1. İradi Şekil Nedir? Türk Borçlar Kanunu Madde 17’nin Genel Çerçevesi
İradi şekil, kanunun geçerlilik için bir şekil şartı aramadığı durumlarda, tarafların sözleşme serbestisi ilkesi kapsamında, yapacakları sözleşmenin geçerliliğini belirli bir şekle uyması koşuluna bağlamalarıdır. Bu durum, 6098 sayılı TBK’nın 17. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
TBK Madde 17: “Kanunda şekle bağlanmamış bir sözleşmenin taraflarca belirli bir şekilde yapılması kararlaştırılmışsa, belirlenen şekilde yapılmayan sözleşme tarafları bağlamaz. Herhangi bir belirleme olmaksızın yazılı şekil kararlaştırılmışsa, yasal yazılı şekle ilişkin hükümler uygulanır.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da belirttiği gibi, hukukumuzda egemen olan ilke şekil serbestisi olmakla birlikte, bu ilkenin istisnalarından biri tarafların kendi iradeleriyle bir şekil koşulu belirlemesidir. Bu durumda “taraflarca kararlaştırılan şekil” söz konusu olur ve bu şekil, sözleşmenin kurucu bir unsuru haline gelir.
2. Sözleşmelerde Taraflarca Belirlenen Şekil Şartı Ne Anlama Gelir?
Taraflarca belirlenen şekil şartı, sözleşmenin hukuken varlık kazanabilmesi için uyulması zorunlu bir koşul anlamına gelir. Taraflar bu yolla, sözleşmenin ispatını kolaylaştırmayı, aceleci kararların önüne geçmeyi ve sözleşmenin esaslı noktaları üzerinde mutabakata varıldığını güvence altına almayı amaçlarlar. Örneğin, kanunen şekle tabi olmayan bir eser sözleşmesinde taraflar, “işbu sözleşme yazılı olarak yapılmadıkça geçerli olmayacaktır” şeklinde bir hüküm ekleyerek iradi bir şekil şartı belirleyebilirler.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/6416 E., 2018/2179 K. sayılı ve 28.05.2018 tarihli kararında bu durum açıkça ifade edilmiştir:
“…eser sözleşmesi kural olarak tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla kurulur. Geçerliliği de şekil şartına bağlı değildir. Ancak sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 17. maddesinde, kanunda şekle bağlanmamış bir sözleşmenin taraflarca belirli şekilde yapılması kararlaştırılmışsa belirlenen şekilde yapılmayan sözleşmenin tarafları bağlamayacağı kuralı getirilmiştir.”
3. Kanunda Düzenlenmeyen Şekil Şartlarının Hukuki Bağlayıcılığı
Tarafların iradi olarak belirlediği şekil şartları, tıpkı yasal şekil şartları gibi hukuken bağlayıcıdır. TBK m. 17’nin açık ifadesi uyarınca, bu şekle uyulmaması sözleşmeyi “tarafları bağlamayan” bir işlem haline getirir. Bu ifade, doktrin ve Yargıtay tarafından “geçersizlik” veya “hükümsüzlük” olarak yorumlanmaktadır. Dolayısıyla, taraflar bu şekle uymakla yükümlüdür ve şekil eksikliği, hâkim tarafından re’sen dikkate alınır.
4. Tarafların Anlaştığı Şekle Uyulmayan Sözleşmelerin Geçerliliği
TBK m. 17 uyarınca, tarafların anlaştığı şekle uyulmayan sözleşmeler geçersizdir ve hukuken kurulmamış sayılır. Bu geçersizlik, sözleşmenin hiçbir hak ve borç doğurmaması anlamına gelir.
5. Belirlenen Şekle Aykırı Sözleşmenin Taraflar Açısından Sonuçları
İradi şekle aykırı olarak yapılan bir sözleşme geçersiz olduğundan, taraflar açısından aşağıdaki sonuçlar doğar:
- Taraflar, sözleşmenin ifasını birbirlerinden talep edemezler.
- Sözleşmeye dayalı olarak cezai şart, tazminat gibi taleplerde bulunulamaz.
- Eğer sözleşme kapsamında bir taraf diğerine bir edimde bulunmuşsa, bu edimin iadesini sebepsiz zenginleşme hükümlerine (TBK m. 77 vd.) dayanarak talep edebilir.
6. Yazılı Şeklin Taraflarca Belirlenmesi Halinde Yasal Düzenlemeler
Taraflar, sözleşmenin “yazılı” yapılmasını kararlaştırmış ancak bu yazılı şeklin niteliği hakkında özel bir belirleme yapmamışlarsa, TBK m. 17/2 gereği yasal yazılı şekle ilişkin hükümler uygulanır. Bu durumda, TBK m. 14 uyarınca sözleşmenin geçerliliği için; a) Sözleşmenin esaslı unsurlarını içeren yazılı bir metnin bulunması, b) Borç altına giren tarafın veya tarafların bu metni imzalaması zorunludur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/2885 E., 2021/1549 K. sayılı ve 30.12.2021 tarihli kararında, taraflarca yazılı yapılması kararlaştırılan bir “İbraname ve Taahhütname”de davalılardan birinin imzasının bulunmaması nedeniyle, sözleşmenin o davalı yönünden bağlayıcı olmadığına hükmedilmiştir. Bu karar, iradi olarak belirlenen yazılı şekil şartının, imza unsurunu da kapsadığını ve bu unsurdaki eksikliğin sözleşmeyi geçersiz kıldığını göstermektedir.
7. Dürüstlük Kuralının (TMK m. 2) İradi Şekle Etkisi
İradi şekle uyulmamış olsa dahi, taraflardan birinin bu durumu bilerek sözleşmeyi büyük ölçüde ifa etmesi ve sonrasında şekil eksikliğini ileri sürerek borcundan kurtulmaya çalışması, TMK m. 2’de düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edebilir.
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/371 E., 2019/570 K. sayılı kararında bu durumun karmaşıklığı görülmektedir. Mahkeme, başlangıçta tarafların noterde yapmayı kararlaştırdıkları sözleşmeyi bu şekle uymadan yapmalarına rağmen, teminat mektuplarının verilmesi gibi davranışlar nedeniyle sözleşmenin kurulduğunu ve şekil eksikliğini ileri sürmenin dürüstlük kuralına aykırı olacağını değerlendirmiştir. Ancak, Yargıtay’ın bozma kararı sonrası mahkeme bu görüşünden dönerek, iradi şekle uyulmamasının sözleşmeyi geçersiz kıldığına hükmetmiştir. Bu örnek, dürüstlük kuralı istisnasına güvenmenin riskli olduğunu ve kuralın, iradi şekil şartına mutlak surette uyulması olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.
8. İradi Şeklin Uygulama Alanları ve Sözleşme Türleri
İradi şekil, kanunen herhangi bir şekil şartına tabi tutulmamış tüm sözleşme türlerinde kararlaştırılabilir. Uygulamada en sık karşılaşılan örnekler şunlardır:
- Taşınır mal satışı sözleşmeleri
- Hizmet sözleşmeleri
- Eser sözleşmeleri (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri gibi taşınmaz mülkiyetinin devrini içerenler hariç)
- Kira sözleşmeleri
- Adi ortaklık sözleşmeleri
9. İradi Şekil ile Yasal Şekil Arasındaki Farklar Nelerdir?
İradi şekil ile yasal şekil arasındaki temel fark, şekil şartının kaynağıdır.
- Kaynak: Yasal şekil, doğrudan kanunun emredici hükmünden kaynaklanır (örn: taşınmaz satışı için resmi şekil). İradi şekil ise tarafların özgür iradeleriyle yaptıkları bir anlaşmadan doğar.
- Amaç: Yasal şekil genellikle kamu düzeni, ispat kolaylığı ve tarafların korunması gibi amaçlar güder. İradi şekil ise tamamen tarafların kendi menfaatleri (ispat güvenliği, ciddiyet vb.) için belirlenir.
- Sonuç: Her ikisine de uyulmamasının temel sonucu sözleşmenin geçersizliğidir. Ancak iradi şekle aykırılığın dürüstlük kuralı çerçevesinde aşılma ihtimali, yasal şekle göre daha esnek yorumlanabilmektedir.
10. Yargıtay Kararlarında İradi Şekil Uygulamaları ve Değerlendirmeleri
Yargıtay, iradi şekil şartını sözleşmenin geçerliliği için aranan kurucu bir unsur olarak kabul etmekte ve bu şarta uyulmamasının sözleşmeyi geçersiz kılacağını istikrarlı bir şekilde vurgulamaktadır. Yüksek Mahkeme, tarafların şekil şartından zımnen (örtülü olarak) vazgeçip geçmediklerini de somut olayın koşullarına göre değerlendirmektedir. Ancak, şekil şartından vazgeçildiğine dair açık bir irade beyanı veya davranış olmadıkça, kural olarak şekle uyulması gerektiğini kabul etmektedir.
11. Avukatlar İçin İradi Şekil Düzenlemesinin Önemi ve Uygulama Tavsiyeleri
İradi şekil düzenlemesi, tarafların hukuki güvenliğini sağlamak açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle sözleşmeler hukukunda uzman bir avukattan destek alınmasını tavsiye ediyoruz. Avukat sözleşme hazırlama, risk analizi ve uyuşmazlık yönetimi konusunda müvekkillerine yardımcı olur.
- Sözleşme Hazırlığı: Sözleşme hazırlarken, tarafların bir şekil şartı isteyip istemedikleri netleştirilmelidir. Eğer bir şekil şartı öngörülecekse, bunun bir “geçerlilik şartı” olduğu sözleşme metnine açıkça yazılmalıdır. Örneğin, “İşbu sözleşme ve eklerinde yapılacak tüm değişiklikler, yazılı olarak yapılmadıkça ve taraflarca imzalanmadıkça geçerli olmayacaktır” gibi net ifadeler kullanılmalıdır.
- Risk Analizi: İradi şekle uyulmamasının sözleşmeyi tamamen geçersiz kılacağı ve buna dayalı olarak hiçbir talepte bulunulamayacağı bilinmelidir.
- Uyuşmazlık Yönetimi: Bir uyuşmazlık durumunda, karşı tarafın dayandığı sözleşmenin kararlaştırılan iradi şekle uygun yapılıp yapılmadığı dikkatle incelenmelidir. Şekil eksikliği, davanın başında ileri sürülebilecek önemli bir savunma argümanıdır.
Sonuç
6098 sayılı TBK’nın 17. maddesinde düzenlenen iradi şekil, sözleşme serbestisinin bir yansıması olmakla birlikte, taraflar için bağlayıcı ve uyulması zorunlu bir geçerlilik şartıdır. Taraflarca belirlenen şekle uyulmadan yapılan sözleşmeler hukuken sonuç doğurmaz. Yargı kararları, bu kuralı istikrarlı bir şekilde uygulamakta, ancak istisnai olarak dürüstlük kuralı çerçevesinde değerlendirmeler yapabilmektedir. Vatandaşların hak kaybına uğramaması için sözleşmelerde şekil şartlarını net bir şekilde düzenlemeleri ve bu şartlara titizlikle uyulmasını gibi konularda sözleşmeler hukukunda uzman bir avukattan destek alınması önemlidir.