Davaların birleştirilerek açılması CMK m. 9

1. CMK Madde 9’un Kanuni Metni ve Amacı

CMK Madde 9, “Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir” hükmünü amirdir. Bu düzenlemenin temel amacı, görev kurallarının birleştirme yoluyla aşılarak, aralarında bağlantı bulunan ve normalde farklı görevli mahkemelerde görülmesi gereken suçların tek bir yargılama altında toplanmasını sağlamaktır. Böylece, delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi, yargılama ekonomisi ve hüküm birliği temin edilerek adil bir sonuca ulaşılması hedeflenir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2017/660 E., 2022/61 K. sayılı kararında belirtildiği gibi, amaç “somut gerçeğe doğru bir biçimde ulaşma konusunda zaman ve emek yönünden fayda umulduğu hâllerde bağlantılı davalar birleştirilmelidir.”

2. Davalarda Birleştirme Nedir?

Ceza yargılamasında temel ilke her davanın ayrı görülmesidir. Davaların birleştirilmesi, bu ilkenin bir istisnası olup, aralarında kişisel (şahsi) veya eylemsel (fiili) bağ bulunan birden fazla davanın, delillerin birlikte değerlendirilmesi ve usul ekonomisi amacıyla tek bir dosya üzerinden yürütülmesi işlemidir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2001/185 E., 2001/214 K. sayılı kararında birleştirme, “aralarında kişisel ya da eylemsel bağ bulunan davaların hem kısa zamanda bitirilmesi, hem de aynı sanık veya eylemle ilgili kanıtların bir arada toplanıp bir bütün olarak değerlendirilmesi suretiyle somut gerçeğin en doğru şekilde ortaya çıkarılması” olarak tanımlanmıştır.

3. Birleştirilerek Açılabilecek Davalar Nelerdir?

Birleştirmenin temel kriteri “bağlantı”dır. CMK, bağlantıyı dar ve geniş anlamda düzenlemiştir:

  • Dar Bağlantı (CMK m. 8): “Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.” Ayrıca suçluyu kayırma, delilleri yok etme gibi suçlar da asıl suçla bağlantılı kabul edilir.
  • Geniş Bağlantı (CMK m. 11): “Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.” Bu hüküm, mahkemeye geniş bir takdir yetkisi tanımaktadır.

4. Birleştirme Kararını Kim Verir?

Birleştirme kararını verecek olan makam, birleştirmenin hangi aşamada talep edildiğine göre değişir:

  • Soruşturma Evresinde: CMK Madde 9 uyarınca, bağlantılı suçlar farklı mahkemelerin görevine giriyorsa, Cumhuriyet savcısı iddianameyi “yüksek görevli mahkemede” dava açılacak şekilde düzenler.
  • Kovuşturma Evresinde: Davalar açıldıktan sonra birleştirme kararı, davaların görüldüğü mahkemeler tarafından verilir. Eğer davalar aynı mahkemenin farklı dairelerinde ise o mahkeme karar verir. Farklı mahkemelerde ise, mahkemeler aralarında anlaşarak birleştirme kararı alabilirler.
  • Mahkemeler Arasında Uyuşmazlık Halinde: Mahkemelerin birleştirme konusunda anlaşamaması durumunda izlenecek yolu şöyledir: “CMK m. 16/3’e göre Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verecektir.”

5. Davalarda Birleştirmenin Hukuki Şartları

Yargı kararlarından derlenen bilgilere göre birleştirmenin hukuki şartları şunlardır:

  • Bağlantının Varlığı: Davalar arasında CMK m. 8 veya m. 11 kapsamında bir bağlantı bulunmalıdır.
  • Fayda ve Gereklilik: Birleştirmede usul ekonomisi, delillerin daha iyi değerlendirilmesi gibi bir fayda ve gereklilik görülmelidir.
  • Olanağın Bulunması: Davaların aynı yargılama aşamasında olması gerekir. Örneğin, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi’nin 2019/1794 E. sayılı kararında belirtildiği üzere, davalardan biri ilk derece mahkemesinde, diğeri kanun yolu aşamasında ise birleştirme olanağı yoktur.
  • Birleştirme Yasağının Olmaması: Kanunda birleştirmeyi yasaklayan özel bir hüküm bulunmamalıdır.

6. Dava Birleştirmesinin Yargılamaya Etkisi

Birleştirme, yargılamayı esastan etkiler. Deliller bir bütün olarak değerlendirilir, bu da maddi gerçeğe ulaşmayı kolaylaştırır. Tek bir hüküm kurulmasıyla çelişkili kararların önüne geçilir. Ancak, çok sayıda sanık veya eylem içeren davaların birleştirilmesi, yargılama sürecini karmaşıklaştırabilir ve uzatabilir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2016/1280 E. sayılı kararında da vurgulandığı gibi, “davaların birleştirilmesi sanıkların makul sürede yargılanma haklarını ihlal edecekse bu yönteme başvurulmamalıdır.”

7. Birleştirme Talebi Ne Zaman ve Nasıl Yapılır?

Birleştirme talebi veya kararı, muhakemenin farklı aşamalarında gündeme gelebilir:

  1. Soruşturma Evresinde: Cumhuriyet savcısı, CMK m. 9 uyarınca bağlantılı suçlara ilişkin tek bir iddianame düzenleyerek davayı yüksek görevli mahkemede açabilir.
  2. Kovuşturma Başlarken: Cumhuriyet savcısı, devam eden bir dava ile birleştirilmesi talebiyle yeni bir iddianame düzenleyebilir.
  3. Kovuşturma Evresinde: Davalar ayrı ayrı açıldıktan sonra mahkemeler re’sen veya tarafların (Cumhuriyet savcısı, sanık, katılan) talebi üzerine birleştirme kararı verebilir.

Mahkemeler arasında birleştirme konusunda uyuşmazlık çıktığında, ortak yüksek görevli mahkemeden karar verilmesini isteme hakkı sadece Cumhuriyet savcısı ve sanığa tanınmış, katılana bu hak verilmemiştir.

8. Birleştirme ile Ayrı Yargılamalar Arasındaki Farklar

Temel fark, delillerin değerlendirilme biçimi ve yargılamanın kapsamındadır. Ayrı yargılamalarda her dava kendi sınırları içinde, kendi delilleriyle değerlendirilir. Bu durum daha hızlı sonuçlanabilir ancak olayın bütününü gözden kaçırma ve çelişkili kararlar verme riski taşır. Birleştirilmiş yargılamada ise tüm deliller tek bir potada eritilerek bütüncül bir değerlendirme yapılır; bu, daha adil bir sonuç doğurma potansiyeli taşırken, yargılamayı uzatma riski barındırır.

9. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Yargı Kararları

  • Mükerrer Yargılamanın Önlenmesi: Yargıtay kararlarında en sık vurgulanan hususlardan biri, aynı eylem nedeniyle farklı mahkemelerde açılan davaların birleştirilerek mükerrer yargılama ve cezalandırmanın önüne geçilmesi gerekliliğidir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2021/1823 E. sayılı kararı bu duruma örnektir.
  • Eksik Araştırma ile Hüküm Kurulması: Mahkemelerin, birleştirme kararı vermelerine rağmen birleşen dosyanın gelmesini beklemeden veya bağlantılı olduğu anlaşılan diğer dosyayı getirtmeden hüküm kurması, Yargıtay tarafından “eksik araştırma” gerekçesiyle bozma sebebi sayılmaktadır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2012/24082 E., 2013/14916 K. sayılı kararında bu durum açıkça belirtilmiştir: “…mahkemece her iki dava dosyası birleştirilip tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla yazılı biçimde hüküm kurulması…”
  • Birleştirme Uyuşmazlıkları: Mahkemeler arasında birleştirme konusunda olumsuz uyuşmazlık çıkabilmektedir. Bu durumda, CMK m. 16 uyarınca ortak yüksek görevli mahkemenin uyuşmazlığı çözmesi gerekmektedir.
  • Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlali: Anayasa Mahkemesi’nin 09.06.2020 tarihli Selahattin Demirtaş kararında da görüldüğü gibi, çok sayıda dosyanın birleştirilmesi, yargılamayı karmaşıklaştırarak makul sürede yargılanma hakkını ihlal etme riski taşımaktadır.

10. Sonuç: CMK 9 Kapsamında Etkin Bir Savunma Stratejisi

Avukatın davaların birleştirilmesi sürecindeki rolü stratejik öneme sahiptir. Savunma makamı, müvekkilin hukuki durumunu bütüncül olarak değerlendirmelidir:

  • Birleştirme Talebi: Eğer farklı dosyalardaki delillerin bir arada değerlendirilmesi müvekkilin lehine bir sonuç doğuracaksa (örneğin, eylemin bütünlüğü içinde daha az cezayı gerektiren bir hukuki nitelemeye yol açacaksa veya lehe olan deliller diğer dosyadaysa) birleştirme talep edilmelidir.
  • Birleştirmeye Karşı Çıkma: Eğer birleştirme, müvekkili daha ağır suçlamalarla veya daha karmaşık bir davayla ilişkilendirecekse, yargılamayı makul olmayan ölçüde uzatacaksa veya davaların ayrı görülmesi lehe bir durum yaratacaksa, birleştirme talebine karşı çıkılmalıdır. Avukat, birleştirmenin yalnızca usuli bir işlem olmadığını, davanın esasına ve sonucuna doğrudan etki eden stratejik bir araç olduğunu göz önünde bulundurarak hareket etmelidir.

Genel Sonuç

Davaların birleştirilmesi kurumu, ceza muhakemesinde maddi gerçeğe ulaşma ve adaleti sağlama yolunda önemli bir araçtır. Ancak bu aracın kullanımı, Yargıtay içtihatlarında da sıkça vurgulandığı üzere, her somut olayın özelliklerine göre dikkatli bir denge gözetilerek yapılmalıdır. Birleştirmenin sağlayacağı faydalar ile sanığın makul sürede yargılanma hakkı arasındaki denge, adil yargılanmanın temelini oluşturur. Mahkemeler, birleştirme kararının takdire bağlı doğasını keyfilik olarak değil, adaletin tecellisi için bir sorumluluk olarak görmeli ve bu kararları gerekçeli bir şekilde almalıdır.

Yorum yapın