Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma Suçu

TCK 195: Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma Suçu Nedir? Hukuki Niteliği

TCK 195, yetkili makamlarca bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirlere kasten aykırı davranmayı suç olarak tanımlar. Bu suç, kamu sağlığını korumayı amaçlayan ve korunan hukuki değeri toplum sağlığı olan bir tehlike suçudur. Suçun oluşması için somut bir zararın (hastalığın bulaşması gibi) meydana gelmesi şart olmayıp, tedbire aykırı davranışla kamu sağlığı açısından bir tehlikenin yaratılması yeterlidir.

Yargı kararlarında, bu suçun uygulanabilirliği konusunda önemli bir ayrım ortaya çıkmıştır. Özellikle pandemi sürecinde alınan tedbirlere ilişkin olarak Yargıtay, özel kanun olan 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun öncelikli olarak uygulanması gerektiğini belirtmiştir.

Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 2021/29265 E., 2022/7011 K. sayılı ve 31.03.2022 tarihli kararında, Covid-19 pandemisi sürecinde alınan tedbirlerin ihlali durumunda, 1593 sayılı Kanun’un özel norm niteliğinde olduğunu ve bu kanun kapsamında alınan tedbirlere aykırı davranışların idari yaptırıma tabi tutulması gerektiğini vurgulamıştır. Bu yaklaşım, TCK 195’in uygulama alanını, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu kapsamında idari yaptırım öngörülmeyen durumlarla sınırlamaktadır.

Diğer Kamu Sağlığı Suçlarıyla Benzerlik ve Farklılıklar

Bu suç, TCK’da düzenlenen diğer kamu sağlığı suçlarıyla (örneğin, zehirli madde katma, bozulmuş gıda satma) kamu sağlığını koruma amacı taşıması yönüyle benzerlik gösterir. Ancak TCK 195, spesifik olarak bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemeye yönelik tedbirlerin ihlalini hedef almasıyla diğer suçlardan ayrılır.

Fail, Fiil, Mağdur, Suçun Konusu ve Manevi Unsur (Kast-Taksi̇r)

  • Fail: Yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymakla yükümlü olan herkes bu suçun faili olabilir.
  • Fiil: Yetkili makamlarca usulüne uygun olarak alınmış ve ilan edilmiş olan karantina, izolasyon, maske takma gibi tedbirlere aykırı davranmaktır.
  • Mağdur: Kamu sağlığı tehlikeye atıldığından, suçun mağduru toplumun tamamıdır.
  • Suçun Konusu: Kamu sağlığının korunması amacıyla alınan tedbirlerdir.
  • Manevi Unsur: Suç, ancak kasten işlenebilir. Failin, yetkili makamlarca alınmış bir tedbirin varlığını bilerek ve sonuçlarını isteyerek bu tedbire aykırı hareket etmesi gerekir. Taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Suçun Neticesi ve Uygulanan Cezaya Etkisi

Suç, bir tehlike suçu olduğundan, tedbire aykırı davranışın yapılmasıyla tamamlanır. Ancak fiilin neticesinde hastalığın yayılması veya bir başkasının sağlığının somut olarak tehlikeye girmesi gibi daha ağır sonuçların ortaya çıkması, temel cezanın belirlenmesinde (TCK m. 61) ve olası diğer suçlarla içtima kurallarının uygulanmasında dikkate alınacaktır.

TCK 195 Kapsamında Cezanın Belirlenmesi (HAGB – Erteleme Mümkün mü?)

TCK 195’te öngörülen ceza iki aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. Bu ceza miktarı, kanuni şartların varlığı halinde Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) ve cezanın ertelenmesi kurumlarının uygulanmasına elverişlidir.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2023/13334 E., 2024/19207 K. sayılı kararında, sanığa TCK 195 uyarınca verilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi, bu kurumların somut olayda uygulanabilirliğine bir örnek teşkil etmektedir.

Cezayı Artıran Nitelikli Haller Var mı?

TCK 195. maddede bu suça özgü, cezayı artıran nitelikli bir hal düzenlenmemiştir. Ancak failin eylemi, daha ağır neticelere (örneğin birinin yaralanmasına veya ölümüne) sebep olursa, içtima kuralları çerçevesinde bu suçlardan da sorumluluğu gündeme gelecektir.

Ceza Sorumluluğunu Azaltan veya Kaldıran Nedenler

Genel hükümler çerçevesinde hukuka uygunluk nedenleri (örn. zorunluluk hali) ve kusurluluğu etkileyen haller (örn. hata, cebir, tehdit, akıl hastalığı) bu suç açısından da geçerlidir. Özellikle akıl hastalığı durumunda, failin eylemi algılama veya irade yeteneğinin etkilenip etkilenmediği bir raporla tespit edilmelidir.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 2010/14262 E., 2012/4024 K. sayılı kararında vurgulandığı üzere, “Akıl hastalığı bir şahsi cezasızlık sebebi olmayıp kusurluluğu ortadan kaldıran bir haldir.” Bu nedenle, mahkeme öncelikle suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğini saptamalı, ardından akıl hastalığının kusur yeteneğine etkisini değerlendirerek TCK m. 32 uyarınca bir karar vermelidir.

Bu Suçta Teşebbüs ve Gönüllü Vazgeçme Mümkün müdür?

Bu suç, bir sırf hareket suçu olduğundan teşebbüse elverişli olup olmadığı tartışmalıdır. Ancak icra hareketlerinin bölünebildiği durumlarda (örn: karantina altındaki bir binadan kaçmak için duvarı delmeye başlarken yakalanmak) teşebbüs mümkündür. Failin, icra hareketlerine başladıktan sonra kendi iradesiyle vazgeçmesi halinde ise gönüllü vazgeçme hükümleri (TCK m. 36) uygulanabilir.

TCK 195 Suçuna İştirak Edenlerin Hukuki Durumu

Bu suça iştirak (azmettirme, yardım etme, birlikte faillik) genel hükümlere göre mümkündür. Suça iştirak eden her bir kişi, kendi kusuruna ve suça katkısına göre cezalandırılır.

İçtima Kuralları: Bulaşıcı Hastalık Suçunun Diğer Suçlarla Birleşmesi

Failin TCK 195’i ihlal eden tek bir fiili, aynı zamanda başka bir suçun da oluşumuna neden olabilir. Bu durumda fikri içtima (TCK m. 44) kuralları uygulanır ve en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulur.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2024/8861 E., 2024/26348 K. sayılı kararında, karantinaya alınan bir termal tesisin mühürlenmesine rağmen kullanıma açılması eylemi ele alınmıştır. Kararda, bu eylemin hem TCK 195 (Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırılık) hem de TCK 203 (Mühür bozma) suçlarını oluşturabileceği ve bu durumda fikri içtima kurallarının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Etkin Pişmanlık Hükümleri Bu Suçta Uygulanır mı?

TCK 195 için kanunda özel bir etkin pişmanlık hükmü düzenlenmemiştir. Bu nedenle, bu suçta etkin pişmanlık nedeniyle ceza indirimi yapılması mümkün değildir.

Soruşturma Süreci: Kolluk ve Savcılık Yetkileri

Suç, şikâyete tabi olmadığından, Cumhuriyet savcısı tarafından re’sen soruşturulur. Kolluk kuvvetleri, savcının talimatları doğrultusunda delil toplama, ifade alma gibi işlemleri yürütür. Soruşturma aşamasında delillerin hukuka uygun olarak toplanması esastır.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2022/8891 E., 2023/2648 K. sayılı kararında, karantina tedbirlerine uyulmaması durumunda, kişiye yaptırımlara ilişkin bildirimlerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiği belirtilerek soruşturmadaki usuli eksikliklere dikkat çekilmiştir.

Ceza Davasının Açılması: Gerekli Şartlar ve Süreç

Soruşturma sonucunda suçun işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaşılması halinde, Cumhuriyet savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle kovuşturma aşamasına geçilir.

Kovuşturma Aşaması: Görevli Mahkeme ve Usul Kuralları

TCK 195 suçuna bakmakla görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesi‘dir. Yargılama, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) belirtilen genel usul kurallarına göre yürütülür. Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun iş bölümü kararlarına göre, bu suçla ilgili temyiz incelemesi görevi Yargıtay 10. Ceza Dairesi‘ne verilmiştir.

Suçun ve Cezanın İspatı: Yargıtay Kararları ve Delillerle Değerlendirme

Suçun ispatı, her türlü hukuka uygun delille (tutanaklar, tanık beyanları, kamera kayıtları vb.) mümkündür. Yargıtay kararlarında, özellikle tedbir kararının usulüne uygun alınıp alınmadığı ve faile tebliğ edilip edilmediği gibi hususların ispat açısından önem taşıdığı vurgulanmaktadır.

Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2020/4354 E., 2020/14250 K. sayılı kararındaki muhalefet şerhinde, maske takma zorunluluğunun kanuni dayanağının olmadığı, Anayasa’nın 13. maddesine göre temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği, bu nedenle idari kararlarla getirilen bir zorunluluğa uymamanın cezalandırılamayacağı savunulmuştur. Bu görüş, suçun kanunilik unsurunun ispatı ve delillerin değerlendirilmesi açısından önemli bir perspektif sunmaktadır.

Ceza İnfazı ve Tüzel Kişiler Açısından Güvenlik Tedbirleri

Verilen hapis cezasının infazı genel hükümlere göre yapılır. Bu suçun faili yalnızca gerçek kişiler olabileceğinden, tüzel kişiler hakkında bu suçtan dolayı ceza sorumluluğuna gidilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.

Dava ve Ceza Zaman Aşımı Süreleri Nelerdir?

TCK 195 suçu için TCK m. 66 uyarınca temel dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Ceza zamanaşımı ise TCK m. 68’e göre hükmedilen cezanın türü ve süresine göre belirlenir.

Ceza Avukatı ile Çalışmanın Önemi: Haklarınızı Nasıl Korursunuz?

TCK 195 gibi kamu sağlığını ilgilendiren ve hukuki zemini tartışmalı olabilen suçlarda, bir ceza avukatıyla çalışmak hayati önem taşır. Avukat, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında usuli hakların korunmasını sağlar, delillerin hukuka uygunluğunu denetler, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığını analiz eder ve etkili bir savunma stratejisi geliştirerek adil yargılanma hakkının temin edilmesine yardımcı olur.

Sonuç

TCK 195 “Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma” suçu, teorik çerçevesi net olmakla birlikte, uygulamada, özellikle idari yaptırımlarla olan ilişkisi nedeniyle karmaşık bir yapı sergilemektedir. Yargıtay’ın, özel kanun olan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nu öncelikli görerek TCK 195’in uygulama alanını daraltma eğiliminde olduğu görülmektedir. Bu nedenle, bu suç tipiyle ilgili bir hukuki süreçte, tedbir kararının hukuki dayanağı, usulüne uygunluğu ve özel kanunlardaki düzenlemeler titizlikle incelenmeli ve savunma stratejisi bu dinamikler üzerine kurulmalıdır.

Yorum yapın