Sağlık İçin Tehlikeli Madde Temini Suçu

TCK 194: Sağlık İçin Tehlikeli Madde Temini Suçu Nedir? Hukuki Tanımı ve Niteliği

TCK m. 194, “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiş olup, toplum sağlığını korumayı amaçlayan genel bir tehlike suçudur. Madde metni, “sağlık için tehlike oluşturabilecek maddeleri” temin etme, verme veya kullanıma sunma eylemlerini cezalandırmaktadır. Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2023/3435 E., 2024/18767 K. sayılı kararında belirtildiği gibi, bu suçun TCK’nın “Topluma karşı suçlar” kısmında düzenlenmesi, mağdurunun doğrudan toplumun geneli olduğunu göstermektedir. Suçun oluşması için maddenin temini yeterli olup, somut bir zararın doğması aranmaz.

Bu Suçun Benzer Suçlarla Farkları ve Karşılaştırmalı Değerlendirmesi

Uygulamada bu suç, TCK 187 (Zehirli madde katma) ve TCK 188 (Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti) ile karıştırılabilmektedir.

  • Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Suçlarından Farkı: En temel ayrım, suçun konusunu oluşturan maddenin niteliğindedir. TCK 194, uyuşturucu veya uyarıcı madde niteliği taşımayan ancak sağlık için tehlike oluşturan maddeleri kapsar. Uyuşturucu veya uyarıcı maddeler söz konusu olduğunda, TCK’daki özel hükümler (m. 188 vd.) uygulanır. Bu durum, madde gerekçesinde açıkça belirtilmiştir:Ancak, belirtilmelidir ki, bağımlılık etkisi yapan uyuşturucu veya uyarıcı maddeler açısından, bu Bölümde tanımlanan bu hususa ilişkin özel suç hükümleri uygulanır.
  • Zehirli Madde İmal ve Ticareti Suçundan (TCK m. 193) Farkı: TCK 193, bizatihi “zehirli” nitelikte olan ve üretimi, satışı izne tabi maddeleri konu alırken; TCK 194 daha genel bir ifadeyle “sağlık için tehlikeli olabilecek” maddeleri kapsamaktadır. TCK m. 194’te düzenlenen, suçun maddi konusu, üretilmesi, bulundurulması veya satılması izne bağlı olan ‘sağlık için tehlikeli olabilecek maddelerdir.’ ‘Sağlık için tehlikeli maddeler olabilecek maddeler’ ile ifade edilmek istenen husus, Alkollü içkiler, tütün ürünleri gibi sağlık açısından tehlike oluşturabilecek her nevi maddedir.

Fail, Fiil, Mağdur, Suçun Konusu ve Manevi Unsur (Kast-Taksir) Açısından İnceleme

  • Fail: Herkes bu suçun faili olabilir.
  • Fiil: Suçun maddi unsuru, seçimlik hareketli bir fiildir: “vermek” veya “tüketimine sunmak”. Maddenin mağdura fiziken teslim edilmesi “vermek” hareketini, mağdurun maddeyi tüketebileceği bir ortam veya imkân sağlamak ise “tüketimine sunmak” hareketini oluşturur.
  • Mağdur: TCK 194, mağdur kitlesini sınırlı olarak saymıştır. Bu suçun mağduru yalnızca;
    • Çocuklar (18 yaşını doldurmamış kişiler),
    • Akıl hastaları,
    • Uçucu madde kullananlar olabilir. Bu gruplar dışındaki bir kişiye sağlık için tehlikeli madde temin edilmesi bu suçu oluşturmaz, ancak başka kanunlar kapsamında idari yaptırım konusu olabilir.
  • Suçun Konusu: Sağlık için tehlike oluşturabilecek nitelikteki her türlü maddedir. Bu kategoriye, uyuşturucu veya uyarıcı sayılmayan ancak sağlığa zararlı olan her türlü madde girebilir. Bu suçun konusu, alkollü içki ve tütün mamülleri gibi, sağlık için tehlikeli olan her çeşit maddedir. Bu bakımdan, insanda bağımlılık yaratması ve sağlık için tehlikeli olması dolayısıyla tiner gibi kimsayal maddeler de bu suçun konusunu oluşturur.
  • Manevi Unsur: Bu suç, ancak kasten işlenebilir. Failin, temin ettiği maddenin sağlık için tehlikeli olduğunu bilmesi ve bu eylemi isteyerek gerçekleştirmesi gerekir. Taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Suçun Neticesi ve Uygulanacak Ceza Üzerindeki Etkisi

Suçun temel hali için TCK 194/1’de öngörülen ceza, altı aydan bir yıla kadar hapistir. Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2023/3435 E., 2024/18767 K. sayılı kararında atıf yapılan yerel mahkeme kararında sanığın 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı görülmektedir. Bu durum, kısa süreli hapis cezalarının adli para cezasına çevrilebildiğini göstermektedir. Suçun neticesinde ortaya çıkan tehlikenin yoğunluğu, temel cezanın belirlenmesinde (TCK m. 61) dikkate alınır.

Cezanın Belirlenmesi: HAGB ve Erteleme Kararları Mümkün mü?

Evet, TCK 194 suçundan verilen ceza miktarı itibarıyla koşulları oluştuğunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) veya cezanın ertelenmesi kararları verilebilir. Nitekim, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin 2017/1112 E., 2017/1691 K. sayılı kararında, sanığa verilen ceza hakkında sabıkasız oluşu ve tutumu nedeniyle HAGB kararı uygulanmıştır. Ancak, Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin 2019/6588 E., 2020/1504 K. sayılı kararında, sanığın adli sicil kaydının HAGB kararı verilmesine engel olup olmadığının titizlikle değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Cezayı Artıran Nitelikli Haller TCK 194’te Nelerdir?

TCK 194 maddesinde özel olarak düzenlenmiş bir nitelikli hal bulunmamaktadır. Ancak, eylemin birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümleri (TCK m. 43) gündeme gelebilir. Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2020/17468 E., 2021/6242 K. sayılı kararında, sanığın birden fazla çocuğa alkollü içecek temin ettiğine dair delil bulunmadığı halde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması hukuka aykırı bulunarak bozma nedeni sayılmıştır.

Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Hukuki Nedenler

TCK’daki genel hükümler (yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, zorunluluk hali, meşru savunma vb.) bu suç için de geçerlidir ve ceza sorumluluğunu kaldırabilir veya azaltabilir. Örneğin, bir hekimin tıbbi bir zorunluluk kapsamında, tedavi amacıyla ve kontrollü bir şekilde akıl hastası bir bireye sağlık açısından risk taşıyabilecek bir ilacı vermesi, görevin ifası kapsamında bir hukuka uygunluk nedeni (TCK m. 24) teşkil edebilir. Benzer şekilde, TCK m. 26’da düzenlenen hakkın kullanılması da (örneğin, yasalara uygun olarak ruhsatlı bir şekilde tütün mamulü satan bir bayinin, alıcının çocuk olduğunu bilmemesi ve bilebilecek durumda olmaması) kastı ortadan kaldıracağı için ceza sorumluluğunu etkileyebilir.

Teşebbüs ve Gönüllü Vazgeçme: Bu Suçta Uygulanabilir mi?

Teşebbüs (TCK m. 35): Bu suç, teşebbüse elverişlidir. Failin, maddeyi mağdura vermek üzere harekete geçip elinde olmayan nedenlerle (örneğin, bir başkasının engellemesi) fiili tamamlayamaması halinde suç teşebbüs aşamasında kalır. Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2019/7043 E., 2020/1347 K. sayılı kararında, sanığın suç konusu sigarayı ceza infaz kurumundaki bir koğuşa atmak isterken yanlışlıkla başka bir koğuşun bahçesine atması ve yakalanması eylemi, teşebbüs aşamasında kalmış bir fiil olarak kabul edilmiştir. Bu kararda, “…eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı belirtilmiştir. Bu durumda, TCK’nın 35. maddesi uyarınca cezada indirim yapılması gerekmektedir.” denilerek teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiği açıkça ifade edilmiştir.

  • Gönüllü Vazgeçme (TCK m. 36): Fail, suçu işlemekten kendi iradesiyle vazgeçerse, gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanabilir. Örneğin, çocuğa alkol vermek üzereyken pişman olup bu eyleminden vazgeçen kişi, tamamlanmış suçtan sorumlu tutulmaz.

Suça İştirak Eden Kişilerin Hukuki Durumu ve Cezai Sorumluluğu

Suça iştirak (azmettirme, yardım etme, müşterek faillik) TCK’nın genel hükümlerine tabidir. Suça katılan her bir kişi, suça katkısı oranında sorumlu tutulur.

TCK’nın iştirake ilişkin genel hükümleri (m. 37-41) bu suç için de geçerlidir.

  • Müşterek Faillik: Suçu birlikte işleyenler (örneğin, bir kişinin maddeyi temin edip diğerinin çocuğa vermesi) müşterek fail olarak sorumlu tutulur.
  • Azmettirme: Mağdura bu maddeyi vermesi için bir başkasını azmettiren kişi, azmettiren olarak cezalandırılır.
  • Yardım Etme: Suçun işlenmesine yardım eden (örneğin, failin maddeyi saklamasına yardımcı olan) kişi, yardım eden sıfatıyla daha az bir cezaya çarptırılır.

Sağlık İçin Tehlikeli Madde Suçunda İçtima Kuralları

  • Fikri İçtima (TCK m. 44): Fail, tek bir fiil ile birden fazla farklı suçu işlerse, en ağır cezayı gerektiren suçtan sorumlu tutulur. Ancak TCK 194’ün, uyuşturucu madde suçları gibi daha ağır suçlar karşısında tali (ikincil) norm niteliğinde olduğu unutulmamalıdır. Eğer temin edilen madde aynı zamanda uyuşturucu ise, TCK 188 uygulanır, TCK 194’ten ayrıca ceza verilmez.
  • Zincirleme Suç (TCK m. 43): Failin, aynı suç işleme kararıyla, aynı mağdura karşı farklı zamanlarda birden fazla kez bu suçu işlemesi halinde (örneğin, aynı çocuğa her gün sigara satması) zincirleme suç hükümleri uygulanarak cezası artırılır.

Failin tek bir fiil ile birden fazla suçu işlemesi halinde fikri içtima (TCK m. 44) kuralları uygulanır. Örneğin, temin edilen madde ile aynı zamanda kasten yaralama suçu işlenirse, en ağır cezayı gerektiren suçtan ceza verilir.

Etkin Pişmanlık Hükümleri Bu Suçta Geçerli midir?

Hayır, TCK 194 suçu için kanunda özel bir etkin pişmanlık hükmü (TCK m. 192’de olduğu gibi) düzenlenmemiştir. Etkin pişmanlık, kanunda açıkça öngörülen suçlar için uygulanabilen bir ceza indirimi nedenidir. Bu nedenle, failin suç tamamlandıktan sonra pişmanlık göstermesi, yalnızca TCK m. 62 kapsamında takdiri indirim nedeni olarak mahkeme tarafından değerlendirilebilir, ancak yasal bir zorunluluk taşımaz.

Soruşturma Süreci: Polis ve Savcılık Aşamasında Neler Yaşanır?

  • Polis Aşaması: Kolluk kuvvetleri, olaya ilişkin delilleri (güvenlik kamerası kayıtları, tanık beyanları, suça konu madde vb.) toplar, şüphelinin ve tanıkların ifadelerini alır ve bir fezleke düzenleyerek dosyayı Cumhuriyet Savcılığı’na gönderir.
  • Savcılık Aşaması: Cumhuriyet Savcısı, soruşturmayı yönetir. Gerekli görürse ek delil toplanmasını isteyebilir. Toplanan delillerin suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturduğu kanaatine varırsa, şüpheli hakkında TCK 194’ten bir iddianame düzenleyerek ceza davası açar.

Suç şüphesinin öğrenilmesi üzerine Cumhuriyet savcısı tarafından re’sen soruşturma başlatılır. Polis ve savcılık delilleri toplar, şüpheli ve tanıkların ifadelerini alır. Bu aşamada arama, el koyma gibi koruma tedbirlerine başvurulabilir.

Ceza Davası Nasıl Açılır? Delil ve Şikayet Şartı Var mı?

  • Şikayet Şartı: Yukarıda belirtildiği gibi, bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması için mağdurun veya bir başkasının şikâyeti aranmaz. Kamu adına takip edilen bir suçtur. Soruşturma re’sen yürütülür ve yeterli şüpheye ulaşılması halinde Cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabulü ile ceza davası açılır.
  • Deliller: Davada kullanılabilecek deliller arasında; tanık beyanları, mağdurun ve sanığın ifadeleri, suça konu maddenin niteliğini belirleyen uzman raporları, güvenlik kamerası görüntüleri, sanığın maddeyi temin ettiğine dair belgeler (fiş, fatura vb.) yer alabilir.

Kovuşturma Süreci: Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangisidir?

  • Görevli Mahkeme: TCK 194 suçu için öngörülen cezanın üst sınırı on yıldan az olduğu için, bu davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi‘dir.
  • Yetkili Mahkeme: Ceza Muhakemesi Kanunu’nun genel kuralı uyarınca yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer mahkemesidir.

Suçun ve Cezanın İspatı: Yargıtay Kararları ve Uygulamada Örnekler

  • Suçun ispatı, her türlü hukuka uygun delille mümkündür. Ancak Yargıtay, mahkûmiyet için kesin ve inandırıcı delillerin varlığını aramaktadır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2021/17530 E., 2024/1406 K. sayılı kararında, sanığın katılanlara “bally” temin ettiğine dair şüpheden uzak, kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
  • Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2017/6628 E., 2019/8458 K. sayılı kararında, mağdurun alkol kullanımı nedeniyle sağlığının tehlikeye girip girmediğine dair hastane kayıtları araştırılmadan, eksik araştırma ile hüküm kurulması bozma nedeni sayılmıştır.
  • Yargıtay bir kararında, sanığın ruhsatsız olarak üretip satışa arz ettiği üründe ilaç etken maddesi olan “kinidin” kullandığının tespit edildiği bir olayı değerlendirmiştir. İlk derece mahkemesi, sanığı TCK 194/1 uyarınca “sağlık için tehlikeli madde temin etme” suçundan mahkûm etmiştir. Ancak Yargıtay, bu kararı bozmuştur. Yargıtay’a göre, sanığın eylemi TCK 194 kapsamında genel bir tehlikeli madde temini değil, daha özel bir düzenleme olan 1262 sayılı Kanun’un 19. maddesi kapsamında “ruhsatsız ilaç satma” suçunu oluşturmaktadır. Bu nedenle hükmü kaldırarak, sanığın özel kanun uyarınca cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir Yargıtay 10. Ceza Dairesi, E. 2014/3702, K. 2018/142.

Bu kararlar, ispat standardının yüksek tutulması ve suçun unsurlarının somut delillerle ortaya konulması gerektiğini göstermektedir. Ayrıca bir ceza avukatının savunmada dikkat etmesi gereken en temel noktalardan birini göstermektedir: Fiilin, genel bir suç tanımından önce, daha özel bir kanun hükmü kapsamına girip girmediğinin tespiti.

Ceza İnfazı: Bu Suçta Güvenlik Tedbirleri ve Tüzel Kişilere Uygulama

Kesinleşen hapis veya adli para cezası, İnfaz Kanunu hükümlerine göre yerine getirilir. Suçun işlenmesiyle ilgili olarak TCK m. 54 uyarınca eşya müsaderesi gibi güvenlik tedbirlerine hükmedilebilir. Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, TCK m. 60 uyarınca tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri (iznin iptali, müsadere) uygulanabilir.

  • Ceza İnfazı: TCK 194’ten verilen kısa süreli hapis cezaları, koşulları varsa TCK m. 50 uyarınca adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilebilir.
  • Güvenlik Tedbirleri: Suçun bir mesleğin veya sanatın icrası kapsamında işlenmesi halinde (örneğin, bir bakkalın sürekli olarak çocuklara alkol satması), TCK m. 53/1 uyarınca sanığın bu mesleği icra etmekten yasaklanması gibi güvenlik tedbirlerine hükmedilebilir.
  • Tüzel Kişilere Uygulama (TCK m. 60): Eğer bu suç, bir tüzel kişinin (şirket, dernek vb.) faaliyeti çerçevesinde ve onun yararına işlenmişse (örneğin, bir marketin kârını artırmak için sistematik olarak çocuklara sigara satması), o tüzel kişi hakkında iznin iptali veya müsadere gibi güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

Dava ve Ceza Zaman Aşımı Süreleri TCK 194 Kapsamında Ne Kadardır?

  • Dava Zamanaşımı (TCK m. 66): TCK 194 suçunun cezasının üst sınırı 1 yıl hapis olduğundan, TCK m. 66/1-e bendi uyarınca suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içinde dava açılmazsa, dava açma hakkı düşer.
  • Ceza Zamanaşımı (TCK m. 68): Mahkûmiyet hükmü kesinleştikten sonra cezanın infazı için de bir süre öngörülmüştür. TCK m. 68/1-e bendi uyarınca, 5 yıla kadar olan hapis cezaları için ceza zamanaşımı süresi 10 yıldır.

Ceza Avukatı ile Çalışmak Neden Önemlidir? Hak Kayıplarını Önleyin

TCK 194 suçu, basit gibi görünse de ciddi hukuki nüanslar içeren bir suç tipidir. Bir ceza avukatı ile çalışmak şu nedenlerle hayati önem taşır:

  • Doğru Hukuki Vasıflandırma: Yargıtay kararında görüldüğü gibi, eylemin TCK 194 mü yoksa başka özel bir kanun kapsamına mı girdiği tespiti, cezanın türünü ve miktarını tamamen değiştirebilir.
  • Manevi Unsurun Tespiti: Suçun ancak kasten işlenebileceği gözetildiğinde, sanığın kastının varlığını veya yokluğunu ispatlamak, davanın sonucunu doğrudan etkiler.
  • Lehe Olan Hükümlerin Uygulanması: HAGB, erteleme, seçenek yaptırımlar gibi sanık lehine olan kurumların koşullarının oluşup oluşmadığını tespit etmek ve mahkemeden bu yönde talepte bulunmak uzmanlık gerektirir.
  • Delillerin Değerlendirilmesi: Soruşturma ve kovuşturma aşamasında toplanan delillerin hukuka uygunluğunu denetlemek ve müvekkil lehine olan delilleri mahkemeye sunmak, adil bir yargılanma için elzemdir.

TCK 194 suçu, unsurlarının tespiti, delillerin değerlendirilmesi ve özellikle “Basit Yargılama Usulü” gibi lehe hükümlerin takibi açısından teknik bilgi gerektirir. İncelenen Yargıtay kararlarının büyük bir kısmının usule ilişkin nedenlerle bozulduğu göz önüne alındığında, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında bir ceza avukatının hukuki desteği, hak kayıplarının önlenmesi ve adil bir yargılanma sürecinin temini için hayati öneme sahiptir.

Sonuç

TCK m. 194’te düzenlenen Sağlık İçin Tehlikeli Madde Temini suçu, toplum sağlığını korumaya yönelik genel bir tehlike suçu olup, uygulamada özellikle çocuklara yönelik alkol ve tütün satışı gibi olaylarda karşımıza çıkmaktadır. Yargı kararları incelendiğinde, Yüksek Mahkeme’nin hem suçun maddi ve manevi unsurlarının şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmasını aradığı hem de “Basit Yargılama Usulü” gibi yeni usul kurallarının sanık lehine uygulanması konusunda hassasiyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bu suçla ilgili yürütülen hukuki süreçlerde, hem maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına hem de usul hükümlerinin doğru uygulanmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir

Yorum yapın