Ceza Zamanaşımı

1. Ceza Zamanaşımı Nedir? Temel Kavramlar

Ceza zamanaşımı, suçun işlenmesi ile devletin cezalandırma yetkisini kullanması arasında kanunla belirlenmiş sürenin geçmesiyle, devletin soruşturma, kovuşturma yapma veya verilen cezayı infaz etme hakkını kaybetmesidir. İncelenen kararlar ağırlıklı olarak “dava zamanaşımını” ele almaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre dava zamanaşımı:

“…yasada öngörülen belli bir sürenin geçmesiyle davayı ve cezayı düşüren bir nedendir. Dava zamanaşımı, belli bir sürenin geçmesiyle ceza davası açılmaması veya açılan davanın düşmesi sonucunu doğurur… Dava zamanaşımı, devlet ile suçlu olduğu sanılan kişi arasındaki yargısal ilişkiyi sona erdirir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu-2013/231-2013/396).

Bu kurum, toplumsal barışın sağlanması, delillerin kaybolmasıyla yapılabilecek yargılama hatalarının önlenmesi ve bireylerin sürekli bir ceza tehdidi altında yaşamasının engellenmesi gibi amaçlara hizmet eder.

2. Ceza Zamanaşımı Sürelerinin Türleri

Türk Ceza Kanunu (TCK), dava zamanaşımını iki temel kategoriye ayırır:

  • Olağan (Asli) Dava Zamanaşımı (TCK m. 66): Suç için öngörülen cezanın ağırlığına göre belirlenen temel süredir. Örneğin, beş yıldan fazla olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda bu süre sekiz yıldır.
  • Olağanüstü (Kesintili) Dava Zamanaşımı (TCK m. 67/4): Zamanaşımını kesen bir nedenin varlığı halinde, süre kesildiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar. Ancak bu süre, ilgili suç için TCK m. 66’da belirlenen olağan sürenin yarısının eklenmesiyle oluşan toplam süreyi aşamaz. Örneğin, olağan zamanaşımı 8 yıl olan bir suçta, kesintili zamanaşımı en fazla 12 yıl olabilir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi-2022/7758-2025/398).

3. Ceza Zamanaşımı Süresi Nasıl Hesaplanır?

Zamanaşımı süresi, TCK’nın 66. maddesinde suçlara karşılık gelen ceza miktarlarına göre kademeli olarak belirlenmiştir. Hesaplama yapılırken suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan kanun (örn. 765 sayılı TCK veya 5237 sayılı TCK) ve sanık lehine olan hükümler dikkate alınır. Ayrıca, suçu işlediği sırada 12-15 veya 15-18 yaş grubunda bulunan çocuklar için bu süreler indirimli olarak uygulanır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi-2010/27258-2013/10347).

4. Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı, Durması ve Kesilmesi

  • Başlangıç: Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden; teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden; zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden itibaren işlemeye başlar (Yargıtay Ceza Genel Kurulu-2015/268-2017/124). Hukuk davalarında ise “gelişen durum” kavramı önemlidir; zararın tüm unsurlarıyla öğrenildiği tarih (örneğin maluliyet oranını belirten Adli Tıp raporu tarihi) zamanaşımının başlangıcı olarak kabul edilebilir (bam-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi-2018/444-2018/402).
  • Kesilme: Zamanaşımını kesen nedenler TCK m. 67/2’de sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar arasında şüpheli veya sanığın ifadesinin alınması/sorguya çekilmesi, tutuklama kararı verilmesi, iddianame düzenlenmesi ve mahkûmiyet kararı verilmesi gibi işlemler yer alır. Kesilme anında o güne kadar işlemiş süre yanar ve süre yeniden başlar.
  • Durma: Zamanaşımının durması, kanunda belirtilen bazı hukuki engeller nedeniyle sürenin işlememesidir. Engel ortadan kalktığında süre kaldığı yerden işlemeye devam eder. En tipik örneği, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararıdır. HAGB kararının kesinleşmesiyle zamanaşımı durur ve denetim süresi içinde yeni bir suç işlenmesi veya yükümlülüklere aykırı davranılması halinde yeniden işlemeye başlar (Yargıtay 4. Ceza Dairesi-2017/19092-2017/26616).

5. Ceza Davalarında Zamanaşımının Hukuki Sonuçları

Dava zamanaşımı süresinin dolması, devletin o suçla ilgili kovuşturma yetkisini sona erdirir. Mahkeme, zamanaşımının dolduğunu tespit ettiğinde, davanın esası hakkında (beraat, mahkumiyet vb.) bir karar veremez; CMK m. 223/8 uyarınca “kamu davasının düşmesine” karar vermek zorundadır. Bu durum, Yargıtay incelemesi sırasında dahi gerçekleşse, Yargıtay hükmü bozarak davanın düşürülmesine karar verir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu-2010/39-2010/90).

6. Ağır Ceza ve Asliye Ceza Mahkemelerinde Zamanaşımı

Zamanaşımı kuralları, mahkemenin türünden (Ağır Ceza, Asliye Ceza) bağımsız olarak tüm ceza yargılamaları için geçerlidir. Mahkemenin türünü belirleyen suçun niteliği ve cezasının ağırlığı, aynı zamanda TCK m. 66 uyarınca uygulanacak zamanaşımı süresini de belirler. Dolayısıyla, ağır cezalık suçlarda zamanaşımı süreleri doğal olarak daha uzundur.

7. Zamanaşımının Dolması Halinde Dava Açılabilir Mi?

Hayır. Dava zamanaşımı süresi dolduktan sonra o suçla ilgili kamu davası açılamaz. Soruşturma aşamasında zamanaşımının dolduğu anlaşılırsa, Cumhuriyet savcısı “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” (KYOK) verir. Dava açıldıktan sonra süre dolarsa, yukarıda belirtildiği gibi dava düşürülür.

8. Ceza Zamanaşımı ve Hükmün Kesinleşmesi İlişkisi

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten hükmün kesinleştiği ana kadar işleyen bir süredir. Hüküm kesinleştiği anda dava zamanaşımı sona erer ve artık tartışılamaz. Hüküm kesinleştikten sonra ise, verilen cezanın infazı için “ceza zamanaşımı” (TCK m. 68) adı verilen farklı bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar.

9. Şüpheli ve Sanık Hakları Açısından Zamanaşımı

Zamanaşımı, şüpheli ve sanıklar için önemli bir hukuki güvencedir. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile korunan masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkıyla yakından ilişkilidir. Bireyleri, makul olmayan süreler boyunca devletin ceza tehdidi altında bırakılmaktan korur ve hukuki belirlilik sağlar. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun belirttiği gibi, zamanaşımı nedeniyle düşen bir davada sanığın masum olduğu kabul edilir ve yargılama giderleri gibi hususlar kendisine yüklenemez (Yargıtay Ceza Genel Kurulu-2016/1042-2017/255).

10. Zamanaşımı Süresi Geçtikten Sonra Yapılan İşlemler

Zamanaşımı süresi dolduktan sonra yapılan soruşturma veya kovuşturma işlemleri hukuken geçersizdir. Bu süreden sonra verilen bir mahkumiyet kararı, usul ve yasaya aykırı olacağından Yargıtay tarafından bozulacaktır.

11. Yargıtay Kararlarında Zamanaşımı Uygulamaları

İncelenen kararlar, Yargıtay’ın zamanaşımını kamu düzeninden sayarak yargılamanın her aşamasında titizlikle denetlediğini göstermektedir. Yargıtay, ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi tarafından gözden kaçırılan zamanaşımı durumlarını temyiz incelemesinde re’sen tespit ederek bozma ve düşme kararları vermektedir. Bu durum, kurumun adil yargılanma hakkı açısından taşıdığı önemi pekiştirmektedir.

12. Zamanaşımı İstisnaları ve Özel Durumlar

  • İstisnalar: TCK, bazı suçlar için zamanaşımının işlemeyeceğini düzenlemiştir. İncelenen kararlarda yer almamakla birlikte, TCK m. 77’de düzenlenen insanlığa karşı suçlar (soykırım, kasten öldürme vb.) ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren bazı suçlarda dava zamanaşımı uygulanmaz.
  • Özel Durumlar: HAGB kararları, yargılamanın yenilenmesi (Yargıtay Ceza Genel Kurulu-2021/399-2023/476) ve önödeme gibi kurumlar zamanaşımı açısından özellikli durumlar yaratır ve sürelerin hesaplanmasında dikkatle ele alınmalıdır.

13. Uzamış Ceza Zamanaşımının Hukuk Davalarına Etkisi

Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesi (eski BK m. 60) ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesi uyarınca, eğer bir haksız fiil aynı zamanda ceza kanunlarına göre bir suç oluşturuyorsa ve o suç için öngörülen zamanaşımı süresi daha uzunsa, tazminat davasında da bu uzun süre uygulanır. Bu kural, mağdurun hak arama süresini genişleten önemli bir güvencedir. Yargıtay, bu kuralın uygulanması için fail hakkında bir ceza davası açılmış veya mahkumiyet kararı verilmiş olmasını aramamaktadır; fiilin suç niteliği taşıması yeterlidir.

SONUÇ

Ceza zamanaşımı, ceza adalet sisteminin temel taşlarından biridir. İncelenen yargı kararları, bu kurumun sadece ceza davalarının akıbetini belirleyen bir usul kuralı olmadığını, aynı zamanda temel sanık haklarını koruyan, hukuki güvenliği sağlayan ve tazminat hukuku gibi özel hukuk alanlarına da etki eden çok yönlü bir yapıya sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Yargıtay’ın, zamanaşımını kamu düzeni meselesi olarak görerek her aşamada re’sen gözetmesi, hukukun üstünlüğü ilkesinin ve adil yargılanma hakkının teminatı olarak öne çıkmaktadır. Özellikle uzamış ceza zamanaşımının hukuk davalarındaki uygulaması, hakkaniyetin sağlanması ve mağdur haklarının korunması bakımından büyük önem taşımaktadır.

Yorum yapın