1. TBK Madde 16 Amacı Nedir?
TBK m. 16, imza atamayan kişilerin hukuki işlemlere katılabilmesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Madde, bu kişilerin usulüne göre onaylanmış olmak koşuluyla el ile yapılmış bir işaret, parmak izi veya mühür kullanabileceğini belirtir. Bu düzenleme, borç doğuran işlemler için genel bir çerçeve sunmakla birlikte, yargı kararları bu genel kuralın özel kanunlar karşısındaki durumunu netleştirmiştir. Özellikle HMK ve TTK’daki düzenlemeler, TBK m. 16’nın uygulama alanını belirlemektedir.
2. İmza Yerine Geçen İşaretler Nelerdir?
Yargı kararları ve ilgili mevzuat çerçevesinde imza yerine geçebilecek veya bu kapsamda tartışılan işaretler şunlardır:
- Parmak İzi: Özellikle okuma yazma bilmeyen kişiler tarafından kullanılır. Geçerliliği HMK m. 206 uyarınca noter tarafından düzenleme şeklinde belge oluşturulmasına bağlıdır.
- Mühür veya Kaşe: Gerçek veya tüzel kişiler tarafından kullanılabilir. Ancak kambiyo senetlerinde imza yerine geçersizdir. Genel hukuki işlemlerde ise geçerliliği HMK m. 206’daki noter şartına tabidir.
- El İle Yapılmış İşaretler: Kişinin kendine özgü oluşturduğu semboller veya paraflardır. Geçerliliği, noter onayı veya kişinin bu işareti imza niyetiyle kullandığının ispatına bağlıdır.
- İsim ve Soyismin Yazılması: Yargıtay kararları, bir kişinin adını ve soyadını el yazısıyla yazmasının, eğer imza atma niyetiyle yapıldığı kanıtlanırsa, geçerli bir imza sayılabileceğini kabul etmektedir.
3. Parmak İzi ile Sözleşme Geçerli mi?
Evet, parmak izi ile yapılan bir sözleşme geçerlidir ancak bu geçerlilik mutlak bir şarta bağlanmıştır: usulüne göre onaylanmış olması. TBK m. 16 uyarınca, parmak izinin imza yerine geçebilmesi için yetkili bir makam tarafından onaylanması zorunludur.
- Genel Sözleşmeler: HMK m. 206 uyarınca, parmak izi içeren bir belgenin senet niteliği taşıyabilmesi için noter tarafından düzenleme biçiminde oluşturulması gerekir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2016/5855 E., 2017/11085 K. sayılı kararında belirtildiği gibi, usulüne uygun onaylanmamış parmak izli sözleşmeler geçersiz sayılır.
- Kambiyo Senetleri: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/8005 E., 2023/2096 K. sayılı kararında, bonoda aval verenin imza yerine parmak izi kullanmasının kişiyi sorumlu kılmayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu, TTK’nın emredici hükmünün bir sonucudur.
Ancak bazı özel düzenlemelerde farklılıklar görülebilir. Örneğin, Tapu Sicili Tüzüğü, tapuda yapılacak işlemlerde parmak izinin önceden noterde onaylatılması şartını aramamaktadır. Tüzüğün 18. maddesi, imza bilmeyen tarafın sol el başparmağının bastırılmasını yeterli görmektedir. Hatta “Mühür kullanılması halinde parmağın da bastırılması zorunludur” hükmüyle daha da ileri giderek mührün yanında parmak izini de zorunlu kılmaktadır.
4. El İle Yapılmış İşaretlerin Hukuki Geçerliliği
El ile yapılmış işaretlerin (paraf, sembol vb.) hukuki geçerliliği de noter onayına veya imza kastının ispatına bağlıdır. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/327 E., 2024/65 K. sayılı kararında, senetler üzerine atılan “m.p.” şeklindeki parafın, kişinin isim ve soyadının baş harflerini içermesi ve imza niyetiyle atılması nedeniyle geçerli bir imza olduğuna hükmedilmiştir. Bu tür durumlarda mahkemeler, dürüstlük kuralını (TMK m. 2) da göz önünde bulundurmaktadır.
5. Mühür ve Kaşe Kullanımı ve Hukuki Etkileri
Mühür, imza atamayan kişilerin kullanabileceği bir diğer yöntemdir. Mühür, kişinin kendisi tarafından yapılabileceği gibi, bir başkası tarafından kazınmış bir işaret de olabilir. Mührün hukuki etki doğurabilmesi, yani imza yerine geçebilmesi için de noter tarafından usulüne göre onaylanmış olması şarttır. Onay işlemi, mühür altındaki irade beyanının kime ait olduğunu resmileştirir. Bu onay, senede resmi senet niteliği kazandırmaz; yalnızca senet altındaki işaretin sahibini ve tarihi resmileştirir. Mühür ve kaşe, özellikle ticari hayatta sıkça kullanılsa da el yazılı imzanın yerini tutmaz.
- Kambiyo Senetlerinde: Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2016/10606 E., 2016/13343 K. sayılı kararında, kaşe ile oluşturulmuş imzanın ıslak imza olmadığı ve bu nedenle senedin kambiyo vasfını taşımadığına hükmedilmiştir. Benzer şekilde, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2023/1253 E., 2024/4694 K. sayılı kararında, bonoda ciranta olarak mühür kullanılması usulüne uygun bir ciro olarak kabul edilmemiştir.
- Genel Sözleşmelerde: HMK m. 206 uyarınca noter onayı şartı, mühür kullanımı için de geçerlidir.
6. İşaretlerin Usulüne Göre Onaylanma Şartı
TBK m. 16’nın en kritik unsuru “usulüne göre onaylanma” şartıdır. Bu onay, imza yerine geçen işaretin, borç altına giren kişiye aidiyetini tespit etme ve sahteciliği önleme amacı taşır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu bu usulü net bir şekilde tanımlamıştır:
HMK Madde 206: “İmza atamayanların mühür veya bir alet ya da parmak izi kullanmak suretiyle yapacakları hukuki işlemleri içeren belgelerin senet niteliğini taşıyabilmesi, noterler tarafından düzenleme biçiminde oluşturulmasına bağlıdır.”
Bu hüküm, özellikle okuma yazma bilmeyen veya imza atamayan kişilerin iradelerinin sakatlanmasını önlemek ve hukuki güvenliği sağlamak amacıyla getirilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin 2022/24 E., 2024/1534 K. sayılı kararı da bu maddeye atıf yaparak onayın önemini vurgulamıştır.
- Yetkili Makam: Türk hukukunda bu onayı yapacak yetkili makam noterdir. Noterlik Kanunu’nun 75. maddesi, imza atamayan kişilerin işlemlerinde parmak izi veya mühür kullanımını düzenlemektedir.
- TBK ve HMK Arasındaki Farklılık: TBK m. 16, onayın nasıl yapılacağına dair detay vermezken, HMK m. 206’da daha sıkı bir şart öngörülmüştür. HMK’ya göre, “imza atamayanların mühür veya bir alet ya da parmak izi kullanmak suretiyle yapacakları hukuki işlemleri içeren belgelerin senet niteliği taşıyabilmesi, noterler tarafından düzenleme biçiminde oluşturulmasına bağlıdır”.
7. Kambiyo Senetlerinde İmza Yerine İşaret Kullanılabilir mi?
Bu soruya yargı kararları net ve istikrarlı bir şekilde “hayır” yanıtını vermektedir. Kambiyo senetleri sıkı şekil şartlarına tabidir ve bu senetlerin tedavül güvenliği esastır. Bu nedenle kanun koyucu, el yazısı ile atılmış imzayı mutlak bir zorunluluk olarak görmüştür.
TTK Madde 756: “Poliçe üzerindeki beyanların el ile imza edilmesi gerekir. El ile atılan imza yerine, mekanik herhangi bir araç veya elle yapılan veya onaylanmış bir işaret veya resmî bir şahadetname kullanılamaz.”
Bu hüküm, bono ve çekler için de geçerlidir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2021/649 E., 2022/2165 K. sayılı kararında, okuma yazma bilmeyen ve bono üzerinde mührü bulunan davacının, el ile atılmış imzası olmadığı için bonodan sorumlu tutulamayacağına hükmedilmiştir.
8. Yargı Kararlarıyla İmza Yerine Geçen İşaretlerin Uygulaması
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi – 2021/5929 E., 2022/6891 K. – 11.10.2022: Bu kararda, okuma yazma bilmeyen bir kişinin, eğer kullanageldiği bir imzası varsa, bu imzayla geçerli bir şekilde borç altına girebileceği, okuryazar olmamasının tek başına sözleşmeyi geçersiz kılmayacağı belirtilmiştir. Bu karar, imza atma ehliyeti ile okuryazarlık arasındaki farkı ortaya koyması açısından önemlidir.
- Yargıtay 12. Hukuk Dairesi – 2013/19033 E., 2013/28260 K. – 12.09.2013: Senet üzerindeki “S.T.” ibaresinin imza niteliğinde olup olmadığının araştırılması gerektiğine hükmedilmiştir. Mahkemenin, keşidecinin bu ibareyi imza amacıyla kullanıp kullanmadığını tespit etmeden karar vermesi eksik inceleme olarak nitelendirilmiştir. Bu karar, imza niyetinin araştırılmasının önemini göstermektedir.
- İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi – 2020/369 E., 2021/18 K. – 12.01.2021: Bu kararda, davalının senet üzerindeki imzayı almayı unuttuğunu ikrar etmesi üzerine, imza eksikliği nedeniyle davacının borçlu olmadığına hükmedilmiştir. Karar, kambiyo senetlerinde imzanın kurucu bir unsur olduğunu teyit etmektedir.
9. Avukat Değerlendirmesi: Uyuşmazlıklarda İmza Yerine Geçen İşaretlerin Rolü
Uyuşmazlıklarda, TBK m. 16 kapsamında düzenlenen belgeler kapsamında dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
Onay Şartının Varlığı ve Usulüne Uygunluğu: Bir belgenin geçerliliği, büyük ölçüde noter onayının varlığına ve hukuka uygun şekilde yapılıp yapılmadığına bağlıdır. Onay yoksa veya usulüne aykırı ise, belge adi yazılı senet hükmünde dahi kabul edilmeyebilir. HMK m. 206’daki “düzenleme şeklinde yapılma” şartının aranıp aranmayacağı, bir uyuşmazlıkta lehe veya aleyhe kullanılabilecek önemli bir hukuki argümandır.
İrade Sakatlığı İddiaları: İmza atamayan kişiler genellikle yaşlı, engelli veya eğitim seviyesi düşük bireyler olduğundan, bu kişilerin iradelerinin sakatlandığı (hata, hile, ikrah) iddiaları daha sık gündeme gelebilir. Noterin ve tanıkların varlığı, bu tür iddialara karşı bir güvence oluştursa da, işlemin yapıldığı koşullar her zaman mercek altına alınacaktır.
İspat Yükü: İşaretin veya parmak izinin ilgili kişiye ait olduğunu ve onay işleminin geçerli olduğunu ispat yükü, bu belgeye dayanan tarafta olacaktır.
Hukuki Niteleme: Uyuşmazlığa konu belgenin adi bir sözleşme mi yoksa kambiyo senedi mi olduğunu doğru tespit etmek, uygulanacak hukuk kurallarını (TBK/HMK vs. TTK) belirleyeceği için önemlidir.
- Delil Tespiti: İmza veya işarete itiraz edilmesi durumunda, müvekkilin imza örneklerinin (karşılaştırma belgeleri) usulüne uygun şekilde toplanmasını sağlamak ve uzman bilirkişi (grafolog, ATK) incelemesi talep etmek kritiktir.
10. Sözleşmelerde Güvenlik Açısından Dikkat Edilmesi Gerekenler
Hukuki uyuşmazlıkları önlemek adına sözleşmelerde güvenlik açısından şu hususlara dikkat edilmelidir:
- Noter Zorunluluğu: TBK m. 16’nın uygulanacağı durumlarda noter onayı bir seçenek değil, geçerlilik şartıdır. Bu yola başvurulacaksa işlem mutlaka noter huzurunda yapılmalıdır.
- Belgenin İçeriğinin Anlaşılması: Noter, işlemi yaparken belgenin içeriğini ilgili kişiye açıklamakla yükümlüdür. İmza atamayan tarafın, neyi onayladığını tam olarak anladığından emin olunmalıdır.
- Tanıkların Varlığı: Noterlik Kanunu uyarınca, okuma yazma bilmeyen kişilerin işlemlerinde iki tanığın bulunması zorunludur. Tanıkların varlığı, işlemin şeffaflığını ve güvenliğini artırır.
- Kambiyo Senetlerinden Kaçınma: Borç ilişkisi kambiyo senedi ile kurulacaksa, imza atamayan bir kişinin borçlu olarak gösterilmesi hukuken mümkün değildir. Bu durumda alternatif hukuki yollar (örneğin, kefalet veya noter onaylı borç senedi) düşünülmelidir.
- Belge Bütünlüğü: İmza yerine geçen işaretin, belgenin metnini kapsayacak şekilde, genellikle metnin sonuna konulması, belgenin sonradan değiştirilme riskini azaltır.
- Boş Belgeye İmza (Beyaza İmza): Taraflar, içeriği boş olan veya sonradan doldurulacak belgelere kesinlikle imza atmamalıdır. İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/54 E., 2019/356 K. sayılı kararında belirtildiği gibi, beyaza imza atan kişi, doğacak riskleri baştan kabul etmiş sayılır.
Sonuç
6098 sayılı TBK’nın 16. maddesi, imza yerine geçen işaretler için genel bir hukuki zemin oluştursa da, konunun pratik uygulaması ve hukuki geçerliliği, işlemin niteliğine ve özel kanunlardaki düzenlemelere sıkı sıkıya bağlıdır. Yargı kararları, özellikle kambiyo senetleri gibi tedavül kabiliyeti yüksek ve sıkı şekil şartlarına tabi belgelerde el yazısı ile atılmış imzanın vazgeçilmez olduğunu istikrarlı bir şekilde vurgulamaktadır. Genel sözleşmelerde ise imza yerine geçen işaretlerin hukuki bir sonuç doğurabilmesi, büyük ölçüde HMK’da öngörülen noter onayı gibi usuli güvencelerin varlığına bağlıdır. Bu nedenle, bu tarz hukuki işlemlerde olası uyuşmazlıkları önlemek için uzman bir avukattan yardım almak oldukça önemlidir.