İş Saatlerinde İfa

1. TBK m.94 Nedir? İş Saatlerinde İfa Kuralının Amacı ve Önemi

TBK m.94, doğrudan ifanın zamanını değil, ifa masraflarını düzenlemektedir. İfa zamanına ilişkin genel düzenlemeler TBK m.90-98 arasında yer almaktadır. “İş saatlerinde ifa” kuralı ise kanunda açıkça bu başlıkla düzenlenmemiş olup, TBK m.89’daki ifa yeri ve dürüstlük kuralı (TMK m.2) çerçevesinde şekillenen bir teamül ve uygulamadır. Bu kuralın temel amacı, ticari ve sosyal hayatın düzenli akışını sağlamak, alacaklının işlerini aksatmadan ve hazırlıksız yakalanmadan ifayı kabul etmesine olanak tanımak, borçlunun ise makul ve öngörülebilir bir zaman diliminde borcundan kurtulmasını temin etmektir. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin bir kararında (2016/8633 E.) belirtildiği gibi, bu kural hem alacaklı hem de borçlu için öngörülebilir ve uygun bir zaman dilimi yaratır.

2. İfanın Zamanı: Sözleşmede Belirtilmeyen Hallerde Ne Zaman Ödeme Yapılır?

Yargı kararlarında en sık atıf yapılan kural, TBK m.90’dır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/392 E., 2022/1555 K. sayılı kararında açıkça belirtildiği gibi, “Taraflarca kararlaştırılmamış veya işin mahiyetinden aksi anlaşamıyorsa her borç doğduğu anda muaccel olur (TBK m. 90)”. Bu ilke, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi (2020/675 E.) ve Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi (2022/151 E.) gibi birçok ilk derece mahkemesi kararında da tekrarlanmıştır. Ancak, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/92 E. sayılı kararında isabetle vurgulandığı üzere, “derhal” ifadesi dar yorumlanmamalı, ifanın iş hayatının gereklerine uygun ve makul bir sürede yapılması gerektiği dürüstlük kuralı gereğince değerlendirilmelidir.

3. İş Saatleri Neye Göre Belirlenir? Yasal ve Teamüli Uygulamalar

İş saatleri, öncelikle ilgili sektördeki yasal düzenlemeler (İş Kanunu vb.), ticari teamüller ve örf ve adetlere göre belirlenir. Yargı kararlarında bu konuya doğrudan bir tanım getirilmese de, uyuşmazlığın ticari niteliği göz önünde bulundurularak, tarafların faaliyet gösterdiği alandaki genel kabul görmüş çalışma saatlerinin esas alınacağı zımnen kabul edilmektedir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 2023/202 E. sayılı kararında “vade farkı konusunda teamülün olup olmadığının araştırılması” gerektiğinin belirtilmesi, mahkemelerin bu tür yerleşik uygulamalara verdiği önemi göstermektedir.

4. Alacaklının İşyerinde Bulunmaması: Borçlu İfa Edemezse Ne Olur?

Borçlu, iş saatleri içinde usulüne uygun bir şekilde ifayı teklif ettiğinde, alacaklının ifayı kabul için hazır bulunması veya gerekli hazırlıkları yapmış olması gerekir. Alacaklının haklı bir sebep olmaksızın işyerinde bulunmaması veya ifayı kabulden kaçınması, alacaklı temerrüdüne (TBK m.106) yol açar. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012/1493 E., 2013/731 K. sayılı kararında alacaklı temerrüdü, “Yapılacak veya verilecek şey usulü dairesinde kendisine arzolunan alacaklı muhik bir sebep olmaksızın onu reddeder veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için takaddümen kendi tarafından yapılması lazım gelen muameleleri icradan imtina eder ise, mütemerrit addolunur” şeklinde tanımlanmıştır. Bu durumda borçlu, borcundan kurtulmak için tevdi (TBK m.107) gibi yasal imkanları kullanabilir.

5. Uygulamada Sık Karşılaşılan Sorunlar: Erken Sabah ya da Gece Yapılan Ödemeler

İş saatleri dışı olarak kabul edilen erken sabah veya gece geç saatlerde yapılan ifa teklifleri, kural olarak alacaklı tarafından kabul edilmek zorunda değildir. Bu tür bir ifa teklifi, dürüstlük kuralına aykırı kabul edilebilir. Ancak, alacaklının bu ifayı kabul etmesi halinde ifa geçerli olur ve borç sona erer. Uyuşmazlık halinde mahkeme, somut olayın koşullarını, tarafların durumunu ve işin niteliğini göz önünde bulundurarak bir değerlendirme yapacaktır.

6. Mahkeme Kararlarıyla İş Saatlerinde İfa Yükümlülüğünün Değerlendirilmesi

Mahkemeler, iş saatlerinde ifa yükümlülüğünü katı bir kuraldan ziyade, sözleşme hükümleri ve dürüstlük kuralı çerçevesinde esnek bir şekilde değerlendirmektedir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 2022/77 E. sayılı kararında, fatura borçları muaccel olmadan icra takibi başlatılması hukuki yarar yokluğu olarak değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 18.02.2022 tarihli kararına atıfla davanın usulden reddi gerektiği belirtilmiştir. Bu, ifa zamanının (dolayısıyla iş saatlerinin) ne denli önemli bir hukuki sonuç doğurduğunu göstermektedir.

7. İş Saatleri Dışında İfa: Alacaklı Kabul Etmek Zorunda mı?

Kural olarak alacaklı, iş saatleri dışında yapılan bir ifayı kabul etmekle yükümlü değildir. Alacaklının bu teklifi reddetmesi, onu temerrüde düşürmez. Ancak, taraflar arasında bu yönde bir anlaşma varsa veya işin niteliği gerektiriyorsa (örneğin, acil bir hizmet), durum farklılık gösterebilir.

8. İfa Yükümlülüğünde Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2019/567 E., 2019/1346 K. sayılı kararında detaylıca açıklandığı üzere, TMK m.2 uyarınca “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” ve “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz”. Bu ilke, ifa zamanı ve saatlerinin yorumlanmasında kilit bir rol oynar. Örneğin, alacaklının birkaç dakikalık bir gecikmeyi bahane ederek iş saatleri içinde yapılan ifayı kabul etmemesi hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir. Benzer şekilde, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/92 E. sayılı kararında, alacaklının borçlunun üretim kapasitesini bilmesine rağmen çok kısa sürede ifa talep etmesi dürüstlük kuralına aykırı bulunmuştur.

9. Resmi Tatil, Hafta Sonu, Bayram Gibi Günlerde İfa Mümkün mü?

Bu konu TBK m.93’te açıkça düzenlenmiştir. İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/137 E. sayılı kararında bu maddeye atıf yapılmıştır. Buna göre, “İfa zamanı veya sürenin son günü, kanunlarda tatil olarak kabul edilen bir güne rastlarsa, kendiliğinden bu günü izleyen ve tatil olmayan ilk güne geçer. Aksine anlaşma geçerlidir.” Bu hüküm, borçluyu koruyucu niteliktedir. Ancak Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2024/1901 E. sayılı kararında, ödeme gününün resmi tatile denk gelmesinin, ihtiyati haciz gibi bir tedbirin kaldırılması için tek başına yeterli bir gerekçe olmadığına hükmedilmiştir. Bu durum, ifa yükümlülüğü ile ihtiyati tedbirlerin farklı hukuki niteliklere sahip olduğunu göstermektedir.

10. Alacaklının Kusuru Nedeniyle İfanın Gerçekleşmemesi: Borçlunun Hukuki Durumu

Alacaklının, ifanın gerçekleşmesi için gerekli olan katılımı göstermemesi veya kendi kusurlu davranışıyla ifayı engellemesi, alacaklı temerrüdü sonucunu doğurur. İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/427 E. sayılı kararında, ifanın gerçekleşmesi için alacaklının katılımına ihtiyaç duyulan hallerde, alacaklının işbirliği yapmamasının borçluyu temerrüde düşürmeyeceği vurgulanmıştır. Kararda, “Söz konusu mesele, özellikle ifanın gerçekleşmesi için alacaklının ifaya katılmasına ihtiyaç bulunması hallerde önem taşır” denilerek, alacaklının ifa yeri, zamanı ve şekli konusunda borçluyu uyarmaması halinde borçlunun temerrüde düşmeyeceği belirtilmiştir.

11. İş Saatleri Dışında İfanın Geçerliliği ve Hukuki Sonuçları

İş saatleri dışında yapılan ifa, alacaklı tarafından kabul edildiği takdirde tam olarak geçerlidir ve borcu sona erdirir. Alacaklı kabul etmezse, ifa gerçekleşmemiş sayılır ve borçlu, borcundan kurtulmuş olmaz. Ancak bu durum, borçlunun temerrüde düştüğü anlamına da gelmez, çünkü ifa teklifi usulüne uygun (iş saatleri içinde) yapılmamıştır.

12. Yargıtay Kararlarında İş Saatlerinde İfa Uygulaması ve Örnek İçtihatlar

Yargıtay kararları, ifa zamanı ve muacceliyet konularında istikrarlı bir içtihat geliştirmiştir. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2016/14405 E. sayılı kararında, ilave tediye alacaklarında ödeme zamanının Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmesinin alacağı muaccel hale getirdiği belirtilmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2011/4962 E. sayılı kararında ise, muaccel bir borç için alacaklının ihtar çekerek verdiği sürenin dolmasını beklemeden takip yapmasının, temerrüt oluşmadığı anlamına gelmeyeceği, borcun zaten muaccel olduğu tartışılmıştır. Bu kararlar, muacceliyet ve temerrüt kavramlarının mahkemelerce titizlikle incelendiğini göstermektedir.

13. Alacaklıya Temerrüt Bildirimi: Hangi Saatte Geçerli Sayılır?

Temerrüt bildiriminin (ihtar), hukuki sonuç doğurabilmesi için borçluya ulaşması gerekir. Bu bildirimin iş saatleri içinde yapılması, dürüstlük kuralı gereğidir. İş saatleri dışında (örneğin gece yarısı) gönderilen bir e-posta veya mesajın, borçlunun bunu makul olarak öğrenebileceği ertesi iş gününün başlangıcında tebliğ edilmiş sayılması gerektiği kabul edilebilir. İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/631 E. sayılı kararında, tacirler arasında TTK m.18/3 uyarınca gerekli ihtarların yapılmamasının temerrüdü engellediği vurgulanmıştır.

14. Sözleşmeye İş Saatlerine Dair Hüküm Koymanın Önemi

Analiz edilen tüm kararlardan çıkan en net sonuç, tarafların sözleşmeye ifa zamanı, yeri ve koşullarına ilişkin açık hükümler koymasının, olası uyuşmazlıkları önlemedeki kritik önemidir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 2020/387 E. sayılı kararında, sözleşmede ödeme vadesinin 120 gün olarak belirlenmesi, mahkemenin alacağın muaccel olmadığı yönündeki kararının temelini oluşturmuştur. Açık hükümler, mahkemelerin TBK’nın genel hükümlerine veya teamüllere başvurma ihtiyacını ortadan kaldırarak hukuki öngörülebilirliği artırır.

15. İfa Zamanı Belirsizse Nasıl Hareket Etmelisiniz?

İfa zamanı sözleşmede belirsiz ise, TBK m.90 gereği borç hemen muaccel olsa da, alacaklının doğrudan hukuki yollara başvurması risklidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/864 E. sayılı kararında belirtildiği gibi, “hemen” sözü, dürüstlük kuralına göre borçlunun edimi yerine getirmek için ihtiyaç duyduğu zamanı da kapsar. Bu nedenle en doğru yol, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin de işaret ettiği gibi (2023/28 E.), borçluya makul bir süre içeren bir ihtarname göndererek temerrüde düşürmek ve ardından yasal yollara başvurmaktır.

16. Avukat Desteğinin Önemi

İfa zamanı, muacceliyet, temerrüt ve alacaklı temerrüdü gibi teknik ve yoruma açık hukuki kavramlar, ciddi hak kayıplarına yol açabilir. Özellikle sözleşmelerin hazırlanması, ihtarnamelerin usulüne uygun çekilmesi ve alacağın muaccel olup olmadığının doğru tespitiyle hukuki sürecin başlatılması aşamalarında profesyonel avukat desteği almak, uyuşmazlıkların etkin ve doğru bir şekilde çözülmesi için elzemdir.

Sonuç

İş saatlerinde ifa kuralı, borçlar hukukunun temel prensipleri olan sözleşme serbestisi, dürüstlük kuralı ve kanunun emredici hükümleriyle bir bütün olarak ele alınmalıdır. Yargı kararları, tarafların sözleşmelerinde ifa zamanını net bir şekilde belirlemelerinin, uyuşmazlıkları önlemedeki en etkili yol olduğunu göstermektedir. Sözleşmede bir açıklık bulunmadığı durumlarda ise, borcun doğumuyla muaccel olacağı yönündeki genel kural (TBK m.90), işin niteliği ve dürüstlük kuralı çerçevesinde yorumlanmaktadır. Alacağın muaccel hale gelmeden takibe konulması veya dava açılması, hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden retle sonuçlanmaktadır. Bu nedenle, hukuki süreçleri başlatmadan önce ifa zamanı ve muacceliyet koşullarının titizlikle değerlendirilmesi, avukatlar için kritik bir öneme sahiptir.

Yorum yapın