İfa Yeri

1. İfa Yeri Nedir? – Borcun Nerede Yerine Getirileceği Meselesi

İfa yeri, bir borç ilişkisinde borçlunun edimini alacaklıya karşı nerede yerine getirmekle yükümlü olduğunu ifade eden hukuki bir kavramdır. Bu yerin tespiti, borcun usulüne uygun ifa edilip edilmediği, ifa masraflarının kime ait olacağı, hasarın geçiş anı ve en önemlisi, uyuşmazlık halinde yetkili mahkemenin belirlenmesi gibi konularda doğrudan hukuki sonuçlar doğurur.

2. TBK m.89 Hükmü: Genel Olarak İfa Yerinin Belirlenmesi

Türk Borçlar Kanunu’nun “İfa Yeri” başlıklı 89. maddesi, bu konudaki temel yasal çerçeveyi çizmektedir. Madde şu şekildedir: “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.” Bu hüküm, ifa yerinin belirlenmesinde üç aşamalı bir sistem öngörür: Öncelikle tarafların iradesi, anlaşma yoksa borcun türüne göre kanunda belirtilen özel kurallar.

3. Sözleşmeyle Belirlenen İfa Yeri – Tarafların Anlaşma Serbestisi

TBK m. 89’un ilk fıkrası uyarınca, taraflar sözleşme serbestisi ilkesi gereği ifa yerini diledikleri gibi belirleyebilirler. Bu belirleme, sözleşmede açık bir madde ile yapılabileceği gibi, sözleşmeye atıf yapılan teklif metni gibi belgelerle veya tarafların davranışlarından anlaşılan zımni bir iradeyle de olabilir. Örneğin, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/697 E., 2020/509 K. sayılı kararında, sözleşmede açık hüküm olmamasına rağmen, atıf yapılan teklif metnindeki “Ankara fabrika, teslim yeri olarak” ifadesi ifa yeri olarak kabul edilmiştir.

4. Para Borçlarında İfa Yeri – Alacaklının Yerleşim Yeri İlkesi

Taraflar arasında aksine bir anlaşma yoksa, para borçları “götürülecek borç” niteliğindedir ve alacaklının ödeme anındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Bu kural, alacaklıyı korumayı ve tahsilatı kolaylaştırmayı amaçlar. Mahkeme kararlarında bu ilke sıkça vurgulanmaktadır.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi (2020/1732 E., 2020/1420 K.): “TBK/nın 89. Maddesinde aksine düzenleme bulunmadıkça para borçlarının ödeme zamanında alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceği belirtilmiştir.” Yargıtay 5. Hukuk Dairesi (2024/3777 E., 2024/7092 K.): “…6098 Kanun’un 89 uncu maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.”

5. Taşınır ve Taşınmaz Edimlerde İfa Yerinin Belirlenmesi

TBK m. 89/2’ye göre, konusu ferden belirli bir mal (parça borcu) olan borçlar, sözleşme kurulduğu anda o malın bulunduğu yerde ifa edilir. Bunların dışındaki diğer tüm borçlar (cins borçları, yapma borçları vb.) ise “aranacak borç” niteliğinde olup, borcun doğumu anında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Eser sözleşmesi gibi durumlarda ise işin mahiyeti gereği eserin meydana getirildiği yer ifa yeri olarak kabul edilmektedir.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (2013/6431 E., 2014/1652 K.): Eser sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlıkta, işin Havza’daki fabrikada yapılması nedeniyle sözleşmenin ifa yerinin Havza olduğuna hükmedilmiştir.

6. İfa Yerinin Uyuşmazlıklarda Önemi – Yetkili Mahkemenin Belirlenmesi

İfa yerinin en önemli pratik sonucu, HMK m. 10’da düzenlenen özel yetki kuralıdır. Bu maddeye göre, “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” Bu hüküm, davacıya, davalının yerleşim yeri mahkemesi olan genel yetkili mahkeme dışında, ifa yeri mahkemesinde de dava açma seçimlik hakkı tanır.

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi (2024/3708 E., 2024/7085 K.): “6100 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir.”

7. İfa Yerine İlişkin Sözleşmelerde Belirsizlik ve Yargıtay Yaklaşımları

Sözleşmede ifa yerinin belirsiz olması halinde, mahkemeler sözleşmenin bütününü, tarafların niyetini, ticari teamülleri ve dürüstlük kuralını dikkate alarak yorum yoluyla ifa yerini tespit eder. Örneğin, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/1565 E., 2016/8676 K. sayılı kararında, makine montajı ve eğitimin farklı bir yerde verilecek olmasının, teslim borcunun ifa yerini değiştirmediği yorumu yapılmıştır.

8. Ticari İşlemlerde İfa Yeri Uygulamaları ve Örnekler

Ticari hayatta “fabrika teslim,” “depo teslim” gibi ifadeler ifa yerini belirlemede sıkça kullanılır. Taşıma sözleşmelerinde varış yeri, eser sözleşmelerinde imalatın yapıldığı yer, ticari teamüllere göre ifa yeri olarak kabul edilebilir. Uluslararası hava taşımacılığında ise Montreal Konvansiyonu gibi özel düzenlemeler yetkili yeri belirleyebilmektedir (Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2020/823 E., 2022/832 K.).

9. İfa Yerinde Teslim ve Tesellüm – Hukuki Sonuçları

Borcun kararlaştırılan ifa yerinde yerine getirilmesiyle borçlu borcundan kurtulur. Alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın ifa yerinde sunulan edimi kabulden kaçınırsa “alacaklı temerrüdü”ne düşer. Bu durumda borçlu, hasar ve masraflar alacaklıya ait olmak üzere, tevdi etme veya satıp bedelini tevdi etme gibi haklara sahip olabilir.

10. İfa Yeri Değiştirilebilir mi? – Sözleşmeye Sonradan Müdahale Olasılıkları

Taraflar, karşılıklı anlaşarak (icap ve kabul) sözleşme kurulduktan sonra ifa yerini değiştirebilirler. Bu değişiklik, sözleşmenin diğer hükümlerini etkilememeli ve dürüstlük kuralına uygun olmalıdır.

11. İfa Yerinin Yanlış Belirlenmesi Halinde Alacaklının ve Borçlunun Hakları

İfa yerinin sözleşmede yanlış veya belirsiz belirlenmesi, uyuşmazlıklara yol açar. Bu durumda, taraflar mahkemeye başvurarak ifa yerinin tespitini isteyebilir. Yanlış yerde yapılan ifa, alacaklı tarafından kabul edilmediği sürece borcu sona erdirmez ve borçlu temerrüde düşebilir.

12. İfa Yerine Uygun Teslimin Önemi – Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

Uygulamada, özellikle malın taşınması gereken durumlarda taşıma masraflarının kime ait olacağı, taşıma sırasında mala gelen zarardan kimin sorumlu olacağı gibi sorunlar ifa yerinin doğru tespitine bağlıdır. İfa yerinin net belirlenmemesi, bu gibi ek maliyet ve sorumluluk uyuşmazlıklarına neden olmaktadır.

13. Öne Çıkan Yargı Kararları ve Farklı Perspektifler

  • Genel Kuralın İstisnası: Eser Sözleşmeleri: Yargı kararlarında en belirgin farklılaşma eser sözleşmelerinde ortaya çıkmaktadır. TBK m. 89’daki para borçlarının alacaklının ikametgahında ödeneceği kuralı, eser sözleşmesinden kaynaklanan bedel alacakları için uygulanmamaktadır.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi (2021/2031 E., 2021/1463 K.): “Para borçlarının alacaklının ikametgahında ifa edileceğine ilişkin TBK’nın 89. Maddesindeki kural salt para alacakları ile ilgili olduğundan eser bedeline yönelik alacak talepleri bakımından uygulanamaz. Bu husus Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin istikrarlı uygulamalarında da kabul edilmektedir.” Bu gibi durumlarda ifa yeri, eserin imal edildiği veya teslim edildiği yer olarak kabul edilmekte ve yetkili mahkeme de buna göre belirlenmektedir (Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2022/637 E., 2022/653 K.).
  • Yetki Sözleşmesinin Geçerliliği: Taraflar HMK m. 17 uyarınca yetki sözleşmesi yapabilirler. Ancak bu sözleşmenin geçerli olması için tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılması ve yazılı olması gibi şartlar aranır. Sözleşmenin matbu olması ve müzakere edilmeden imzalatılması gibi durumlarda mahkemeler bu şartları geçersiz sayabilmektedir (İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2021/240 E., 2023/168 K.).
  • Sözleşmenin İspat Edilememesi: İfa yeri veya yetkiye ilişkin bir sözleşme hükmüne dayanılabilmesi için öncelikle o sözleşmenin varlığının ve geçerliliğinin ispatı gerekir.İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi (2017/494 E., 2020/574 K.): Genel kredi sözleşmesinin sunulamaması nedeniyle akdi ilişkinin ispatlanamadığı, bu nedenle HMK m. 10 ve TBK m. 89’un uygulanamayacağı ve genel yetki kuralı uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiştir.

14. İfa Yerinin Uygulamada İspatı – Deliller ve Usulî Stratejiler

İfa yerinin ispatı her türlü delille mümkündür. Taraflar iddialarını; sözleşme metni, fatura, sevk irsaliyesi, teslim belgeleri, e-posta yazışmaları, tanık beyanları ve ticari defterler gibi delillerle ispatlayabilirler. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkisizliği ispatla yükümlüdür.

15. Avukat Desteği ile Sözleşmelerde İfa Yerinin Doğru Belirlenmesi Mahkeme kararları, sözleşmelerde ifa yeri ve yetkili mahkeme maddelerinin açık, net ve hukuka uygun bir şekilde düzenlenmesinin, gelecekteki olası uyuşmazlıkları ve yargılama masraflarını önlemedeki kritik rolünü göstermektedir. Bu nedenle, sözleşmelerin hazırlanması aşamasında hukuki destek alınması, tarafların menfaatlerinin korunması açısından büyük önem arz etmektedir.

SONUÇ

İfa yeri, borç ilişkisinin temel unsurlarından biri olup, belirlenmesindeki esas ilke tarafların irade serbestisidir. Tarafların anlaşmasının bulunmadığı hallerde ise TBK m. 89’da borcun niteliğine göre kademeli olarak düzenlenen yedek hukuk kuralları devreye girer. İfa yerinin tespiti, özellikle HMK m. 10 uyarınca sözleşmeden doğan davalarda yetkili mahkemenin belirlenmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Yargı kararları, para borçlarında alacaklının yerleşim yeri kuralının genel olarak uygulandığını, ancak eser sözleşmesi gibi özel nitelikli borç ilişkilerinde bu kuraldan ayrılarak işin yapıldığı yerin esas alındığını göstermektedir. Uyuşmazlıkların önlenmesi adına, tarafların sözleşmelerinde ifa yeri ve yetkili mahkemeyi açık ve tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlemeleri tavsiye edilmektedir.

Yorum yapın