Kasten Yaralama Suçu-Ceza Avukatı

Ceza Avukatı Anlatıyor: TCK 86 Kapsamında Kasten Yaralama Suçu Nedir?

TCK’nın 86. maddesi, kasten yaralama suçunu “Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi” olarak tanımlamaktadır. Bu suç, kişinin en temel haklarından olan vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğünü korumayı amaçlayan, şahsa karşı işlenen bir suçtur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2019/628 E., 2021/440 K. sayılı kararında da vurgulandığı gibi, bu suçla korunan hukuki yarar, kişinin vücut dokunulmazlığıdır. Suçun temel şekli (TCK m. 86/1) re’sen soruşturulurken, fiilin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olması hali (TCK m. 86/2) mağdurun şikayetine tabidir.

Başka Suçlarla Benzerliği ve Farkları

Uygulamada kasten yaralama suçunun, özellikle kasten öldürmeye teşebbüs (TCK m. 81, 35), işkence (TCK m. 94) ve taksirle yaralama (TCK m. 89) suçları ile karıştırılabildiğini görmekteyiz.

  • Kasten Öldürmeye Teşebbüsten Farkı: Ayırt edici temel kriter, failin kastıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2017/364 E., 2020/465 K. sayılı kararında bu ayrım için şu ölçütler sıralanmıştır:”…fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, … failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânı olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır.”
  • İşkenceden Farkı: İşkence suçu, sistematik ve belli bir süreç içinde, insan onuruyla bağdaşmayan eylemleri kapsarken; kasten yaralama genellikle ani ve tek bir eylemle gerçekleşir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2017/753 E., 2019/497 K. sayılı kararı, eylemin sistematik olup olmamasının bu iki suç arasındaki ayrımda kilit rol oynadığını göstermektedir.
  • Taksirle Yaralamadan Farkı: Taksirle yaralamada yaralama kastı bulunmaz; fiil, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık neticesinde işlenir.
  • Diğer Suçlarla İlişkisi: Kasten yaralama, yağma veya mala zarar verme gibi başka suçların unsuru veya sonucu olarak da karşımıza çıkabilir. Örneğin, Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2022/13959 E., 2023/168 K. sayılı kararında, tek bir fiille hem yaralama hem de mala zarar verme suçunun işlendiği durumda, fikri içtima (TCK m. 44) kurallarının uygulanması ve en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir.

Suçun Maddi Unsurları (Fail, Fiil, Mağdur, Suçun Konusu)

  • Fail: Kanunda özel bir nitelik aranmadığından, herkes bu suçun faili olabilir. Ancak, suçun kamu görevlisi tarafından nüfuz kötüye kullanılarak işlenmesi (TCK m. 86/3-d) gibi hallerde failin sıfatı önem kazanır.
  • Fiil: Mağdurun vücuduna acı veren, sağlığını veya algılama yeteneğini bozan her türlü icrai veya ihmali hareket bu suçu oluşturur. Darp, itme, çarpma gibi fiziksel eylemler olabileceği gibi, zehirleme gibi dolaylı eylemler de fiil kapsamındadır.
  • Mağdur: Vücut bütünlüğü veya sağlığı ihlal edilen herhangi bir gerçek kişi suçun mağduru olabilir.
  • Suçun Konusu: Mağdurun vücut bütünlüğü, bedensel ve ruhsal sağlığıdır.

Suçun Manevi Unsuru

Suçun manevi unsuru kasttır. Fail, eyleminin sonuçlarını bilerek ve isteyerek hareket etmelidir. Yargı kararları, kastın ispatının ne denli titiz bir çalışma gerektirdiğini göstermektedir. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2013/5129 E., 2013/28633 K. sayılı kararında, “Olay yerinde keşif yapılarak olay yerinin fiziki niteliği, sanığın ateş etme açısı ve mesafesi, mağdurun bulunduğu yer tespit edilerek… suçun manevi unsurunun belirlenmesi” gerektiği, eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağı ifade edilmiştir. Ayrıca, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2020/1422 E., 2020/6021 K. sayılı kararında, failin eyleminin muhtemel sonuçlarını öngörmesine rağmen kabullenerek hareket etmesi durumunda olası kastla yaralama suçunun oluşacağı kabul edilmiştir.

Netice ve Cezaya Etkisi

Yaralama fiilinin mağdur üzerindeki etkisi, cezanın belirlenmesinde temel ölçüttür. TCK m. 86/2 uyarınca, yaralama “basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif” ise daha az bir ceza öngörülmüş ve suç şikayete tabi kılınmıştır. TCK’nın 87. maddesi ise “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” hallerini düzenler. Mağdurda kemik kırığı veya çıkığı oluşması, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması/yitirilmesi, yüzünde sabit iz kalması gibi durumlar cezayı önemli ölçüde artıran neticelerdir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2010/13228 E., 2010/16208 K. sayılı kararı, kemik kırığı durumunda ceza hesaplamasının nasıl yapılması gerektiğini (önce TCK m. 86/1’den temel ceza, sonra nitelikli hal artırımı ve son olarak TCK m. 87/3’e göre kırığın etkisine göre artırım) detaylıca açıklamaktadır.

Cezanın Belirlenmesi ve Miktarı (Hagb, Cezanın Ertelenmesi Mümkün Mü)

Suçun temel şeklinin cezası TCK m. 86/1’de bir yıldan üç yıla kadar hapis, basit halinde (m. 86/2) ise dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Mahkeme, temel cezayı belirledikten sonra nitelikli haller, haksız tahrik gibi nedenlerle artırım veya indirim yapar. Koşulları oluştuğu takdirde, sanık hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (CMK m. 231) veya Cezanın Ertelenmesi (TCK m. 51) kararları verilebilir. Ancak Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 2015/8718 E., 2016/1704 K. sayılı kararında vurgulandığı gibi, erteleme gibi kurumların uygulanıp uygulanmayacağına dair kararların yasal ve yeterli gerekçeye dayandırılması zorunludur.

Cezayı Artıran Nitelikli Haller

TCK m. 86/3, cezayı yarı oranında artıran halleri saymıştır. Bunlar; üstsoy, altsoy, eş veya kardeşe karşı, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı, kamu görevi nedeniyle, kamu görevlisinin nüfuzunu kötüye kullanarak ve silahla işlenmesidir. Yargıtay’ın “silah” kavramını geniş yorumladığı unutulmamalıdır. Örneğin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2016/194 E., 2020/260 K. sayılı kararında kırık bira şişesi, 8. Ceza Dairesi’nin 2020/12145 E., 2023/6126 K. sayılı kararında havlu ve kerata, 1. Ceza Dairesi’nin 2009/8289 E., 2012/8296 K. sayılı kararında demir sopa ve 12. Ceza Dairesi’nin 2016/3771 E., 2016/7141 K. sayılı kararında otomobil, “silah” olarak kabul edilmiştir.

Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler

Meşru savunma (TCK m. 25) ve zorunluluk hali (TCK m. 25) gibi hukuka uygunluk nedenleri ceza sorumluluğunu tamamen kaldırabilir. Haksız tahrik (TCK m. 29) ise cezada indirim nedenidir. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2009/8289 E., 2012/8296 K. sayılı kararında, karşılıklı bir kavgada ilk haksız hareketin kimden geldiğinin kesin olarak saptanamadığı durumlarda, şüphenin sanık lehine yorumlanarak haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.

Teşebbüs ve Gönüllü Vazgeçme

Kasten yaralama suçu, neticeli bir suç olduğundan teşebbüse (TCK m. 35) elverişlidir. Failin yaralama amacıyla başladığı icra hareketlerini elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması halinde teşebbüsten sorumluluğu doğar. Failin, icra hareketlerinden kendi iradesiyle vazgeçmesi veya neticenin meydana gelmesini kendi çabasıyla önlemesi durumunda ise gönüllü vazgeçme (TCK m. 36) hükümleri uygulanır ve fail cezalandırılmaz.

Suça İştirak Hükümleri

Bu suça iştirakin her şekli (müşterek faillik, azmettirme, yardım etme) mümkündür (TCK m. 37-41). Suça katılan her bir şerik, kendi kusuruna göre ve suça katkısı oranında sorumlu tutulur.

Suçların İçtimaı Hükümleri

Failin tek bir fiille birden fazla kişiyi yaralaması halinde zincirleme suç hükümleri değil, aynı neviden fikri içtima (TCK m. 43/2) kuralları uygulanır. Tek bir fiille hem yaralama hem de başka bir suç (örneğin mala zarar verme) işlenirse, farklı neviden fikri içtima (TCK m. 44) gündeme gelir ve en ağır cezayı gerektiren suçtan ceza verilir. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2022/13959 E., 2023/168 K. sayılı kararı bu duruma iyi bir örnektir.

Etkin Pişmanlık

Kasten yaralama suçu, TCK’da etkin pişmanlık hükümlerinin düzenlendiği suç tipleri arasında yer almamaktadır. Dolayısıyla bu suçta etkin pişmanlık indirimi uygulanmaz.

Soruşturma Süreci

Suçun basit hali (TCK m. 86/2) şikayete tabi olduğundan, soruşturma mağdurun 6 aylık süre içindeki şikayeti üzerine başlar. Diğer tüm hallerde ise suç, Cumhuriyet Savcılığı tarafından re’sen (kendiliğinden) soruşturulur. Soruşturma aşamasında deliller toplanır, tanıklar dinlenir, adli tıp raporları alınır ve şüphelinin ifadesine başvurulur.

Ceza Davasının Açılması

Soruşturma sonunda toplanan deliller, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturuyorsa, Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek görevli ve yetkili mahkemede kamu davası açar.

Kovuşturma Süreci

Kasten yaralama suçlarında görevli mahkeme kural olarak Asliye Ceza Mahkemesidir. Ancak, TCK m. 87/4 uyarınca neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama fiili sonucunda ölüm meydana gelmişse, görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi olacaktır. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir. Kovuşturma aşaması, duruşmaların yapıldığı, delillerin tartışıldığı ve nihai kararın verildiği evredir.

Suç ve Ceza’nın İspatı

Ceza muhakemesinde “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi esastır. Suçun sanık tarafından işlendiği, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanmalıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2020/12145 E., 2023/6126 K. sayılı kararında, “Mağdurenin anlatımını doğrulayan yaralanmasına ilişkin Adli Muayene Raporu, Olay Tutanağı ve sanığın tevilli ikrarı” bir bütün olarak değerlendirilerek mahkumiyet için yeterli delil kabul edilmiştir. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2024/4631 E., 2024/4826 K. sayılı kararı ise, yaralanmanın niteliği hakkında kesin rapor alınmadan, eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağını açıkça ortaya koymaktadır.

Ceza’nın İnfazı Ve Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbiri

Kesinleşen hapis cezaları, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (CGTİHK) hükümlerine göre infaz edilir. Kasten yaralama suçu bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenirse, TCK m. 60 uyarınca o tüzel kişi hakkında iznin iptali veya müsadere gibi güvenlik tedbirlerine hükmedilebilir.

Dava ve Ceza Zaman Aşımı

TCK m. 66 uyarınca, kasten yaralama suçunun temel şeklinde dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2021/50 E., 2023/225 K. sayılı kararı, TCK m. 86/2 kapsamındaki bir suçta 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle kamu davasının düşürülmesine hükmedilmesi gerektiğini göstermiştir.

CEZA AVUKATI İLE ÇALIŞMANIN ÖNEMİ

Kasten yaralama suçlaması, ciddi sonuçlar doğurabilecek, hürriyeti bağlayıcı cezalara yol açabilen bir süreçtir. Bu süreçte, delillerin doğru toplanıp değerlendirilmesi, lehe olan hususların (meşru savunma, haksız tahrik vb.) tespiti, savunma stratejisinin kurulması ve usuli hakların korunması hayati önem taşır. Nitelikli bir ceza avukatı, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında müvekkilinin haklarını savunarak adil bir yargılanma yapılmasını ve hak kayıplarının önlenmesini sağlar.

SONUÇ

TCK m. 86’da düzenlenen kasten yaralama suçu, manevi unsurun ve fiilin neticesinin tespiti bakımından özellik arz eden, uygulamada sıkça karşılaşılan bir suç tipidir. Yargılamanın her aşamasında, özellikle suç vasfının doğru belirlenmesi, delillerin eksiksiz toplanması ve ceza sorumluluğunu etkileyen hallerin titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Sunulan Yargıtay kararları, bu suç tipine ilişkin hukuki değerlendirmelerin ne denli detaylı ve somut olayın özelliklerine bağlı olduğunu açıkça göstermektedir. Bu nedenle, bu tür bir suçlama ile karşı karşıya kalan kişilerin profesyonel hukuki destek alması elzemdir.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Kasten Yaralama Suçunda Ceza Ne Kadar? | 2025 Güncel Cezalar

Kasten yaralama suçunun cezası, eylemin ağırlığına ve sonuçlarına göre kademeli bir yapı sergilemektedir. Suçun temel hali (TCK m. 86/1) için bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Eğer yaralama, basit bir tıbbi müdahale (BTM) ile giderilebilecek ölçüde hafif ise, mağdurun şikâyeti üzerine dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur (TCK m. 86/2). Ancak kanun, bazı nitelikli hallerde cezanın artırılmasını öngörmüştür. Örneğin, suçun silahla, üstsoya, eşe veya kardeşe karşı işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2017/364 E., 2020/465 K. sayılı kararında atıfta bulunulan 7242 sayılı Kanun değişikliği ile TCK m. 86/3’e eklenen “canavarca hisle” işlenme hali, cezanın bir kat artırılmasını gerektiren özel bir nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

Kasten Yaralama Davasında Nasıl Savunma Yapılır? | Avukat İpuçları

Kasten yaralama davalarında savunma stratejisi, dosyanın somut koşullarına göre titizlikle belirlenmelidir. Meşru müdafaa (TCK m. 25) ve haksız tahrik (TCK m. 29) en sık başvurulan savunma mekanizmalarıdır. Özellikle haksız tahrik, cezada önemli bir indirim sağlamaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2017/364 E., 2020/465 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için; tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı, fail bu fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisi altında suçu işlemelidir. Yargılamada ilk haksız hareketin kimden geldiğinin kesin olarak tespit edilemediği durumlarda ise “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği, sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmektedir. Ayrıca, Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 2023/2952 E., 2023/12102 K. sayılı kararında olduğu gibi, sanığın savunma hakkı kısıtlanarak (örneğin, usulsüz şekilde yokluğunda hüküm kurularak) karar verilmesi, kanuna mutlak aykırılık teşkil eder ve bozma nedenidir.

Kasten Yaralama Suçuna Karıştınız mı? | Hemen Ceza Avukatınıza Danışın

Kasten yaralama suçu isnadıyla karşı karşıya kalmanız durumunda, sürecin en başında bir ceza avukatına danışmanız hayati önem taşır. Soruşturma aşamasındaki bir ifade, yargılamanın seyrini tamamen değiştirebilir. Avukatınız, haklarınızı koruyacak, lehinize olan delillerin toplanmasını talep edecek ve en doğru savunma stratejisini belirleyerek adil bir yargılanma süreci geçirmenizi sağlayacaktır.

Basit ve Nitelikli Kasten Yaralama Arasındaki Farklar | Avukat Gözünden

Ayrımın temel noktası, eylemin sonuçlarının ağırlığı ve işleniş biçimidir. Basit kasten yaralama, genellikle BTM ile giderilebilen ve TCK m. 86/2 kapsamında kalan fiillerdir. Nitelikli kasten yaralama ise TCK m. 86/3’te sayılan hallerdir. Bunlar; suçun üstsoy, altsoy, eş veya kardeşe karşı; beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiye karşı; kamu görevi nedeniyle; kamu görevlisinin nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle veya silahla işlenmesidir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2016/194 E., 2020/260 K. sayılı kararında belirtildiği gibi, suçun silahla işlenmesinin nitelikli hal sayılmasının nedeni, “söz konusu aracın mağdurun yaşamı, vücut bütünlüğü ve özgürlüğü bakımından ortaya çıkardığı potansiyel tehlikedir.”

Kasten Yaralama Suçunda Şikayet Süresi ve Dava Zamanaşımı | Kritik Bilgiler

TCK m. 86/2 kapsamındaki basit kasten yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikâyetine bağlıdır. Mağdur, fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyet hakkını kullanmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Suçun TCK m. 86/1 veya m. 86/3’teki nitelikli hallerine girmesi durumunda ise suç, şikâyete tabi değildir ve savcılık tarafından re’sen soruşturulur. Dava zamanaşımı süresi ise suçun temel hali için 8 yıldır. Bu sürenin dolması, kamu davasının düşmesine neden olur. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2021/50 E., 2023/225 K. sayılı kararında, sanık hakkında verilen beraat hükmü, asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren suçta 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle bozulmuş ve davanın düşmesine karar verilmiştir.

Kasten Yaralama Yüzünden Hapis Cezası Alınır mı? | Hukuki Rehber

Evet, kasten yaralama suçundan hapis cezası alınması mümkündür. Özellikle suçun nitelikli hallerinde veya TCK m. 87 kapsamında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama durumlarında hapis cezası kaçınılmazdır. Ancak, TCK m. 86/2 kapsamındaki basit yaralama suçlarında kanun, hâkime hapis cezası veya adli para cezası arasında bir seçimlik hak tanımıştır. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2024/4108 E., 2024/3881 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, mahkemenin bu seçimlik yetkisini kullanırken gerekçesini kararda belirtmesi gerekir. Ayrıca, koşulları varsa, verilen hapis cezasının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) gibi kurumlar da uygulanabilir.

Ceza Avukatı Uyarıyor: Kasten Yaralama ve Sabıka Kaydı Etkileri

Kasten yaralama suçundan alınan ve kesinleşen bir mahkûmiyet kararı, adli sicil kaydına (sabıka kaydı) işlenir. Bu kayıt, kişinin kamu görevine girme, bazı meslekleri icra etme, silah ruhsatı alma gibi birçok konuda karşısına engel olarak çıkabilir ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyebilir. HAGB kararı ise, denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmediği takdirde adli sicile işlemez.

Mağdur Olarak Kasten Yaralama Davasında Haklarınız | Avukat Görüşü

Kasten yaralama suçunun mağduruysanız, kanun size önemli haklar tanımaktadır. Bunların başında şikâyet hakkı gelir. Ayrıca ceza davası sürecinde “katılan” sıfatıyla davaya müdahil olabilir; delil sunabilir, tanık dinletebilir, mahkemenin kararlarına karşı kanun yollarına başvurabilirsiniz. Bunun yanı sıra, suç nedeniyle uğradığınız maddi (tedavi masrafları, iş gücü kaybı vb.) ve manevi zararlarınızın tazmini için hukuk mahkemelerinde tazminat davası açma hakkınız da bulunmaktadır.

TCK 86 Kasten Yaralama: Vücutta İz Bırakma ve Ölüm Halleri

Kasten yaralama eyleminin neticesinde TCK m. 87’de sayılan ağır sonuçlar meydana gelirse, faile verilecek ceza önemli ölçüde artırılır. Bu durumlara “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” denir. Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevini yitirmesi, yüzünde sabit bir ize neden olunması veya hayati tehlike geçirmesi gibi haller bu kapsama girer. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2022/14980 E., 2023/1353 K. sayılı kararında sanığın eyleminin mağdurda hem kemik kırığına hem de yüzde sabit ize neden olması durumu ele alınmış, bu tür birden fazla ağır neticenin varlığının temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Eylemin ölüme yol açması durumunda ise ceza çok daha ağırlaşmaktadır (TCK m. 87/4).

Kasten Yaralama Davası Sonrası Hükümlülük ve Sicil Silinme Şartları

Mahkûmiyet kararı sonrası hükümlülük, cezanın infazı sürecini ifade eder. Cezanın infazı tamamlandıktan sonra, Adli Sicil Kanunu’nda belirtilen şartların ve sürelerin gerçekleşmesiyle adli sicil kaydının silinmesi talep edilebilir. Ancak, sicilin silinebilmesi için kişinin kanunda öngörülen süreler boyunca yeni bir suç işlememiş olması esastır. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2023/3128 E., 2023/6072 K. sayılı kararında, infaz tarihinden sonra yeni bir suç işleyen sanığın yasaklanmış hakların geri verilmesi (memnu hakların iadesi) talebinin reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu durum, sicilin silinmesi sürecindeki iyi hal şartının önemini göstermektedir.

Yorum yapın