
1.İcra ve İflas Hukuku Nedir?
İcra ve İflas Hukuku, borçların devlet gücüyle (cebri icra) tahsilini ve borçlarını ödeyemeyen borçluların malvarlıklarının tasfiyesini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Temel amacı, alacaklıların haklarını etkin bir şekilde korumak ve alacaklarına kavuşmalarını sağlamakla birlikte, borçluların da hakkaniyete uygun bir muamele görmesini temin etmektir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin bir kararında (2021/1296 E.) bu hukuk dalının, alacaklının haklarını korurken borçlunun da belirli haklarını gözettiği ve borçların adil ve düzenli bir şekilde tahsilini amaçladığı belirtilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ise daha felsefi bir yaklaşımla, amacın, “borçlu tarafından artık inkar imkanı kalmamış ve bir mahkeme tarafından varlığı ve miktarı saptanmış alacağın her halükârda tahsilini sağlamak konusunda devletin etkinliğini somutlaştırmak ve alacaklının haklarını korumak” olduğunu vurgulamıştır (2024/230 E.).
2. İcra ve İflas Hukukunun Kaynakları
Bu hukuk dalının temel ve birincil kaynağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’dur (İİK). Bunun yanı sıra, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), Türk Ticaret Kanunu (TTK) gibi ilgili diğer kanunlar, yönetmelikler, tüzükler, Yargıtay içtihatları ve doktrin (bilimsel görüşler) de önemli kaynaklar arasında yer alır. Yargı kararları, kanun hükümlerinin yorumlanması ve uygulamadaki boşlukların doldurulması açısından kritik bir rol oynamaktadır.
3. İcra Takibi ve Türleri
İcra takibi, alacaklının alacağını tahsil etmek amacıyla başlattığı yasal süreçtir. Üç temel takip türü uygulamada en çok başvurulanlardır.
- a) İlamsız Takip: Alacaklının elinde bir mahkeme kararı (ilam) veya ilam niteliğinde bir belge olmaksızın, para ve teminat alacakları için başvurduğu en yaygın takip yoludur.
- b) İlamlı Takip: Alacaklının, bir mahkeme kararına veya kanunen ilam niteliğinde sayılan bir belgeye dayanarak başlattığı takip yoludur. Bu takip türünde borçlunun borca itiraz etme imkanı kural olarak yoktur. Birçok karar, ilamlı takibin ödenmemesi üzerine iflas yoluna başvurulmasını konu almaktadır (örn: İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/462 E.).
- c) Kambiyo Senetlerine Dayalı Takip: Çek, bono veya poliçe gibi kambiyo senetlerine özgü, özel bir takip yoludur. Bu yolla hem haciz hem de iflas takibi yapılabilir. İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bir kararı (2019/155 E.), kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takibi örneklendirmektedir.
4. Takip Talebi ve Takibin Başlatılması
Takip süreci, alacaklının yetkili icra dairesine bir takip talebinde bulunmasıyla başlar. Bu talebin, kanunda belirtilen unsurları içermesi zorunludur. Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bir kararında (2024/369 E.), “icra ve iflas takiplerinde şekle bağlılık kuralının uygulandığı” ve “takip talebinde açıkça iflas yolunun yazılması gerektiği” vurgulanarak, usulüne uygun bir takip talebinin dava şartı olduğu belirtilmiştir.
5. Borçluya Ödeme Emri Gönderilmesi ve İtiraz Süreci
Takip talebi üzerine icra dairesi, borçluya seçilen takip yoluna uygun bir ödeme veya icra emri gönderir. Borçlu, bu emre tebliğinden itibaren yasal süre içinde (genellikle 7 gün) itiraz edebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bir kararında (2021/1710 E.) belirtildiği üzere, borçlu itiraz etmezse takip kesinleşir; itiraz ederse alacaklının, itirazın kaldırılması veya iptali için dava açması gerekir. İtirazın kaldırılması davasında mahkeme, borcun varlığını tespit ederse, borçluya borcunu ödemesi için bir “depo emri” tebliğ edebilir. Birçok kararda, depo emrine rağmen ödeme yapmayan borçlunun iflasına karar verildiği görülmektedir (örn: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/1214 E.).
6. Haciz Aşaması ve Haczedilemeyen Mallar
Takibin kesinleşmesiyle alacaklı, borçlunun malvarlığı üzerine haciz konulmasını talep edebilir. Haciz, borçlunun borcuna yetecek miktardaki mal ve haklarına hukuken el konulmasıdır. Ancak İİK, borçlunun ve ailesinin yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan bazı mal ve hakların (örneğin, kişisel eşyalar, mesleki aletler, maaşın bir kısmı) haczedilemeyeceğini düzenlemiştir.
7. Satış ve Paraların Paylaştırılması
Haczedilen mallar, kanunda öngörülen usullerle satılarak paraya çevrilir. Elde edilen gelir, öncelikle icra masraflarını karşılamak için kullanılır. Kalan miktar, alacaklılar arasında alacaklarının sırasına ve oranına göre paylaştırılır. Bu paylaştırmaya ilişkin olarak hazırlanan “sıra cetveli”, uyuşmazlık konusu olabilir ve alacaklılar tarafından dava yoluyla itiraz edilebilir (Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2023/374 E.).
8. İflas Takibi ve Şartları
İflas, borçlarını ödeyemeyen veya ödemelerini tatil eden iflasa tabi bir borçlunun, tüm malvarlığının kanunda gösterilen usullerle tasfiye edilerek alacaklıların alacaklarının karşılandığı külli bir icra yoludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun tanımına göre iflas, “ticaret mahkemesince iflasına karar verilen borçlunun (müflisin) haczi kabil bütün malvarlığının paraya çevrilerek, elde edilen tutarın bilinen bütün alacaklılarına paylaştırılmasına yarayan külli bir cebri icra yoludur” (2017/849 E.). İflas, alacaklının takibiyle (takipli iflas) veya doğrudan mahkemeye başvurusuyla (takipsiz/doğrudan iflas) istenebilir. Sermaye şirketleri için “borca batıklık” hali de özel bir iflas sebebidir.
9. İflasın Hüküm ve Sonuçları
İflas kararının en temel ve önemli sonucu, borçlu aleyhindeki bireysel icra takiplerini durdurmasıdır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin bir kararında bu ilke net bir şekilde ifade edilmiştir: “İflasın açılması ile borçlu aleyhine haciz yoluyla başlatılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takiplerin duracağı, iflas kararının kesinleşmesi ile de bu takiplerin düşeceği…” (2022/8668 E.). Bu kural, alacaklılar arasında eşitliği (par conditio creditorum) sağlamayı amaçlar. Ayrıca iflasın açılmasıyla, vadesi gelmemiş borçlar dahi muaccel hale gelir (İİK m. 195) ve borçlunun malları “iflas masası”nı oluşturur.
10. İflasın Açılmasının Borçlu Açısından Sonuçları
İflas kararıyla birlikte borçlu “müflis” sıfatını alır. Müflisin malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanır ve bu yetki iflas idaresine geçer. Müflisin haczi kabil tüm mal ve hakları iflas masasına dahil olur ve bu masa, alacaklıların alacaklarını karşılamak üzere tasfiye edilir.
11. İflasın Kapatılması ve Tasfiye Süreci
İflas idaresi, masa mallarını satarak paraya çevirir ve alacaklılara sıra cetveline göre dağıtır. Tasfiye sonunda iflas idaresi, ticaret mahkemesinden iflasın kapatılmasını talep eder. Eğer masaya ait hiçbir mal bulunmazsa, masrafların da karşılanmaması halinde “tasfiyenin tatiline” karar verilebilir ve belirli bir süre içinde alacaklılar masraf yatırmazsa iflas kapatılır (Yargıtay HGK, 2017/849 E. atfıyla İİK m. 217, 254).
12. Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Süreci
Konkordato, mali durumu bozulmuş dürüst bir borçlunun, alacaklılarıyla yaptığı ve mahkemece tasdik edilen bir anlaşma ile borçlarından kurtulmasını veya ticari faaliyetine devam edebilmesini sağlayan bir yeniden yapılandırma kurumudur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bir kararında konkordato, “borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen ya da herhangi bir borçlunun, borcun belirli koşullarda ödenmesi için alacaklılarıyla anlaştığı ve yetkili ticaret mahkemesinin onayı ile geçerlilik kazanan hukuki çözüm işlemidir” şeklinde tanımlanmıştır (2023/591 E.). Amacı, borçluyu iflastan korumak ve alacaklıların da iflasa göre daha yüksek bir tahsilat yapmasını sağlamaktır.
13. İcra ve İflas Hukukunda Avukatın Önemi
İcra ve İflas Hukuku son derece şekli ve teknik bir alandır. Sürelerin kaçırılması, usuli eksiklikler veya yanlış takip yolu seçimi gibi hatalar ciddi hak kayıplarına yol açabilmektedir. Bu nedenle, sürecin başından sonuna kadar alacaklı ve borçlu vekilleri olarak icra avukatların rolü, hakların korunması, sürecin doğru yönetilmesi ve olası uyuşmazlıkların çözümü açısından hayati öneme sahiptir.
14.İcra Avukatı Kimdir?
İcra avukatı, borçlunun borcunu zamanında ödememesi üzerine alacaklı adına icra takip işlemlerini yerine getirip alacağın tahsiline çalışan avukattır.
15.En İyi İcra Avukatı
En iyi İcra Avukatı ilgili kanunları, içtihatları çok iyi bilen ve icra dosyayı çok iyi şekilde takip eden kişidir. İcra ve iflas hukuku genel olarak talep edilmesi halinde işlem yapılan bir hukuk dalı olup icra daireleri çoğu konuda kendiliğinden işlem tesis etmez. Bu nedenle dosyanın En iyi İcra Avukatı tarafından özenli takip edilmesi, kanun ve güncel yargı kararlarının iyi bilinmesi çok önemlidir. Alacağın tahsilinde En iyi İcra Avukatından yardım alınması hak kaybı ve zaman kaybının önlenmesi açısından zorunludur.
16.İcra Avukatı Ne İş Yapar?
Alacaklı avukatı borçlunun araba, eşya, para gibi taşınır malvarlıkları ile ev, arsa, tarla gibi taşınmaz malvarlıklarının tespit edilerek haczedilmesi için gerekli işlemleri yapar. Fiili haciz işlemleri ile borçlunun ev yahut işyerinde haczedilebilir malların haczi için gerekli işlemleri yapar. Müvekkil adına borçlu ile iletişimde bulunur. Müvekkil aleyhine başlatılmış olan icra takiplerine karşı itiraz ve şikâyet işlemlerini gerçekleştirir. İflas, iflas erteleme gibi konularda şirketlerle birlikte çalışır.
Türkiye’nin en iyi icra avukatı, İstanbul’un en iyi icra avukatı, Bakırköy’ün en iyi icra avukatı, icra avukatı danışma, En İyi İcra Avukatı Nasıl Bulunur gibi sorular internette sorulmakta ve İstanbul icra avukatı, Bakırköy icra avukatı, Gaziosmanpaşa icra avukatı, Küçükçekmece icra avukatı gibi aramalar da internette çokça yapılmaktadır. Bu soruların tek cevabı işini en iyi yapan işi için en çok emek harcayıp işini hakkıyla takip eden kişidir. En iyi icra avukatı arayışınızda Sarıoğlu Sefer Hukuk Bürosu olarak icra hukukunda uzman kadromuza çok güveniyoruz.
17. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Yolları
Yargı kararları, uygulamada sıkça karşılaşılan sorunları ve bunlara bulunan çözümleri gözler önüne sermektedir:
- Usuli Eksiklikler: İflas avansının yatırılmaması (Yargıtay 6. HD, 2022/4293 E.), iflas ödeme emrinin tebliğ edilmemesi (Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi, 2017/53 E.) veya davanın hak düşürücü sürede açılmaması (İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/985 E.) gibi nedenlerle davaların usulden reddedildiği görülmektedir.
- Takip Yolu Seçimi: Alacaklının haciz yolunu seçtikten sonra iflas yoluna geçip geçemeyeceği tartışmalıdır. Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi (2021/622 E.), haciz yolunu seçen alacaklının iflas davası açamayacağına karar verirken; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (2025/356 E.), Yargıtay içtihadına atıfla, ilamlı alacaklının doğrudan iflas yoluna başvurabileceğini ve takip yolunu değiştirmesinde hukuki yararı olduğunu belirtmiştir. Bu durum, ilamlı ve ilamsız takipler arasındaki farkın önemini ortaya koymaktadır.
- Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları: Yargıtay, iflas davalarının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle tarafların serbest iradelerine tabi olmadığını, bu nedenle zorunlu arabuluculuğa ve tahkime elverişli olmadığını açıkça belirtmiştir (Yargıtay 6. HD, 2022/3015 E.; Yargıtay HGK, 2021/1710 E.).
SONUÇ
Analiz edilen kararlar bütünüyle değerlendirildiğinde, İcra ve İflas Hukuku’nun katı şekil kurallarına dayanan, usul ekonomisi ile hakkaniyet dengesini sürekli gözeten bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Yargı, bir yandan alacakların en hızlı ve etkin şekilde tahsilini sağlamaya çalışırken, diğer yandan borçluyu ve diğer alacaklıları koruyucu mekanizmaları titizlikle uygulamaktadır.
Özellikle İİK m. 193’ün uygulanması, iflas hukukunun temel mantığını oluşturmaktadır. Yargıtay kararlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere, iflasın açılmasıyla birlikte tüm bireysel takiplerin durması ve kesinleşmeyle düşmesi, alacaklılar arasında eşitlik ilkesini hayata geçiren en önemli hükümdür. Bu ilke, bir alacaklının diğerlerine göre avantajlı bir konuma geçmesini engeller ve tasfiyenin adil bir şekilde yapılmasını temin eder.
Uygulamada en çok tereddüt yaratan konulardan birisi, İİK m. 43/2 uyarınca takip yolunun değiştirilmesidir. Yargıtay kararları, özellikle ilama dayalı alacaklarda, alacaklının haciz yoluna başvurmuş olmasının, daha sonra iflas talep etme hakkını ortadan kaldırmadığı yönünde bir eğilim olduğunu göstermektedir. Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay, ilamla tespit edilmiş bir alacak için alacaklıya daha geniş bir seçim hakkı tanıyarak, alacağın tahsilini kolaylaştırma yönünde bir yorum benimsemektedir.
2025 Yılı İcra Avukatı Ücreti Ne Kadar?
2025 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ’ne göre icra takibi avukat ücreti asgari 6000TL’dir. Bu ücret asıl alacağı geçemez. Avukatlık Kanununa göre Avukatlar alacağın %10’u ile % 25’i arasında bir ücret alırlar. Bu ücret alacağın miktarına, türüne göre değişiklik göstermekte olup bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Konusu paradan başka bir şey olan ya da parasal değeri bulunmayan işlerin takibinde de 6.000 TL maktu tutar asgari olarak belirlenmiştir.
İcra ve İflas Hukukunda Verdiğimiz Hizmetler
- İlamsız Takip (Genel ve Özel)
- İlamlı Takip ve Hükmün İcrası
- Kambiyo Senetlerine Dayalı Takip (Çek, Bono, Poliçe)
- Tahliye ve Teslim Talepli İcra Takipleri
- İtirazın İptali ve Takibin Devamı Davaları
- İtirazın Kaldırılması ve Tahliye Talepleri
- Menfi Tespit ve İstirdat Davaları
- İcra Takibine İtiraz ve Şikayet Süreçlerinin Takibi
- Haciz Süreçlerinin Yürütülmesi ve Takibi
- Haczedilemeyen Mallara İtiraz Süreçleri
- Satış Talebi ve Satış İşlemlerinin Yürütülmesi
- Paraların Paylaştırılması Sürecine İtiraz ve Katılım
- İflas Takibi Başlatılması ve İflas Davalarının Takibi
- İflas İdaresi İşlemleri ve Alacak Bildirimi
- İflasın Ertelenmesi Başvurularının Hazırlanması ve Takibi
- Konkordato Başvuru Dosyalarının Hazırlanması ve Süreç Takibi
- Geçici ve Kesin Mühlet Kararlarının Takibi
- Rehin Takipleri ve Rehnin Paraya Çevrilmesi Süreci
- İcra Ceza Davaları (İcra İhlali, Mal Beyanı, Taahhüdü İhlal vb.)
- Mal Beyanı Alma ve Borçlunun Ekonomik Durumunun Araştırılması
- Borçlu ile Yapılacak Uzlaşma Görüşmelerine Hukuki Destek
- Yabancı Mahkeme Kararlarının İcrası (Tanıma ve Tenfiz)
- Uluslararası Alacak Takipleri ve İcra Süreçlerinin Yönetimi
- Elektronik İcra Takibi (UYAP Üzerinden) Hizmetleri
- Tüzel Kişilerin İcra Süreçlerinin Yönetimi ve Danışmanlığı