1. Haksız Fiil Nedeniyle Ölüm: TBK Madde 53’ün Genel Hükümleri
TBK md. 53, ölüm halinde talep edilebilecek zararları düzenler. Bunlar; cenaze giderleri, tedavi giderleri, çalışma gücü kaybı ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplardır. Bu tazminat, ölenin mirasçılık sıfatından bağımsız, doğrudan destekten yoksun kalanların şahsında doğan bir haktır.
Yargıtay, destekten yoksun kalma tazminatının niteliğini şu şekilde açıklamıştır:
“haksız fiilin doğrudan doğruya muhatabı olmayan, ancak bu haksız fiil nedeniyle ortaya çıkan ölüm olayından zarar gören ya da ileride zarar görmesi güçlü olasılık içinde bulunan kimselere tazminat hakkı tanınmış olduğu… destekten yoksun kalma tazminatının konusunun, ‘desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarar’ olduğu belirtilmiştir.” Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 2021/22537, K. 2023/13389, T. 12.12.2023 – Kararda, yoksulluk nafakası alan eski eşin de destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, zira bu hakkın mirasçılık sıfatına bağlı olmadığı vurgulanmıştır.
2. Haksız Fiilin Belirlenmesi ve Sorumluluğun Tespiti
Haksız fiil sorumluluğunun tespiti, fiilin hukuka aykırılığı, kusur, zarar ve nedensellik bağının ispatına bağlıdır. Mahkemeler, özellikle trafik ve iş kazalarında kusur oranlarını tespit etmek için Adli Tıp Kurumu veya uzman bilirkişi heyetlerinden rapor almaktadır.
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2021/1272, K. 2022/611, T. 18.05.2022 – Trafik kazası sonucu ölüm davasında mahkeme, davalı sürücünün “kendi şeridini ihlal ederek karşı şeritten gelen müteveffanın kullanımında bulunan araca çarptığı” tespitini yaparak, sürücünün %100 kusurlu olduğuna hükmetmiştir. Bu tespit, sorumluluğun temelini oluşturmuştur.
3. Manevi Tazminat Hakkı ve Uygulama Koşulları (Madde 56)
TBK md. 56, bedensel bütünlüğün zedelenmesi veya ölüm halinde, ölenin yakınlarına manevi tazminat ödenmesini düzenler. Manevi tazminatın amacı, yaşanan acı ve ızdırabı bir nebze olsun dindirmek olup bir zenginleşme aracı değildir. Miktarın takdirinde hâkim, olayın ağırlığı, kusur durumu ve tarafların sosyo-ekonomik durumlarını göz önünde bulundurur.
“Ölüm sonucu davacıların manevi zarara uğramalarına neden olabilecek bir sonuç olup bu konuda bir delil toplanmasına yahut tanık dinlenmesine ihtiyaç bulunmamaktadır.” Özet ve Künye: Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2021/1272, K. 2022/611, T. 18.05.2022 – Mahkeme, ölüm olayının tek başına manevi zararın varlığı için yeterli olduğunu ve bunun ayrıca ispatlanmasına gerek olmadığını belirtmiştir.
4. Ayırt Etme Gücünün Geçici Kaybı ve Hukuki Sonuçları (Madde 59)
TBK md. 59, ayırt etme gücünü geçici olarak kaybeden kişinin bu sırada verdiği zararlardan sorumlu olduğunu düzenler.
5. Sebeplerin Yarışması ve Sorumluluğun Paylaştırılması (Madde 60)
Zararın doğumunda hem failin hem de zarar görenin (müteveffanın) kusurunun bulunması halinde, sorumluluk kusur oranlarına göre paylaştırılır (müterafik kusur).
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2023/1872, K. 2023/3582, T. 06.12.2023 – Plajda boğulma vakasında mahkeme, gerekli güvenlik önlemlerini almayan işletmecileri %35, müteveffayı ise %65 oranında kusurlu bularak sorumluluğu paylaştırmıştır.
6. Müteselsil Sorumluluk Dış İlişkide: Birden Fazla Fail Durumu (Madde 61)
Birden fazla kişinin aynı zarara birlikte sebep olması halinde, zarar görene karşı müteselsilen (zincirleme) sorumlu olurlar. Zarar gören, alacağının tamamını sorumlulardan herhangi birinden veya tamamından talep edebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2023/2020, K. 2023/3871, T. 21.12.2023 – Elektrik akımına kapılarak ölümle sonuçlanan olayda, asıl işveren, alt işveren ve diğer sorumlu şirketlerin zarardan “müştereken ve müteselsilen” sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
7. Müteselsil Sorumluluk İç İlişkide: Rücu Hakkı (Madde 62)
Zararın tamamını ödeyen müteselsil sorumlu, diğer sorumlulara kendi payları oranında rücu edebilir. İç ilişkide sorumluluk, genellikle kusur oranlarına göre belirlenir.
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2017/774, K. 2019/763, T. 17.09.2019 – İşçilik alacaklarından kaynaklanan rücuen tazminat davasında bilirkişi raporu, TBK md. 62’ye atıf yaparak, ödemeyi yapan asıl işverenin alt işverene rücu hakkı olduğunu belirtmiştir.
8. Hukuka Aykırılığı Kaldıran Haller ve Sorumluluk (Madde 63)
Meşru savunma, zorunluluk hali gibi hukuka aykırılığı ortadan kaldıran sebeplerin varlığı halinde sorumluluk doğmaz.
9. Haksız Fiil Nedeniyle Doğan Sorumluluğun Kapsamı (Madde 64)
Sorumluluğun kapsamı, haksız fiil sonucu ortaya çıkan tüm maddi ve manevi zararları içerir. Mahkemeler, tazminat miktarını belirlerken zararın tüm boyutlarını dikkate almak zorundadır.
10. Tazminat Taleplerinde Zamanaşımı Süreleri (Madde 72)
Haksız fiilden doğan tazminat davası, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, haksız fiil aynı zamanda ceza kanunları uyarınca daha uzun bir zamanaşımı süresine tabi bir suç teşkil ediyorsa, bu uzun süre uygulanır.
“Davaya konu eylem aynı zamanda suç teşkil edip bu suçun zamanaşımı 12 yıl olmakla… 6098 sayılı Kanun’un 72 nci maddesi gereğince zamanaşımı ceza zamanaşımı kadar uzayacağından somut olayda zamanaşımı gerçekleşmemiş olup…” Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, E. 2024/7454, K. 2024/8204, T. 16.07.2024 – Karar, iş kazasından kaynaklanan manevi tazminat davasında, eylemin suç teşkil etmesi nedeniyle uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiğini belirtmiş ve bu konuda Bölge Adliye Mahkemeleri arasındaki içtihat farklılığına dikkat çekmiştir.
11. Rücu İstemi ve Hakların Devri (Madde 73)
TBK md. 73, rücu istemine ilişkin zamanaşımını özel olarak düzenler. Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 1978/15-560, K. 1979/1401, T. 28.11.1979 – Kararda, kanuna dayanan rücu taleplerinde özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemişse, Borçlar Kanunu’nun genel hükmü olan 10 yıllık zamanaşımının (TBK md. 146) uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
12. Haksız Fiil Davalarında Yargılama Süreci (Madde 74)
Yargılama süreci, delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi, bilirkişi raporlarının alınması ve taraflara usulüne uygun tebligatların yapılması gibi aşamaları içerir. Usuli eksiklikler, kararın bozulmasına yol açabilir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 2014/2837, K. 2014/4753, T. 20.03.2014 – Kararda, vefat eden davalının tüm mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılmamasının bir usul eksikliği olduğu ve bu eksiklik giderilmeden karar verilemeyeceği gerekçesiyle dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmiştir.
13. Tazminat Hükmünün Değiştirilmesi ve İtiraz (Madde 75)
Tazminat hükmü, kanun yollarına (istinaf, temyiz) başvurularak değiştirilebilir. Ayrıca, şartların esaslı surette değişmesi halinde taraflar, hükmün değiştirilmesini talep edebilirler.
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2023/1089, K. 2023/1407, T. 29.11.2023 – Mahkeme, daha önce verdiği kararın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırılması üzerine dosyayı yeniden ele alarak yeni bir karar vermiştir. Bu durum, yargılamanın dinamik yapısını ve kararların üst mahkeme denetimiyle değişebileceğini göstermektedir.
14. Geçici Ödemeler (Madde 76)
TBK md. 76, zarar görenin, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunması ve durumun gerektirmesi halinde, hâkimin talebi üzerine davalıdan geçici bir ödeme yapmasını isteyebileceğini düzenler.
15. Haksız Fiil Nedeniyle Ölüm Davalarında Vatandaşların Bilmesi Gerekenler
Vatandaşlar, bir yakınlarının haksız bir fiil sonucu vefat etmesi durumunda maddi (destekten yoksun kalma, cenaze gideri vb.) ve manevi tazminat talep etme hakları olduğunu bilmelidir. Bu süreçte delillerin (kaza tespit tutanağı, tanık ifadeleri, gelir belgeleri vb.) ivedilikle toplanması, zamanaşımı sürelerine (özellikle 2 yıllık kısa süre) dikkat edilmesi ve profesyonel hukuki destek alınması hak kayıplarını önlemek için kritik öneme sahiptir.
16. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Hukuki Çözümler
- Kusur Oranının Tespiti: En sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Çözüm, genellikle mahkemelerin objektif ve denetime elverişli bilirkişi raporları almasıdır.
- Tazminat Hesabı: Destekten yoksun kalma tazminatı hesabında hangi yaşam tablosunun (PMF 1931, TRH 2010 vb.) kullanılacağı uzun süre tartışma konusu olmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, güncel ve ulusal verileri içeren TRH 2010 tablosunun kullanılmasını benimsemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2017/1179, K. 2021/1563, T. 02.12.2021
- Faiz Başlangıç Tarihi: Tazminata hangi tarihten itibaren faiz işletileceği de bir uyuşmazlık konusudur. Yargıtay, haksız fiillerde faizin kural olarak olay tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini belirtmektedir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 2014/3169, K. 2015/296, T. 15.01.2015
17. Avukatlara Öneriler ve Hukuki Desteğin Önemi
Haksız fiil nedeniyle ölüm davaları, hem maddi hem de manevi unsurları barındıran, teknik hesaplamalar ve usuli incelikler gerektiren karmaşık davalardır. Avukatların; delilleri eksiksiz toplaması, müvekkilin gelir durumunu ve destek ilişkisini net bir şekilde ortaya koyması, zamanaşımı sürelerini titizlikle takip etmesi ve özellikle tazminat hesabına yönelik bilirkişi raporlarını dikkatle inceleyerek gerekli itirazları yapması davanın başarısı için elzemdir. Bu tür davalarda uzman bir tazminat avukatından hukuki destek alınması mağdurların haklarına tam olarak kavuşabilmesi için vazgeçilmezdir.
Sonuç
Haksız fiil nedeniyle ölümden doğan tazminat davaları, Türk Borçlar Kanunu’nun temel sorumluluk prensipleri etrafında şekillenmektedir. Yargı kararları, sorumluluğun belirlenmesinde kusur unsurunun merkezde olduğunu, ancak kusursuz sorumluluk hallerinin de bulunduğunu göstermektedir. Tazminatın adil bir şekilde belirlenmesi, manevi zararın tatmini, müteselsil sorumluluk ve uzamış ceza zamanaşımı gibi kurumlar, zarar görenlerin haklarının korunmasında önemli mekanizmalar olarak öne çıkmaktadır. Yargılama sürecinde karşılaşılan teknik ve usuli zorluklar, bu alanda uzmanlaşmış hukuki yardımın önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.