MÖHUK m.1 Kapsam

Giriş

Avukat Fatih SEFER tarafından yazılan bu makale, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (MÖHUK) temelini oluşturan 1. maddesinin, Yüksek Mahkeme kararları, Bölge Adliye Mahkemesi içtihatları ve ilk derece mahkemesi uygulamaları ışığında kapsamlı bir analizini sunmak amacıyla hazırlanmıştır. Yargı kararları, 1. maddenin teorik çerçevesini ve milletlerarası özel hukukun çeşitli alanlarındaki pratik yansımalarını ortaya koymaktadır. Makalemiz, maddenin lafzından hareketle, kanunun uygulama alanını, temel ilkelerini, yargılama usulüne etkilerini ve uygulamada karşılaşılan sorunları, tecrübeli bir hukukçu perspektifiyle ve içtihatlardan alıntılarla destekleyerek detaylandırmaktadır.

5718 Sayılı MÖHUK m.1 Kapsam

5718 sayılı Kanun’un 1. maddesi, kanunun kapsamını ve uygulama alanını belirleyen temel normdur. Yargı kararlarında ortak bir şekilde vurgulandığı üzere bu madde, kanunun hangi durumlarda ve hangi konular için devreye gireceğini düzenleyen bir çerçeve hükümdür. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin (2021/1001 E., 2024/785 K.) kararında bu husus son derece net bir şekilde ifade edilmiştir:”5718 sayılı MÖHUK’un 1.maddesinde, Kanun’un uygulama alanı düzenlenmiş, anılan maddede, yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukukun, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, yabancı kararların tanınması ve tenfizinin bu kanunla düzenlendiği, Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu milletlerarası anlaşmaların özel hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir.

Bu düzenleme, MÖHUK’un üç temel fonksiyonunu ortaya koymaktadır:

  • Kanunlar İhtilafı Kuralları: Yabancılık unsuru taşıyan bir özel hukuk ilişkisinde, uyuşmazlığın esasına hangi devletin maddi hukukunun uygulanacağını belirleyen kuralları içerir.
  • Milletlerarası Usul Hukuku (Yetki): Yabancı unsurlu bir davada Türk mahkemelerinin yargı yetkisinin bulunup bulunmadığını düzenler.
  • Milletlerarası Usul Hukuku (Tanıma ve Tenfiz): Yabancı mahkemeler veya hakem heyetleri tarafından verilen kararların Türkiye’de ne şekilde hukuki geçerlilik kazanacağını ve icra edileceğini belirler.

Milletlerarası Özel Hukukun Kapsamı ve Uygulama Alanı

Milletlerarası özel hukukun kapsamı, 1. maddede çizilen bu üç temel alandan oluşur. Uygulama alanı ise “yabancılık unsuru” taşıyan tüm özel hukuk işlem ve ilişkileridir. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin (2024/6164 E., 2024/7286 K.) kararında bu süreç metodolojik olarak şöyle açıklanmıştır:

Yabancı unsuru taşıyan bir davada milletlararası özel hukuk kuralları gereğince, öncelikle milletlerarası yetki kurallarının tartışılarak, yargılama yetkisine hangi devlet yargısının sahip olduğunun belirlenmesi, yargı yetkisi belirlendikten sonra da kanunlar ihtilafı kuralları gereğince hangi devletin hukuk kurallarının uygulanacağının tartışılması gerekmektedir.

Bu kapsam, sözleşmelerden haksız fiillere, aile hukukundan miras hukukuna, ticari uyuşmazlıklardan iş hukukuna kadar özel hukukun tüm alanlarını kapsar. Önemli olan, uyuşmazlığın salt bir iç hukuk meselesi olmaktan çıkıp birden fazla hukuk düzeniyle irtibatlı hale gelmesidir.

Usul Hukuku Bakımından Kanunun Getirdiği Temel İlkeler

MÖHUK’un 1. maddesi, usul hukuku bakımından birçok temel ilkenin kaynağını oluşturur:

  • Lex Fori (Mahkemenin Hukuku) İlkesi: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin (2022/831 E., 2023/41 K.) kararında belirtildiği üzere, “Özel hukuka ilişkin uyuşmazlıklarda kendisine başvurulan mahkeme takip edilecek usul kuralları bakımından, tarafların vatandaşı veya yabancı olduğuna bakmadan kendi hükümlerini uygulamak zorundadır (lex fori)“. Bu ilke uyarınca, davanın açılması, tebligat, delillerin toplanması gibi usuli işlemler Türk Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre yürütülür.
  • Milletlerarası Yetki Kurallarının Belirlenmesi: Kanun, Türk mahkemelerinin uluslararası yetkisini iç hukuktaki yer itibariyle yetki kurallarına bağlamış (MÖHUK m. 40) ve taraflara belirli şartlarda yetki sözleşmesi yapma imkanı tanımıştır (MÖHUK m. 47).
  • Hakimin Re’sen Araştırma ve Uygulama Yükümlülüğü: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin (2018/3313 E., 2020/2354 K.) kararında vurgulandığı gibi, “hakim, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygular.” Bu, usul hukukumuzun en temel ilkelerinden biridir.

Yabancılık Unsuru Nedir? 1. Madde ile Bağlantısı

Yabancılık unsuru, bir hukuki ilişkiyi birden fazla devletin hukuk düzeniyle irtibatlandıran her türlü olgudur ve MÖHUK’un 1. madde uyarınca uygulanabilmesinin “tetikleyici” mekanizmasıdır. Hukuk Genel Kurulu’nun (2023/4 E., 2023/428 K.) kararında bu unsur, “bir hukukî işlemi veya ilişkiyi ya da olayı birden fazla devletin hukuku ile irtibatlı hâle getiren unsur” olarak tanımlanmıştır. İncelenen kararlarda yabancılık unsuruna şu örnekler verilmiştir:

  • Taraflardan birinin veya her ikisinin yabancı uyruklu olması (Yargıtay 2. HD, 2022/3764 E., 2022/5114 K.).
  • Sözleşmenin ifa yerinin yabancı bir ülke olması (Ankara BAM 20. HD, 2021/965 E., 2021/998 K.).
  • Taşımayı yapan geminin yabancı bayraklı olması veya yüklemenin yabancı bir limanda yapılması (Adana BAM 9. HD, 2023/2069 E., 2024/1027 K.).
  • Uyuşmazlığın yabancı bir tahkim merciinde çözümlenmesi (Bakırköy 8. ATM, 2024/855 E., 2024/316 K.).

Hangi Uyuşmazlıklarda 5718 Sayılı Kanun Uygulanır?

5718 sayılı Kanun, yukarıda tanımlanan “yabancılık unsuru”nu taşıyan tüm özel hukuk uyuşmazlıklarında uygulanır. İncelenen kararlardan derlenen örnekler şunlardır:

  • Uluslararası mal satımı ve taşımacılığından (deniz, hava, kara) kaynaklanan ticari davalar.
  • Yabancı unsurlu iş sözleşmelerinden doğan alacak davaları.
  • Yabancıların taraf olduğu boşanma, velayet, nafaka ve soybağı gibi aile hukuku davaları.
  • Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının Türkiye’de tanınması ve tenfizi talepleri.
  • Yurt dışında işlenen haksız fiillerden kaynaklanan tazminat davaları.
  • Yabancı unsurlu miras uyuşmazlıkları.

Kanunlar İhtilafı Kuralları Bu Maddede Nasıl Yer Alır?

Birinci madde, kanunlar ihtilafı kurallarını doğrudan düzenlemez ancak bu kuralların uygulanacağı alanı, yani “yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukuku belirleyerek bu kurallar sisteminin kapısını açar. İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin (2019/406 E., 2019/945 K.) kararında bu işlev şöyle açıklanmıştır:

MÖHUK. hükümleri bilindiği üzere yabancılık unsuru taşıyan hukuki ilişkilerde hangi devletin maddi hukuk hükümlerinin uygulanacağını gösterir nitelikte olup uyuşmazlığın esasını bizzat çözümlemeyip bu noktada öncelikle bu uyuşmazlığı çözecek olan yetkili maddi hukuk kurallarını açıklar.

Birinci madde, hakimi MÖHUK’un 4. ila 39. maddeleri arasında yer alan ve uyuşmazlığın türüne göre (sözleşme, haksız fiil, boşanma vb.) uygulanacak hukuku gösteren özel bağlama kurallarına yönlendirir.

Yargılama Usulüne Etkisi: Yetki, Tebligat ve Delil Toplama

MÖHUK 1. maddenin yargılama usulüne etkisi çok yönlüdür:

  • Yetki: En doğrudan etkisidir. Yabancı unsurlu bir davada mahkeme, yetkisini MÖHUK’un 40. ve devamı maddelerine göre belirler. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin (2024/2508 E., 2025/92 K.) kararında olduğu gibi, tarafların geçerli bir yetki sözleşmesiyle yabancı bir mahkemeyi yetkili kılması, Türk mahkemelerinin yetkisini ortadan kaldırabilir.
  • Tebligat: Tebligat işlemleri kural olarak Türk usul hukukuna (lex fori) tabidir. Ancak tanıma ve tenfiz davalarında, yabancı mahkemede yapılan tebligatın o ülke hukukuna uygun olup olmadığı önem kazanır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin (2022/468 E., 2022/790 K.) kararında, Litvanya usul hukukuna göre yapılan tebligatın geçerli kabul edilmesi bu duruma örnektir.
  • Delil Toplama: Delillerin toplanması ve değerlendirilmesi de Türk usul hukukuna tabidir. Ancak İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin (2022/808 E., 2024/240 K.) kararında belirtildiği gibi, “tanınmamış ve tenfiz edilmemiş olsa bile Fransız mahkeme kararlarının Türk mahkemesinde açılan davada takdiri delil olarak kullanılabileceği” kabul edilmiştir. Bu, yabancı unsurlu davalarda delil sisteminin esnek yorumlanabildiğini gösterir.

MÖHUK 1. Maddenin Tanıma ve Tenfize Etkisi Var mıdır?

Evet, 1. maddenin tanıma ve tenfize doğrudan ve temel bir etkisi vardır. Madde, “yabancı kararların tanınması ve tenfizinin bu Kanunla düzenlendiğini” açıkça belirterek, bu hukuki müessesenin yasal zeminini oluşturur. Yabancı bir mahkeme veya hakem kararının Türkiye’de icra edilebilmesi için açılan bir tenfiz davası, doğası gereği yabancılık unsuru taşıdığından doğrudan 1. maddenin kapsamına girer. Ayrıca, maddenin 1/2. fıkrası uyarınca, Türkiye’nin taraf olduğu New York Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmalar, MÖHUK’un genel tanıma ve tenfiz hükümlerinden (m. 50-63) önce gelir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin (2025/1134 E., 2025/1298 K.) kararında bu hiyerarşi, “Bu düzenlemeye göre MÖHUK hükümlerinin ve New York Sözleşmesi’nin yarıştığı durumlarda Sözleşme hükümleri uygulanmalıdır.” şeklinde somutlaştırılmıştır.

Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Yorum Farklılıkları

İncelenen kararlar, uygulamada çeşitli sorunlar ve yorum farklılıkları yaşandığını göstermektedir:

  • Yabancı Hukukun İçeriğinin Tespiti: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin (2022/5945 E., 2023/6125 K.) kararında görüldüğü üzere, hakimin re’sen uygulamakla yükümlü olduğu yabancı hukukun içeriğinin tespiti, uygulamada ciddi zorluklara yol açabilmektedir. Bilirkişi raporlarının yetersizliği veya adli yardımlaşma taleplerinin sonuçsuz kalması, yargılamaların uzamasına neden olmaktadır.
  • Kamu Düzeni Müdahalesinin Sınırları: Yabancı hukukun veya yabancı bir kararın Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığı, en tartışmalı alanlardan biridir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin (2024/15143 E., 2025/2340 K.) kararındaki karşı oy yazısı, Belarus hukukundaki 3 aylık zamanaşımı süresinin hak arama özgürlüğünü kısıtlayarak kamu düzenine aykırı olduğu yönündeki görüşle, bu konudaki yorum farklılığını net bir şekilde ortaya koymaktadır.
  • Hukuk Seçimi ve Doğrudan Uygulanan Kurallar: Hukuk Genel Kurulu’nun (2023/4 E., 2023/428 K.) kararında, tarafların seçtiği yabancı hukuka karşı Türk İş Hukukunun “doğrudan uygulanan kurallar” olduğu ve kamu düzeni mülahazalarıyla bu seçimin göz ardı edilmesi gerektiği yönündeki karşı oy, bu alandaki temel bir doktrinel tartışmayı yansıtmaktadır.

Türk Mahkemelerinin Uluslararası Yetkisi 1. Madde Kapsamında Nasıl Belirlenir?

MÖHUK 1. madde, “Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin bu kanunla düzenlendiğini” belirterek genel çerçeveyi çizer. Bu çerçevenin nasıl doldurulacağını ise MÖHUK’un 40. ve devamı maddeleri düzenler. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin (2016/1960 E., 2016/9078 K.) kararında da belirtildiği gibi, milletlerarası yetki, kanunlar ihtilafı kurallarından ayrı bir konudur. Temel kural, MÖHUK m. 40 uyarınca “Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları belirler.” (İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/406 E., 2019/945 K.). Bu genel kuralın yanında, Türk vatandaşlarının taraf olduğu kişi halleri davaları (m. 41), miras davaları (m. 43) gibi özel yetki kuralları ve tarafların iradesine dayanan yetki sözleşmeleri (m. 47) de yetkinin belirlenmesinde rol oynar.

Hakimlerin Re’sen Uygulaması Gereken Kurallar Nelerdir?

MÖHUK 1. maddenin çizdiği çerçeve içinde hakimlerin re’sen uygulaması gereken temel kurallar şunlardır:

  • Yabancılık Unsurunun Tespiti: Hakim, önüne gelen bir davada yabancılık unsuru olup olmadığını re’sen araştırmak zorundadır.
  • Uluslararası Sözleşmelerin Önceliği: MÖHUK m. 1/2 uyarınca, uyuşmazlığa uygulanabilecek ve Türkiye’nin taraf olduğu bir uluslararası sözleşme olup olmadığını re’sen tespit edip öncelikle uygulamalıdır.
  • Kanunlar İhtilafı Kurallarının Uygulanması: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin (2008/13706 E., 2009/16045 K.) kararında belirtildiği gibi, “Hakim, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku res’en uygulamak zorundadır“.
  • Yetki Kuralları: Yetki, bir dava şartı olduğundan, mahkeme milletlerarası yetkisinin bulunup bulunmadığını re’sen gözetir.
  • Kamu Düzeni Denetimi: Gerek yabancı hukukun uygulanmasında (m. 5) gerekse tanıma ve tenfiz davalarında (m. 54/c), kamu düzenine aykırılık olup olmadığını re’sen denetler.

MÖHUK 1. Maddenin Işığında Yabancı Unsurlu Sözleşmelere Yaklaşım

MÖHUK 1. madde, yabancı unsurlu bir sözleşmenin MÖHUK kapsamına girdiğini tespit ettikten sonra, çözüm için kanunun ilgili özel hükümlerine (m. 24 vd.) yönlendirme yapar. Temel yaklaşım, tarafların irade serbestisine ve seçtikleri hukuka öncelik tanımaktır (MÖHUK m. 24). Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin (2022/5945 E., 2023/6125 K.) kararında, tarafların sözleşmede İngiltere hukukunu seçmiş olmaları karşısında, mahkemenin bu seçimi göz ardı ederek başka bir hukuk uygulamasının bozma sebebi sayılması, bu ilkenin önemini göstermektedir. Tarafların bir hukuk seçimi yapmadığı durumlarda ise, sözleşmeyle en sıkı ilişkili hukuk uygulanır.

Milletlerarası Özel Hukukta 1. Maddenin Önemi ve Eleştiriler

MÖHUK 1. maddenin önemi, milletlerarası özel hukukun tüm alanına bir giriş kapısı olması ve hukuki öngörülebilirliği sağlamasından kaynaklanır. Kanunun ne zaman ve hangi konularda uygulanacağını net bir şekilde belirleyerek keyfiliğin önüne geçer. Özellikle uluslararası sözleşmelere yaptığı atıf, Türk hukukunun uluslararası hukukla uyumunu temin eden en önemli mekanizmadır. İncelenen kararlarda maddeye yönelik doğrudan bir eleştiri yer almamakla birlikte, uygulamasından kaynaklanan sorunlar dolaylı eleştiriler olarak görülebilir. Özellikle “yabancılık unsuru” kavramının kanunda net bir tanımının olmaması, zaman zaman yorum farklılıklarına yol açabilmektedir. Ayrıca, kanunun sistematiğinin (yetki kuralları ile kanunlar ihtilafı kurallarının ayrımı gibi) ilk derece mahkemelerince her zaman doğru anlaşılamadığı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin (2016/1960 E., 2016/9078 K.) kararında olduğu gibi, bu kuralların birbirine karıştırılabildiği görülmektedir.

Yabancıların Türkiye’de Açtığı Davalarda MÖHUK 1. Maddenin Rolü

Yabancıların Türkiye’de açtığı davalarda 1. maddenin rolü, bu davaların hukuki rejimini belirlemektir. Bir yabancının taraf olması, davaya doğrudan “yabancılık unsuru” kattığı için MÖHUK’un 1. madde uyarınca uygulanması zorunlu hale gelir. Bu noktadan sonra mahkeme;

  • Milletlerarası yetkisinin olup olmadığını MÖHUK m. 40 vd. göre belirler.
  • Uyuşmazlığın esasına hangi hukukun uygulanacağını MÖHUK’un ilgili kanunlar ihtilafı kurallarına göre tespit eder.
  • Yargılama usulünde Türk hukukunu (lex fori) uygular.
  • Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin (2021/55 E., 2024/617 K.) kararında görüldüğü gibi, MÖHUK m. 48 uyarınca yabancı davacıdan teminat istenip istenmeyeceği gibi özel usuli konuları da bu kanun çerçevesinde değerlendirir.

Kanunun 1. Maddesi Işığında Uygulama Örnekleri ve İçtihatlar

Kararlarda tespit ettiğimiz MÖHUK 1. maddenin uygulanmasına dair önemli içtihatlar:

  • Uluslararası Sözleşmelerin Önceliği: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi (2020/121 E., 2021/220 K.), uluslararası hava taşımacılığına ilişkin bir davada, 1. maddenin yönlendirmesiyle doğrudan Montreal Konvansiyonu’nu uygulamıştır. Benzer şekilde, Anayasa Mahkemesi de (B.N: 2016/4887) bir kara taşımacılığı uyuşmazlığında CMR Konvansiyonu’nun öncelikli olduğunu belirtmiştir.
  • Yetki Sözleşmesinin Üstünlüğü: Adana Bölge Adliye Mahkemesi (2023/2069 E., 2024/1027 K.), konişmentoda yer alan ve İngiltere mahkemelerini yetkili kılan yetki şartını MÖHUK m. 47 uyarınca geçerli kabul ederek Türk mahkemelerinin yetkisizliğine karar vermiştir.
  • Kamu Düzeni Sebebiyle Yabancı Hukukun Uygulanmaması: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi (2022/3764 E., 2022/5114 K.), tarafların müşterek milli hukukunun kadın-erkek eşitliğine aykırı olması nedeniyle “Türk kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur” tespitiyle bu hukuku uygulamamış ve yerine Türk hukukunu ikame etmiştir.
  • Re’sen Araştırma Yükümlülüğünün İhlali: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin (2014/16187 E., 2015/523 K.) kararında, yerel mahkemenin yabancı uyruklu tarafların müşterek milli hukukunu araştırmadan doğrudan Türk hukukuna göre boşanma kararı vermesi, 1. maddenin ruhuna aykırı bulunarak bozma sebebi sayılmıştır.

Sonuç

5718 sayılı MÖHUK’un 1. maddesi, kanunun sadece bir başlangıç hükmü olmayıp, milletlerarası özel hukukun temel felsefesini, kapsamını ve metodolojisini ortaya koyan kurucu bir normdur. Yargı kararları, bu maddenin yabancılık unsuru taşıyan bir uyuşmazlıkla karşılaşan hakime bir yol haritası sunduğunu göstermektedir. Bu yol haritası, hakimi öncelikle uluslararası sözleşmeleri gözetmeye, ardından kanunun yetki ve kanunlar ihtilafı kurallarını re’sen uygulamaya ve son olarak yabancı kararların tanınması ve tenfizi gibi usuli müesseseleri işletmeye yönlendirmektedir. Milletlerarası yönü olan uymazlıkların tarafı olan kişilerin uzman bir avukattan hukuki destek çok faydalı olacaktır.

Maddenin lafzı ve ruhu, Türk mahkemelerinin uluslararası hukuki ilişkilere saygı göstermesini, ancak bunu yaparken Türk kamu düzeni gibi temel değerlerden taviz vermemesini temin eden hassas bir denge üzerine kuruludur. Uygulamada karşılaşılan yorum farklılıkları ve zorluklara rağmen, 1. madde, milletlerarası özel hukuk alanında hukuki güvenliğin ve öngörülebilirliğin teminatı olmaya devam etmektedir.

Yorum yapın