1. Kanun Yararına Bozma Nedir?
Kanun yararına bozma, kesinleşmiş ancak olağan kanun yolu denetiminden geçmemiş karar ve hükümlerdeki maddi veya usul hukukuna ilişkin aykırılıkların, kanunların ülke genelinde eşit uygulanmasını sağlamak ve adaleti tesis etmek amacıyla Yargıtay tarafından bozulmasını sağlayan istisnai bir denetim mekanizmasıdır. Kanun yararına bozma, Yargıtay kararlarında, “hâkim veya mahkemelerce verilip istinaf ya da temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesini sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur” şeklinde tanımlanmaktadır. Bu kurum, kesinleşmiş bir karardaki hukuka aykırılığın bireysel bir hak ihlali olmanın ötesinde, genel olarak hukuk düzenini ve kamu yararını zedelediği fikrine dayanır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2019/456 E., 2023/457 K. sayılı kararında bu amaç, “karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke sathında uygulama birliğine ulaşılmasını sağlamak” olarak ifade edilmiştir.
2. Kanun Yararına Bozmanın Hukuki Dayanağı (CMK m.309)
Kanun yararına bozmanın temel hukuki dayanağı CMK’nın 309. ve 310. maddeleridir. CMK m. 309/1, bu kanun yolunun koşullarını ve başvuru usulünü düzenler: “Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.” Maddenin gerekçesinde de kurumun amacı net bir şekilde ortaya konulmuştur. Gerekçede, “olağanüstü temyiz de denilen bu kanun yoluna, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş bulunan kararlarda, gerek maddî hukuka ve gerek usul hukukuna ilişkin aykırılıkların giderilmesi için başvurulabilir” denilerek, hem kanunun eşit uygulanmasının hem de birey ve toplum yararına hukuka aykırılıkların giderilmesinin hedeflendiği belirtilmiştir.
3. Hangi Kararlara Karşı Kanun Yararına Bozma Yoluna Gidilebilir?
Bu olağanüstü kanun yoluna başvurulabilmesi için iki temel şartın bir arada bulunması gerekir:
- Hâkim veya mahkeme tarafından verilmiş bir karar veya hüküm olmalıdır.
- Bu karar veya hüküm, istinaf veya temyiz gibi olağan kanun yolları denetiminden geçmeden kesinleşmiş olmalıdır.
Bu kapsamda, temyiz sınırı altında kalması nedeniyle kesinleşen mahkûmiyet hükümleri, itiraz üzerine verilen ve başka bir kanun yolu olmayan kararlar (örneğin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itirazın reddi kararları) veya tarafların süresinde kanun yoluna başvurmaması nedeniyle kesinleşen kararlar bu yola konu edilebilir. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2015/113 E. sayılı kararında belirtildiği gibi, “hukuken geçerli olmayan, yok hükmünde olan kararlara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulması olanaklı değildir.”
4. Kimler Kanun Yararına Bozma Talebinde Bulunabilir?
CMK m. 309 uyarınca kanun yararına bozma talebinde bulunma yetkisi münhasıran Adalet Bakanlığı‘na aittir. Tarafların (sanık, katılan vb.) doğrudan bu yola başvurma hakkı yoktur. Ancak uygulamada taraflar veya avukatları, kesinleşen bir karardaki hukuka aykırılığı tespit ederek gerekçeli bir dilekçe ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne başvurarak kanun yararına bozma yoluna gidilmesini talep edebilirler. Ayrıca CMK m. 310, istisnai olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na da re’sen bu yola başvurma yetkisi tanımaktadır.
5. Başvuru Süresi ve Şartları
Kanun yararına bozma yoluna başvurmak için herhangi bir süre şartı öngörülmemiştir. Adalet Bakanlığı, hukuka aykırılığı öğrendiği herhangi bir zamanda bu yola başvurabilir. Ancak bu durum, hukuk güvenliği ilkesi açısından eleştirilmektedir. Başvurunun temel şartı, kararda maddi hukuka veya usul hukukuna ilişkin “ciddi boyutlara ulaşan” bir hukuka aykırılığın bulunmasıdır. Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2022/14625 E. sayılı kararında vurgulandığı üzere, “hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları” bu yolun kapsamı dışındadır. Başvurunun temel şartları şunlardır:
- Kesinleşmiş Bir Karar veya Hüküm: Karar, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş olmalıdır.
- Hukuka Aykırılık: Kararda maddi veya usul hukukuna ilişkin bir aykırılık bulunmalıdır. Ancak Yargıtay içtihatları ve doktrin, her türlü aykırılığın değil, “hükmün esasına ve sonucuna etkili olan ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların” bu yola konu edilebileceğini vurgulamaktadır (Mehmet Gürler).
- Başka Giderim Yolunun Olmaması: Hukuka aykırılığın yargılamanın yenilenmesi gibi başka bir hukuki yolla giderilmesi mümkünse, öncelikle o yola başvurulmalıdır. Kanun yararına bozma, “son çare” niteliğindedir.
6. Yargıtay’ın İncelemesi Nasıl Yapılır?
Süreç şu şekilde işler:
- Adalet Bakanlığı, hukuka aykırılığı ve yasal nedenlerini içeren talebini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirir.
- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu talebi ve nedenlerini aynen içeren bir tebliğname ile dosyayı ilgili Yargıtay ceza dairesine gönderir.
- İlgili Yargıtay dairesi, dosyayı sadece başvuru nedenleri ile sınırlı olarak inceler. İleri sürülen nedenleri yerinde görürse kararı kanun yararına bozar, yerinde görmezse talebi reddeder.
7. Bozma Kararının Hukuki Sonuçları
Bozma kararının hukuki sonuçları, bozma nedenine göre farklılık gösterir ve CMK m. 309/4’te dört ayrı bent halinde düzenlenmiştir:
- (a) bendi: Bozma, davanın esasını çözmeyen bir karara (örneğin görevsizlik kararı) ilişkin ise, kararı veren mahkeme yeniden inceleme yaparak yeni bir karar verir.
- (b) bendi: Bozma, mahkûmiyet hükmünün esasına ilişkin olmayan veya savunma hakkını kısıtlayan bir usul hatasına ilişkin ise, yerel mahkeme yeniden yargılama yapar. Ancak bu durumda verilecek yeni ceza, önceki cezadan daha ağır olamaz.
- (c) bendi: Bozma, davanın esasını çözen ancak mahkûmiyet dışındaki hükümlere (örneğin beraat, davanın düşmesi) ilişkin ise, bu bozma sanık aleyhine sonuç doğurmaz ve yeniden yargılama yapılmaz.
- (d) bendi: Bozma nedeni, hükümlünün cezasının kaldırılmasını veya daha hafif bir ceza verilmesini gerektiriyorsa, Yargıtay dairesi dosyayı yerel mahkemeye göndermeden doğrudan kendisi karar verir ve hukuka aykırılığı giderir.
8. Sanık Lehine ve Aleyhine Bozma Ayrımı
Kanun yararına bozma, sanık aleyhine de talep edilebilir. Örneğin, eksik ceza tayini gibi durumlarda Adalet Bakanlığı bu yola başvurabilir. Ancak bu durumda dahi, aleyhe sonuç doğurmama ilkesi (aleyhe değiştirme yasağı) esastır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun yerleşik içtihatlarında vurgulandığı üzere, “sanık aleyhine kanun yararına bozma kanun yoluna başvurulabilmesi mümkündür; fakat, bu hâlde hükmün aleyhe sonuç doğurmamak üzere bozulması gerekir” (YCGK 2014/783 E., 2018/46 K.). Bu, bozma kararının sadece hukuki tespitle sınırlı kalacağı ve sanığın mevcut hukuki durumunu ağırlaştırmayacağı anlamına gelir.
9. Kanun Yararına Bozma ile Temyiz Arasındaki Farklar
Özellik | Kanun Yararına Bozma | Temyiz |
Niteliği | Olağanüstü kanun yolu | Olağan kanun yolu |
Başvuru Yetkisi | Adalet Bakanlığı | Davanın tarafları (sanık, katılan vb.) |
Konusu | Kesinleşmiş kararlar | Henüz kesinleşmemiş kararlar |
Süre | Süreye tabi değil | Kanunda belirtilen sürelere tabi |
Amacı | Hukuk birliği ve kamu yararı | Bireysel hak ihlallerinin giderilmesi |
10. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Örnek Yargıtay Kararları
- Takdir Hakkının Denetlenememesi: En sık karşılaşılan sorunlardan biri, Adalet Bakanlığı taleplerinin mahkemenin delil takdirine ilişkin olmasıdır. Yargıtay, istikrarlı bir şekilde, delillerin değerlendirilmesi ve takdirindeki yanılgıların kanun yararına bozma konusu yapılamayacağını belirtmektedir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/4648 E.).
- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kararları: HAGB kararlarının hukuki niteliği gereği, bu kararın dayanağını oluşturan mahkûmiyet hükmündeki hukuka aykırılıkların bu yolla denetlenip denetlenemeyeceği tartışmalıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, HAGB kararına karşı ancak kararın kendi koşulları (örneğin sanığın rızasının alınmaması) yönünden kanun yararına bozmaya gidilebileceğini, esasa ilişkin hukuka aykırılıkların ise hükmün açıklanmasından sonra temyiz yoluyla incelenebileceğini belirtmiştir (YCGK 2010/102 E.).
- Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararlar (KYOK): KYOK’lara karşı yapılan itirazın reddi kararları da kanun yararına bozma konusu olabilir. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2013/2678 E. sayılı kararında, eksik soruşturma ile verilen bir KYOK’a karşı itirazın haksız reddedilmesi üzerine karar kanun yararına bozulmuş ve soruşturmanın genişletilmesi sağlanmıştır.
11. Ceza Avukatı Olarak Sürece Dahil Olmanın Önemi
Ceza avukatları, kanun yararına bozma sürecinde kritik bir role sahiptir. Olağan kanun yolları tükenmiş olsa dahi, avukatın dosyayı yeniden inceleyerek maddi veya usuli bir hukuka aykırılık tespit etmesi, müvekkil lehine yeni bir hukuki imkân yaratabilir. Ceza avukatının rolü şu aşamalarda ortaya çıkar:
- Kesinleşmiş karardaki hukuka aykırılığı tespit etmek.
- Gerekçeli, hukuki dayanakları güçlü ve ikna edici bir başvuru dilekçesi hazırlayarak Adalet Bakanlığı’na sunmak.
- Bakanlığın talebi kabul etmesi ve sürecin Yargıtay’a taşınması halinde süreci takip etmek.
- CMK m. 309/4-b uyarınca yeniden yargılama yapılmasına karar verilirse, müvekkili mahkemede tekrar temsil etmek.
12. Sıkça Sorulan Sorular
- Kanun yararına bozma için bir süre var mıdır? Hayır, kanunda öngörülmüş bir başvuru süresi yoktur.
- Kanun yararına bozma kararı sanığın durumunu ağırlaştırabilir mi? Hayır. Aleyhe bozma yasağı gereği, bozma kararı ve sonrasında yapılacak işlemler sanığın mevcut hukuki durumunu ağırlaştıramaz. Yeniden yargılamada daha ağır bir cezaya hükmedilemez.
- Mahkemenin delilleri yanlış değerlendirdiğini düşünüyorum. Kanun yararına bozma yoluna gidilebilir mi? Hayır. Hâkimin delilleri takdiri ve vicdani kanaati, kanun yararına bozma denetiminin dışındadır. Sadece açık bir hukuk kuralının ihlali söz konusu olmalıdır.
- Kanun yararına bozma kararına karşı direnilebilir mi? Hayır, CMK m. 309/5 uyarınca bu kararlara karşı direnilemez.
Sonuç
Kanun yararına bozma, adli hataların düzeltilmesi ve ülke genelinde içtihat birliğinin sağlanması açısından ceza muhakemesi hukukunun en önemli olağanüstü kanun yollarından biridir. Adalet Bakanlığı’na tanınan bu yetki, kesinleşmiş kararların dokunulmazlığı ilkesine önemli bir istisna getirmekle birlikte, aleyhe sonuç doğurmama prensibiyle hukuk güvenliğini dengelemeyi amaçlamaktadır. Yargıtay kararları, bu kurumun kapsamını, özellikle hâkimin takdir hakkına giren alanlar dışında, hukukun açıkça ihlal edildiği durumlarla sınırlı tutma eğilimindedir. Ceza avukatları için bu kurum, olağan yollar tükendikten sonra dahi müvekkillerinin haklarını korumak adına başvurulabilecek son derece etkili bir mekanizma olarak varlığını sürdürmektedir.