Sebepsiz Zenginleşme

1. Sebepsiz Zenginleşme Nedir? Temel Kavramlar ve Tanımı (TBK m.77)

Sebepsiz zenginleşme, bir kişinin malvarlığının, haklı bir hukuki sebep olmaksızın, başka bir kişinin malvarlığı veya emeği aleyhine artması durumunu ifade eden bir borç kaynağıdır. TBK m. 77/1 bu kurumu, “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde tanımlamaktadır. Mahkeme kararlarında bu tanım, denkleştirici adalet ilkesinin bir yansıması olarak görülmekte ve malvarlıkları arasındaki haksız değer kaymalarının önlenmesi ve eski hale getirme amacı taşıdığı vurgulanmaktadır. Zenginleşme; geçerli olmayan, gerçekleşmemiş veya sonradan ortadan kalkan bir sebebe dayanabileceği gibi, borçlanılmamış bir edimin ifası yoluyla da ortaya çıkabilir.

2. Sebepsiz Zenginleşmenin Şartları Nelerdir? Hangi Hallerde Gündeme Gelir?

Yargı içtihatlarında ve doktrinde istikrarlı bir şekilde kabul gören dört temel şartın kümülatif olarak gerçekleşmesi gerekmektedir:

  1. Bir Tarafın Zenginleşmesi: Bir kişinin malvarlığının aktifinde bir artış veya pasifinde bir azalma meydana gelmesidir.
  2. Diğer Tarafın Fakirleşmesi: Zenginleşen kişinin malvarlığındaki artışa karşılık, diğer kişinin malvarlığının aktifinde bir azalma veya pasifinde bir artış olmasıdır.
  3. Nedensellik (İlliyet) Bağı: Fakirleşmenin, zenginleşme nedeniyle meydana gelmiş olmasıdır. Yani zenginleşme, fakirleşmenin doğrudan bir sonucu olmalıdır.
  4. Haklı Bir Sebebin Bulunmaması: Zenginleşmeyi hukuken meşru kılan geçerli bir sözleşme, kanun hükmü veya mahkeme kararı gibi bir dayanağın olmamasıdır.

Bu şartlar, özellikle geçersiz sözleşmeler (örn. şekle aykırılık), hataen yapılan ödemeler, icra tehdidi altında yapılan haksız ödemeler veya bir sözleşmenin feshi sonrası iade edilmeyen edimler gibi durumlarda gündeme gelir.

3. Borçlanılmamış Edimin İfası: Ne Zaman Geri Alınabilir? (TBK m.78)

TBK m. 78, kişinin kendisini borçlu sanarak, aslında borçlu olmadığı bir edimi yerine getirmesi halini düzenler. Bu durumda, edimi yerine getiren kişi, “kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse” ödediğini geri isteyebilir. Bu hüküm, iade talebini “yanılma (hata)” şartına bağlamaktadır.

Ancak kanun, zamanaşımına uğramış bir borcun ifası veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi gibi durumlarda yapılan ödemelerin geri istenemeyeceğini belirterek istisnalar getirmiştir. İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/936 E., 2024/153 K. sayılı kararında, davacının, hakkında çıkarılan 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine borçlu olmadığını bilerek ve ihtirazi kayıt koymadan ödeme yapması, TBK m. 78’deki “kendisini borçlu sanma” şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle iade talebinin reddine yol açmıştır.

4. Zenginleşenin Geri Verme Yükümlülüğü (TBK m.79): Haklar ve Sorumluluklar

Sebepsiz zenginleşen kişi, kural olarak elde ettiği zenginleşmeyi iade etmekle yükümlüdür. TBK m. 79, bu iade borcunun kapsamını zenginleşenin iyi niyetli olup olmamasına göre farklılaştırmıştır:

  • İyi Niyetli Zenginleşen: Zenginleşmenin sebepsiz olduğunu bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen kişidir. İade anında elinde kalmış olan zenginleşme miktarı ile sorumludur. Zenginleşme elinden çıkmışsa, iade borcundan kurtulur.
  • Kötü Niyetli Zenginleşen: Zenginleşmenin sebepsiz olduğunu bilen veya bilmesi gereken kişidir. Zenginleşmenin tamamını, elinden çıkmış olsa dahi, iade etmekle yükümlüdür.

İade, “Aynen Geri Verme İlkesi”ne tabidir. Mümkünse zenginleşme konusu malın kendisi, mümkün değilse değeri iade edilir.

5. Geri Verenin Giderleri Talep Hakkı: Masraflar Karşılanır mı? (TBK m.80)

TBK m. 80 uyarınca, iade borçlusu olan zenginleşen, iade konusu mala yaptığı zorunlu ve faydalı giderleri, fakirleşenden talep edebilir. Bu talep hakkının kapsamı da yine zenginleşenin iyi veya kötü niyetli olmasına göre değişir. İyi niyetli zenginleşen tüm zorunlu ve faydalı giderlerini talep edebilirken, kötü niyetli zenginleşenin talep hakkı daha sınırlıdır.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/568 E., 2022/422 K. sayılı kararında, geçersiz bir sözleşme uyarınca davacının yaptığı fore kazık, temel kazısı gibi imalat masraflarının, davalının arsasında bir değer artışı yarattığı kabul edilmiş ve bu masrafların sebepsiz zenginleşme kapsamında davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu, yapılan giderlerin iadesine ilişkin önemli bir örnektir.

6. Hangi Durumlarda Edim Geri İstenemez? (TBK m.81) İstisnai Haller

TBK m. 81, hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen bir şeyin geri istenemeyeceğini düzenler. Bu hüküm, “kimse kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemez” (nemo auditur propriam turpitudinem allegans) ilkesinin bir yansımasıdır. Örneğin, rüşvet olarak verilen para bu hüküm kapsamında geri istenemez. Hakim, bu durumda edimin Devlete mal edilmesine karar verebilir.

7. Sebepsiz Zenginleşmede Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır? (TBK m.82)

TBK m. 82, sebepsiz zenginleşmeden doğan iade talepleri için ikili bir zamanaşımı süresi öngörür:

  • İki Yıllık Süre: Hak sahibinin, geri isteme hakkı olduğunu ve zenginleşeni öğrendiği tarihten itibaren başlar.
  • On Yıllık Süre: Her halde, zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren başlar.

Bu süreler hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen dikkate alınmaz; davalının süresi içinde zamanaşımı def’inde bulunması gerekir.

Yargı Kararı Özeti: Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi (2023/813 E., 2024/729 K.) Mahkeme, davacının sebepsiz zenginleşmeyi 05.08.2021’de öğrendiğini, davanın ise 2 yıllık sürenin dolduğu 05.08.2023’ten sonra, 07.09.2023’te açıldığını tespit etmiştir. Davacının, sürenin adli tatile denk geldiği ve HMK m. 104 uyarınca uzaması gerektiği yönündeki savunmasını, “maddi hukuka ilişkin zamanaşımı sürelerinin adli tatilde işlemeye devam edeceği” gerekçesiyle reddederek davayı zamanaşımı nedeniyle usulden reddetmiştir. Bu karar, usul hukuku ile maddi hukuk süreleri arasındaki farkı net bir şekilde ortaya koymaktadır.

8. Günlük Hayatta Karşılaşılan Sebepsiz Zenginleşme Örnekleri

  • Banka hesabına yanlışlıkla gönderilen para (havale/EFT).
  • Bir faturanın iki kez ödenmesi.
  • Geçersiz bir sözleşme (örn. harici taşınmaz satışı) uyarınca ödenen kapora veya satış bedeli.
  • Sözleşme feshedildikten sonra iade edilmeyen avans ödemeleri.
  • İcra takibi sonucunda borçtan fazla yapılan ödeme.

9. Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarıyla Uygulamalar

Yargı kararları, sebepsiz zenginleşme kurumunun soyut kurallarını somut olaylara uygulayarak hukuka yön vermektedir.

Yargı Kararı Özeti: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi (2017/10894 E., 2018/12166 K.) Yargıtay bu kararında, tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı sürece geçersiz olduğunu ve bu nedenle tarafların verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebileceğini belirtmiştir. Kararda, “Kural olarak, tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığı sürece geçersizdir… Geçersiz olduğu için de, taraflarına hak ve borç doğurmaz. Ancak, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler.” denilerek, geçersiz sözleşmelerde başvurulacak tek hukuki yolun sebepsiz zenginleşme olduğu netleştirilmiştir.

Yargı Kararı Özeti: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi (2021/1604 E., 2024/1577 K.) Bu kararda, taraflar arasında sözleşmeden doğan bir hukuki ilişki varken sebepsiz zenginleşmeye dayalı talepte bulunulamayacağı ilkesi vurgulanmıştır. Uyuşmazlık, ticari ilişkiden kaynaklanan bir alacağa ilişkin olup, mahkeme talebin temelinin sözleşme olduğunu belirterek, sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanamayacağına işaret etmiştir.

10. Haksız Alınan Paralar, Ödemeler ve Taşınmazlar Nasıl Geri Alınır?

Haksız yere yapılan ödemeler veya devredilen mallar, sebepsiz zenginleşme davası açılarak geri talep edilebilir. Süreç genellikle şu adımları içerir:

  • İhtarname (İsteğe Bağlı): Zenginleşen tarafa bir ihtarname gönderilerek iade talebinde bulunulabilir. Bu, temerrüt faizi başlangıcı açısından önemlidir.
  • Dava Açma: İade gerçekleşmezse, görevli ve yetkili mahkemede sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir alacak (istirdat) davası açılır.
  • İspat: Davacı, zenginleşmenin dört şartının gerçekleştiğini (özellikle ödemeyi yaptığını ve bunun haksız olduğunu) delilleriyle (banka dekontu, tanık, sözleşme metni vb.) ispatlamalıdır.
  • Mahkeme Kararı: Mahkeme, şartların oluştuğuna kanaat getirirse, zenginleşmenin iadesine karar verir.

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 2025/91 E., 2025/784 K. sayılı kararı, icra takibi sırasında yapılan ödemenin geri alınması talebini, davacının ödemeyi “ihtirazi kayıt” koymadan yapması ve İİK’daki istihkak gibi diğer yasal yolları kullanmaması nedeniyle reddetmiştir. Bu, haksız ödemelerin geri alınmasında usuli dikkat ve özenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

11. Sebepsiz Zenginleşme Davalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

  • Görevli ve Yetkili Mahkeme: Uyuşmazlığın niteliğine göre (ticari veya genel) görevli mahkeme belirlenmeli, yetkili mahkeme ise genel kural olarak davalının yerleşim yeridir.
  • Zamanaşımı Def’i: Davalı taraf, zamanaşımı süresinin dolduğunu düşünüyorsa, bunu cevap dilekçesinde mutlaka ileri sürmelidir.
  • Taleple Bağlılık: Mahkeme, davacının talebinden fazlasına hükmedemez. Talep net ve belirli olmalıdır.
  • İspat Vasıtaları: Özellikle ticari davalarda yazılı delil (fatura, dekont, ticari defterler) önemlidir.
  • Basiretli Tacir Yükümlülüğü: Tacirler arasındaki uyuşmazlıklarda, TTK uyarınca basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü göz önünde bulundurulur. İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2024/88 E., 2025/88 K. sayılı kararında, kendisine yıllarca gönderilen faturalara itiraz etmeden ödeme yapan tacirin daha sonra bu ödemelerin haksız olduğunu iddia etmesi, basiretli davranma yükümlülüğüne aykırı bulunarak davası reddedilmiştir.

12. Hak Arama Yolları: Sebepsiz Zenginleşme Nedeniyle Dava Açmak

Fakirleşen tarafın temel hak arama yolu, görevli Asliye Hukuk veya Asliye Ticaret Mahkemesi’nde “sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası” (istirdat davası) açmaktır. Dava dilekçesinde, zenginleşmenin unsurları somut olgularla açıklanmalı, deliller sunulmalı ve talep sonucu (istenilen miktar) net bir şekilde belirtilmelidir. Gerekli durumlarda icra takibi başlatılarak, itiraz halinde “itirazın iptali davası” açılması da bir diğer yöntemdir.

13. Avukat Desteğiyle Süreci Güvence Altına Almak Neden Önemli?

Sebepsiz zenginleşme davaları, maddi hukuka ilişkin derin bilgi (şartların tespiti, iyiniyetin değerlendirilmesi) ile usul hukukuna ilişkin titizliği (zamanaşımı, ispat kuralları, doğru talep oluşturma) bir arada gerektirir. Bir avukat;

  • Davanın hukuki temelini doğru tespit eder (sözleşme mi, sebepsiz zenginleşme mi?).
  • Zamanaşımı gibi hak düşürücü süreleri takip eder.
  • İspat yükümlülüğünü yerine getirmek için gerekli delilleri toplar ve usulüne uygun sunar.
  • Talep sonucunu doğru ve eksiksiz bir şekilde belirleyerek hak kaybını önler. Bu nedenlerle, sürecin bir hukuk profesyoneli tarafından yönetilmesi, davanın başarı şansını önemli ölçüde artırır ve süreci güvence altına alır.

Sonuç

Sebepsiz zenginleşme, Türk Borçlar Hukuku’nun denkleştirici adalet ilkesini hayata geçiren temel kurumlarından biridir. Yargı kararları incelendiğinde, mahkemelerin TBK’da yer alan soyut kuralları uygularken, olayın somut koşullarını, tarafların sıfatını (tacir/tüketici), iyi niyet durumunu ve özellikle usuli gereklilikleri (zamanaşımı, ispat, ihtirazi kayıt vb.) titizlikle değerlendirdiği görülmektedir. Kurumun tali niteliği, yani sözleşmesel bir ilişki varken uygulanamayacağı ilkesi, davaların hukuki nitelemesinde en sık karşılaşılan ve dikkat edilmesi gereken husustur. Başarılı bir dava süreci için hem maddi hukukun temel ilkelerine hem de usul hukukunun şekli kurallarına hakimiyet elzemdir.

Yorum yapın