Seçimlik Borç

1. Seçimlik Borç Nedir? (TBK m.87 Kapsamında Tanım ve Temel Özellikler)

TBK m. 87/1’de, “Seçimlik borçlarda, hukuki ilişkiden ve işin özelliğinden aksi anlaşılmadıkça, edimlerden birinin seçimi borçluya aittir.” hükmü yer almaktadır. Bu tanımdan hareketle seçimlik borç, borcun konusunu oluşturan birden fazla edimden yalnızca birinin ifasıyla borçlunun borcundan kurtulduğu bir borç ilişkisidir. Başlangıçta borcun konusu birden fazla edimle alternatifli olarak belirlenmiş olup, borç, seçim hakkının kullanılmasıyla tek bir edime indirgenir.

Yargıtay kararlarında bu borç türü, alacaklıya veya borçluya tanınan bir tercih hakkı olarak tanımlanmaktadır. Örneğin, borçlunun temerrüdü halinde alacaklının TBK m. 125 uyarınca sahip olduğu haklar (aynen ifa ve gecikme tazminatı, müspet zararın tazmini veya sözleşmeden dönme) kanundan doğan bir seçimlik borç ilişkisi yaratır (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 2007/11905 E., 2007/14401 K.).

2. Seçimlik Borcun Çeşit Borcundan Farkı

Seçimlik borçta, borcun konusunu oluşturan edimler (örneğin A marka otomobil veya B marka otomobil) başlangıçtan itibaren ayrı ayrı ve belirli bir şekilde kararlaştırılmıştır. Çeşit borcunda ise borcun konusu, bir tür (cins) ile belirlenmiştir (örneğin 2024 model C marka bir otomobil). Seçimlik borçta seçim, birbirinden farklı edimler arasından yapılırken; çeşit borcunda seçim, aynı türün bireyleri arasından yapılır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2013/1103 E., 2014/1084 K.).

3. Edimlerin Belirlenmesi: Seçim Hakkı Kime Aittir?

TBK m. 87 uyarınca ana kural, seçim hakkının borçluya ait olmasıdır. Ancak bu kural mutlak değildir. Taraflar sözleşmeyle hakkın alacaklıya veya üçüncü bir kişiye ait olacağını kararlaştırabilirler. Yargıtay kararları bu esnekliği teyit etmektedir.

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (2013/1103 E., 2014/1084 K.) kararında, sözleşmede alacaklıya seçim hakkı tanınabileceği belirtilmiştir.
  • Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi (2024/180 E., 2024/633 K.) kararında, faiz türü seçiminde kanun hükmü gereği seçim hakkının alacaklıya ait olduğu vurgulanmıştır.
  • Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi (2020/424 E., 2021/114 K.) kararında, taraflar arasındaki sözleşmede işverene (davalıya) ödeme yöntemini belirleme konusunda bir seçim hakkı tanındığı ve bu hakkın kullanıldığı tespit edilmiştir.

4. Borçlunun veya Alacaklının Seçim Hakkını Kullanma Süresi

Seçim hakkının kullanılması için bir süre belirlenmemişse, dürüstlük kuralı çerçevesinde makul bir sürede kullanılması gerekir. Hakkını kullanmakta geciken tarafa, diğer taraf uygun bir süre vererek seçimini yapmasını ihtar edebilir. Bu sürede seçim yapılmazsa, seçim hakkı diğer tarafa geçebilir.

  • Yargıtay 23. Hukuk Dairesi (2014/2297 E., 2014/7610 K.) kararında, davalının kendisine tanınan seçimlik hakkı kesin süre içinde kullanmaması üzerine seçme hakkının davacıya geçtiği kabul edilmiştir.

5. Seçimlik Hakkın Kullanılması ve Edimin Belirlenmesi

Bu iki başlık, seçimlik borcun en kritik yönünü oluşturmaktadır. Yargı kararlarında istisnasız olarak vurgulandığı üzere, seçim hakkı tek taraflı, varması gerekli bir irade beyanıyla kullanılan yenilik doğuran (inşai) bir haktır. Bu beyan karşı tarafa ulaştığı anda hukuki sonuçlarını doğurur ve borç, seçilen tek bir edime dönüşür. Bu niteliği nedeniyle, seçim hakkı bir kez kullanılmakla tükenir ve bu seçimden dönülemez.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (2017/1704 E., 2020/534 K.) kararında bu ilke net bir şekilde ifade edilmiştir: “Seçim hakkı, hukuki niteliği itibariyle, tek taraflı, varması gerekli irade beyanıyla kullanılan yenilik doğuran bir haktır. İrade beyanı, karşı tarafa varmakla kendiliğinden sonuçlarını doğurur; borcun konusu, tek bir edim hâlinde kesin olarak belli olur… Seçim hakkı, yenilik doğuran hak olduğu için kullanılmakla sona erer. Bu nedenle seçim beyanından dönülemez.”

6. Seçimlik Borçta İfa ve Hükümleri

Seçim hakkı kullanıldıktan sonra borç, adi (basit) bir borca dönüşür. İfa, seçilen edimin tam ve gereği gibi yerine getirilmesiyle gerçekleşir ve borç ilişkisi sona erer. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin tüketici hukukuna ilişkin kararında (2022/6522 E., 2023/180 K.), ayıpsız misli ile değişim kararı verilirken ifanın nasıl gerçekleşeceği ve infazda çıkabilecek sorunlar tartışılmıştır. Bu durum, seçilen edimin ifasının da genel hükümlere tabi olduğunu göstermektedir.

7. Seçimlik Edimlerden Birinin İfasının İmkânsız Hale Gelmesi

TBK m. 88 uyarınca, edimlerden birinin ifası imkânsız hale gelirse, borç kalan edim veya edimler üzerinde yoğunlaşır. Eğer imkânsızlık, seçim hakkı sahibi olmayan tarafın kusurundan kaynaklanıyorsa, seçim hakkı sahibi diğer edimi isteme veya imkânsızlaşan edim için tazminat talep etme hakkına sahip olur.

  • Yargıtay 3. Hukuk Dairesi (2024/1682 E., 2024/2656 K.) kararında, misli ile değişimin imkânsız hale gelmesi durumunda güncel değere hükmedilmesinin hatalı olabileceği, İİK m. 24 hükmünün gözetilmesi gerektiği belirtilerek bu konunun hassasiyetine dikkat çekilmiştir.

8. İrade Açıklamasının Hukuki Sonuçları

Seçim hakkının kullanılmasına yönelik irade açıklaması, borç ilişkisi üzerinde doğrudan ve kesin etkiler doğurur:

  1. Borcu Belirler: Seçimlik borcu, tek bir edimden oluşan basit bir borca dönüştürür.
  2. Yenilik Doğurur: Karşı tarafın kabulüne gerek olmaksızın hukuki durumu değiştirir.
  3. Geri Alınamaz: Yenilik doğuran bir hak olduğu için, kullanıldıktan sonra tek taraflı olarak geri alınamaz.
  4. Bağlayıcıdır: Hem seçim hakkını kullananı hem de karşı tarafı bağlar. Seçimden sonra alacaklı, seçilmeyen bir edimi talep edemez; borçlu da seçtiği edim yerine başka bir edimi ifa etmeyi teklif edemez.
  5. İcra takibinde yasal faiz talep eden alacaklı, daha sonra dava açarak ticari faiz farkını isteyemez (Yargıtay HGK, 2017/1704 E., 2020/534 K.; Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi, 2022/226 E., 2022/1232 K.).
  6. Ayıplı mal nedeniyle “ücretsiz onarım” talep eden tüketici, daha sonra bu talebinden vazgeçerek “misli ile değişim” isteyemez (Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2023/574 E., 2024/771 K.).
  7. Sözleşmeye aykırılık halinde “ifayı” talep eden taraf, aynı anda “seçimlik cezai şartı” talep edemez (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, 2015/8840 E., 2017/1154 K.).

9. Yargıtay Kararlarıyla Seçimlik Borcun Uygulaması

Kararlarda  sıkça karşılaşılan çeşitli alanlardaki uygulamalar:

  • Döviz Borçları (TBK m. 99): Alacaklı, sözleşmede “aynen ödeme” şartı yoksa, borcun vade veya fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL olarak ödenmesini veya döviz olarak aynen ifasını seçebilir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararlarında (2023/379 E., 2025/82 K. ve 2022/96 E., 2025/12 K.), alacaklının TL üzerinden çek kabul etmesinin, seçim hakkını TL olarak ifa yönünde kullandığı anlamına geldiği ve sonradan kur farkı talep edemeyeceği belirtilmiştir.
  • Ayıplı Mal ve Tüketici Hukuku: Tüketici, ayıplı mal karşısında bedel iadesi, misli ile değişim, onarım veya bedel indirimi gibi seçimlik haklara sahiptir. Bu haklardan birini kullanmakla diğerlerinden vazgeçmiş sayılır. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi (2016/14908 E., 2019/12357 K.) ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi (2021/1973 E., 2022/1926 K.) kararlarında, tüketicinin hangi hakkı kullandığının netleştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
  • Seçimlik Cezai Şart (TBK m. 179): Sözleşmede, borca aykırılık halinde alacaklının ya asıl edimin ifasını ya da cezai şartı isteyebileceği kararlaştırılabilir. Alacaklı bu iki talebi birlikte ileri süremez.Yargıtay 23. Hukuk Dairesi (2015/8840 E., 2017/1154 K.) kararında, “Davacı seçimlik cezai şartta ya ifayı ya da cezai şartı tercih etmek zorundadır” denilerek, davacının eksik iş bedellerini (ifayı) talep etmesiyle seçimini bu yönde kullandığı ve artık cezai şartı isteyemeyeceği sonucuna varılmıştır.

10. Seçimlik Borçla İlgili Sözleşme Hazırlarken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yargı kararlarındaki uyuşmazlıklar, sözleşme hazırlarken şu hususlara dikkat edilmesini zorunlu kılmaktadır:

  • Seçimlik edimler açık, net ve tereddüde yer vermeyecek şekilde tanımlanmalıdır.
  • Seçim hakkının borçluya mı, alacaklıya mı, yoksa üçüncü bir kişiye mi ait olduğu açıkça belirtilmelidir.
  • Seçim hakkının kullanılması için belirli bir süre öngörülmesi, belirsizlikleri önleyecektir.
  • Hakkın süresinde kullanılmamasının sonuçları (örneğin hakkın diğer tarafa geçeceği) düzenlenmelidir.

11. Seçimlik Borçta Temerrüt Durumu ve Sorumluluklar

Seçim hakkı kullanıldıktan sonra borç tek bir edime indirgendiği için, temerrüt bu seçilen edimin zamanında ifa edilmemesi halinde gündeme gelir. Bu durumda borçlar hukukunun temerrüde ilişkin genel hükümleri (TBK m. 117 vd.) uygulanır. Alacaklı, gecikme tazminatı veya TBK m. 125’teki diğer seçimlik haklarını kullanabilir.

12. İcra ve İflas Hukuku Açısından Seçimlik Borç

Seçimlik borçların takibi özellik arz eder. Alacaklı, icra takibine başlamadan önce seçim hakkını kullanmalı ve takip talebinde hangi edimin ifasını istediğini net bir şekilde belirtmelidir. Terditli veya alternatifli takip talebinde bulunulamaz.

  • Yargıtay 8. Hukuk Dairesi (2012/11194 E., 2012/11861 K.) kararında, boşanma ilamına dayalı takipte alacaklının “taşınmazın satılarak bedelinin ödenmesi” veya “belirli bir değerde başka taşınmazın tescili” edimlerinden birini seçerek takibe konu etmesi gerektiği, terditli talepte bulunamayacağı açıkça belirtilmiştir.

13. Vatandaşın Hakları ve Sık Karşılaşılan Hatalar

Vatandaşların ve tacirlerin en sık yaptığı hata, seçim hakkının geri dönülmez niteliğini göz ardı etmektir. Bir hakkı kullandıktan sonra (örneğin onarım talep ettikten sonra) durumdan memnun kalmayıp başka bir hakka (örneğin bedel iadesi) yönelmeye çalışmak, mahkemelerce kabul görmemektedir. Diğer bir hata ise, dava veya takip dilekçelerinde talebi netleştirmemek, birden fazla seçimlik hakkı aynı anda talep etmektir.

14. Avukata Danışmanın Önemi

Seçimlik borç ilişkisinin doğası gereği, atılacak ilk adım (seçim hakkının kullanılması) genellikle geri dönülmezdir ve uyuşmazlığın tüm seyrini belirler. Bu nedenle, bir hak kullanılmadan önce hukuki sonuçlarının bir avukat tarafından değerlendirilmesi hayati önem taşır. Avukat, müvekkilin durumuna en uygun seçimlik hakkın belirlenmesi, bu hakkın usulüne uygun olarak karşı tarafa bildirilmesi ve yargılama sürecinde bu seçime dayalı tutarlı bir strateji izlenmesi konularında yol gösterecektir.

15. Sonuç ve Değerlendirme

İncelenen yargı kararları, seçimlik borç kurumunun temel dinamiğinin, “seçim hakkının yenilik doğuran niteliği” ilkesi etrafında şekillendiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu ilke, hak sahibine bir tercih imkânı sunarken, aynı zamanda onu yaptığı seçimin sonuçlarıyla bağlayan önemli bir sorumluluk yüklemektedir. Yargıtay ve alt derece mahkemeleri, bu hakkın bir kez kullanılmakla tükeneceği ve seçimden dönülemeyeceği konusunda son derece istikrarlı bir içtihat geliştirmiştir. Bu durum, özellikle tüketici hukuku, icra hukuku ve sözleşmelerden doğan cezai şart taleplerinde, tarafların ve avukatların stratejilerini belirlerken son derece dikkatli olmalarını gerektirmektedir. Sözleşmelerin hazırlanması aşamasında seçimlik borca ilişkin hükümlerin açık ve net bir şekilde düzenlenmesi, gelecekteki potansiyel uyuşmazlıkların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Yorum yapın