunu belirleyin.
- İletişim Stratejisi Belirleyin: Alacaklıya ifa teklifinin usulüne uygun olarak yapılması ve olası bir red durumunda alacaklıyı temerrüde düşürmek için gerekli adımların atılması (ihtarname vb.) konusunda müvekkili yönlendirin.
16. Avukat Yardımının Önemi
Erken ifa, TBK m. 96’da basit bir kural gibi görünse de, istisnaları, özel kanunlardaki farklı düzenlemeler (TKHK, CISG), sözleşme serbestisi ve alacaklının menfaati gibi unsurlar nedeniyle karmaşık bir hukuki alandır. Özellikle tüketici kredileri ve ticari sözleşmeler gibi alanlarda hakların ve yükümlülüklerin doğru tespiti, maliyetlerin doğru hesaplanması ve olası uyuşmazlıkların önlenmesi için bir avukatın hukuki yardımından faydalanmak kritik öneme sahiptir. Avukat, müvekkilin haklarını koruyarak en doğru hukuki ve finansal adımı atmasını sağlar.
Sonuç
Türk hukukunda erken ifa, TBK m. 96 ile borçluya tanınmış bir hak olarak düzenlenmiştir. Ancak bu hak, sözleşme hükümleri, işin niteliği ve özellikle alacaklının ifanın zamanında yapılmasındaki meşru menfaati ile sınırlıdır. Genel kural, borçlunun indirim talep edememesi yönündeyken, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun bu ilkenin tam tersini benimseyerek tüketici lehine emredici indirim zorunluluğu getirmiştir. Ticari hayatta ve özellikle uluslararası satışlarda ise farklı kurallar (CISG) ve uygulamalar (erken ödeme ücreti) mevcuttur. Bu nedenle, erken ifa hakkını kullanmadan önce ilgili hukuki rejimin ve sözleşmesel şartların dikkatle analiz edilmesi, hak kayıplarının önlenmesi açısından zorunludur.
